Logo... Gündem...

Yargıcın gözyaşları

Eşi gözleri önünde şehit edilen müdahil Yıldız Namdar'ın konuşması müdahiller ve avukatları gözyaşları arasında bıraktı. Başkan Okyay'ın kürsü altından mendili ile gözlerini sildiği görüldü.

M udanya- Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yargılandığı davada söz alan davacı müdahil Yıldız Namdar, astsubay olan eşinin, birlikteyken araçtan indirilerek götürüldüğünü ve daha sonra öldürüldüğünü belirterek, "Hayallerimi kaybettim. Sadece adalet istiyoruz. Bizler insan değil miyiz?" dedi.

'Hayallerimi kaybettim'

Namdar, 3 sayfadan oluşan ve oldukça duygulu cümlelerin yer aldığı bir metni, sürekli ağlayarak okumaya çalıştı. Astsubay olan eşi Murat Namdar'ın, PKK elemanlarınca öldürüldüğünü ve olayı bizzat yaşadığını anlattı. Namdar, şöyle konuştu: "Hani insanlık, insan hakları?.. Sadece adalet diyoruz. Bizler insan değil miyiz? Murat kocamdı, canımdı, herşeyimdi. Kürt-Türk diye hiçbir ayrım yapmadı. Askerlerine yol parası verdi. Yemin ediyorum hiç kimseye ayrım yapmadı. İnsanlık bu mu? O da anasını özlemişti. İzne gidiyordu."

Öcalan: Acınızı paylaşıyorum

Mahkeme heyetinin çok duygulandığı bu anda Başkan Okyay'ın kürsü altından mendili ile gözlerini sildiği görüldü. Namdar, Öcalan'a dönerek, "Biz size ne yaptık? Biz hiç kimseye bir şey yapmadık" dedi. Öcalan, bunun üzerine oturduğu yerden öne eğilerek, "Acılarını paylaşıyorum" dedi. Namdar'ın ağlayarak tamamladığı konuşmasından sonra müdahil yakınları ve üç müdahil avukatı, ağlayarak dışarıya çıktı. Ortamı, Okyay'ın ikazları yatıştırdı.

"Vampiri, asılırsa affedebilirim"

Öcalan'ın yargılandığı davada söz alan davacı müdahil Züleyha Türkyılmaz, sanık Öcalan'ın özrünün sahte olduğunu belirterek, "Vampir Apo asılırsa öyle affedebilirim" dedi.

"İdamdan sonra özür dilesin"

Müdahillerden Kadir Tekelioğlu da, Jandarma Kıdemli Üstçavuş Lütfü Tekelioğlu'nun Şırnak Gülyazı'da şehit olduğunu vurgulayarak "Biz, Apo'nun özrünü kabul etmiyoruz. İdam edilsin, ondan sonra özür dilensin" diye konuştu.

Mahkemede "sayın" krizi

Müdahillerden Mehmet Gencer de, Deniz Piyade Astsubay olan oğlu Serhat Gencer'i kaybettiğini söyledi. Konuşması sırasında Öcalan'a "Sayın Öcalan" diye hitab eden Gencer'i müdahiller, "Sayını bırak" diyerek uyardılar. "Ben insanlığımdan bunları söyledim" diyen Gencer, şunları söyledi: "O örgüt lideri değil, kapıcısı veya çaycısıdır. Benim yengem Kürt asıllı. Ağabeyim eşi Kürt asıllı. İç içe girmişiz nasıl ayırt edeceğiz. Kız alıp vermişiz. Gerekli cezanın verilmesini istiyorum."

Şehit analar adına idam talebi

Müdahillerden Beyhan Kepenli de, "Anneler ağlamasın, eşler dul, evlatlar babasız kalmasın, acılar dinsin" diye başladığı konuşmasında, "Şehit anaları adına idamını istiyorum" dedi. Müdahillerden İlhami Çiçek ise, mahkemeden üç talebi olduğunu belirterek, bunlardan ilkinