Logo... Yazarlar...

Bu portreyi ordu taşıyabilir mi?

Ahmet TAŞGETİREN

M ehmet Akif'in yazdığı İstiklâl Marşı ile açılan GATA eğitim yılı toplantısında Akif'in "Arap adamlığı" ile suçlanması, TSK'nın hassasiyetlerini yaralayan bir tavır olmalıdır.

Ne yazık ki bu görüntüler TSK'nın imajını yaralayıcı etki yapıyor. Prof. Işımer'in bu ölçüsüz konuşmasından sonra birilerinin Mehmet Akif'e özür borcu olduğu muhakkak.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin yeni öğretim yılının açılış toplantısı... Salon üst rütbeli subaylar ve öğrencilerle tıklım tıklım dolu. Toplantı İstiklâl Marşı ile açılıyor. Herkes ayakta ve İstiklâl Marşı hep bir ağızdan söyleniyor.

O sırada hiç kimsenin aklından, yürek dolusu duygularla okudukları bu marşı yazan Mehmet Akif Ersoy'un "Arapçı bir adam" olduğu düşüncesi muhakkak ki geçmiyor. Muhakkkak ki bu büyük vatan ve İslam şairine karşı en küçük bir saygısızlık da geçmiyor.

Ama az sonra, tuğgeneral rütbeli bir profesör çıkacak ve ilk ders yerine, "Atatürk'üm ve Türkçem" konulu bir konuşma yapacak. Konu, asker, general, üstelik bir tıp profesörünün Türkçe konusunda gösterdiği hassasiyet açısından önemli. Ama konuşma üslûp, bilgi muhtevası ve varılan sonuçlar itibariyle değerlendirildiğinde ortaya bir garabet örneği çıkıyor. Belki cehalet örneği... Her kelimesinde çam deviren bu üslûp, nasıl bir askeri kurumun kürsüsünde ilk ders olarak sunulabilmiştir, hayret etmemek mümkün değil.

Bakın Prof. Tabip Tuğgeneral Yalçın Işımer'in sözlerine: "Atatürk'ün ricasını yerine getirmedi diye onu aziz kılanlar, şimdilerde Mehmet Akif Üniversitesi kurma çabasındalar. O üniversiteden çıkan kafalar, bilinmelidir ki El Ezher kafalı adamlar olacaktır. Arap milliyetçiliğinin adamı olacaklardır. Arap'ın adamı olacaklar. Arap'ın adamı olmak adamlık değildir. Ulusun adamı olmak yakışır adam olacak adama. Bu adamlara 'adam sen de' demeyeceğiz. Son zamanlarda, Atatürk'e ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz'e dil uzatanları bir şekilde belleyeceğiz."

Bu sözlerin neresini eleştireceksiniz. Üslûbu beyan aynıyle insandır, denilmiş... Bir insan, Mehmet Akif Üniversitesi'nden "Arap adamı yetişeceği" yolunda bir sonuç çıkarabiliyorsa, Arap olmayı başlı başına, "adam sayılmama"nın gerekçesi kabul edebiliyorsa, "bir şekilde bellemek" gibi argo üslûbu, GATA'nın ilk dersine taşıyabiliyorsa, gelinen noktanın vahameti üzerine söylenecek söz kalmıyor.

Bu sözler, ancak peşin "Mehmet Akif düşmanlığı"ndan yola çıkan bir zihniyetin ürünü olabilir. Ama cehaletle yüklü bir Akif düşmanlığıdır bu... Akif bir Arnavut'tur. Akif, buna rağmen, Milli Mücadele'yi iliklerine kadar yaşamış bir Türk-Türkiye sevdalısıdır. Onun için bu memleketin İstiklâl Marşı'nı o yazmıştır. O marş, duyulmadan, yaşanmadan yazılır mıydı? Duyulmadan, yaşanmadan yazılan bir marş, Milli Mücadele'nin şerefini üstlenmiş bir Meclis tarafından kabul edilir miydi? GATA'nın salonlarında ve bu memleketin binlerce, onbinlerce salonunda, milyonlarca insanı o marşı, Akif'in duygularıyla, yürekler dolusu heyecanla söylerler miydi?

Bir adam, lafı Atatürk'e yaslayıverince her türlü münasebetsizliği yapma hakkını kazanır mı?

Ve bunu ordu rengini taşıyan bir kurumda, bir ortamda nasıl seslendirebilir?

Ve bunu, o salon nasıl bir duyarsızlıkla alkışlayabilmiştir?

Mehmet Akif, Çanakkale Destanı isimli şiirinde Bedir şehitleri ile Çanakkale şehitlerini mukayese etmiş. "Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi..." ifadesini kullanmış. Prof. Işımer, buna bile öfke duyuyor: "Bedir Savaşı'nda 500 kişiyle çarpışan 250 bedevi Arap'la, dünya uluslarına karşı destanlar yazan Mehmetçiği bir tutuyor da 'o kadar şanlı idi' diyor. Onun düşünce evreni, Bedir Savaşı'nın ötesine gidememiş."

Bu ifadelerden Prof. Işımer'in hem şiiri anlamadığını, hem İslâm'ın sembol olaylarını küçümsediğini, hem de önyargılarla hüküm bina etmeye yöneldiğini görüyoruz. İnsaf sahibi herkes bilir ki, Akif'in Çanakkale Destanı, bu konuda yazılmış müstesna şiirlerden birisidir. Bir destandır evet. "Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber... Sana âğuşunu açmış bekliyor Peygamber" diye seslenen bir destan. Ama bu destanı kavramak için, Çanakkale şehidinin İslâm aşkını, Peygamber tutkusunu, şehadet bilincini iyi anlamak lâzım. Eğer bunu anlamamışsanız, "Sana ağuşunu açmış bekliyor Peygamber" ifadesinden bile "Arapçılık" çıkarabililir, "Neden seni bekliyor Atatürk" demedi de "Seni bekliyor Peygamber" dedi" diye şairi hesaba çekmeye yönelebilirsiniz. Şimdi meselenin asıl önemli yanı nedir, onun üzerinde düşünelim:

Böyle bir konuşma Türkiye'de bundan önce yapılmamış, yarın da yapılmayacak değildir. Daha ölçüsüzleri de söylenip, yazılabilir. Ama ordu adına halkın huzuruna çıkarken, dikkatli olmak gerektiğini unutmamak lâzım. Kısa süre önce İslâm'a ve Hazreti Peygamber'e dil uzatan ve BÇG imzalı olduğu öne sürülen bir rapor sebebiyle nasıl sıkıntılar yaşandığı biliniyor. Türk Silâhlı Kuvvetleri adına sık sık, "Orduyu din düşmanı göstermek isteyenler var" tarzında açıklamalar yapılıyor. Bunlar önemli hassasiyetler ama, bu hassasiyetlerin etkisini yokeden şu çıkışlar olmasa... Kim adına konuştu Prof. Işımer? Onun devirdiği çamların bedelini kim ödeyecek? Mehmet Akif'e bile tahammül edemeyen bir zihniyet, Ordu adına ahkâm kesebilir mi? "Arnavut asıllı" ama, Türk İstiklâl Marşı'nı yazmış, Milli Mücadele'yi iliklerine kadar yaşamış bir Mehmet Akif'i bile "Arapçılığın kaynağı" olarak suçlayan bir zihniyet, gerçekten Türk milleti adına "milliyetçilik" mi yapıyordur, gerçekten "ordunun haysiyeti"ni mi savunuyordur, yoksa, Türk milletini, dostlarından, kardeşlerinden, kendi kültür mirasından soyutlamanın arayışı içinde midir? Neyi merak ediyorum, biliyor musunuz?Acaba o gün orada, İstiklâl Marşı için ayağa kalkan insanlar arasında Prof. Işımer var mıydı? İstiklâl Marşı'nı söyledi mi? Onu söylerken, Mehmet Akif hakkında hangi duyguları besliyordu? Ben buradan, TSK adına bir açıklama beklediğimi ifade etmek istiyorum: Evet, "Prof. Işımer'in sözleri sadece kendisini bağlar, TSK adına bu sözleri benimsemiyoruz, Milli şairimiz Mehmet Akif'ten de özür diliyoruz", yollu bir açıklama...
 

atasgetiren@yenisafak.com

  29 Eylül 1999 Çarşamba

Geri



Bakın Prof. Tabip Tuğgeneral Yalçın Işımer'in sözlerine: "Atatürk'ün ricasını yerine getirmedi diye onu aziz kılanlar, şimdilerde Mehmet Akif Üniversitesi kurma çabasındalar. O üniversiteden çıkan kafalar, bilinmelidir ki El Ezher kafalı adamlar olacaktır. Arap milliyetçiliğinin adamı olacaklardır. Arap'ın adamı olacaklar. Arap'ın adamı olmak adamlık değildir. Ulusun adamı olmak yakışır adam olacak adama. Bu adamlara 'adam sen de' demeyeceğiz. Son zamanlarda, Atatürk'e ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz'e dil uzatanları bir şekilde belleyeceğiz."


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || YAZARLAR ||
|| LİNKLER || SERBEST KÜRSÜ ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj || ABONE OL ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED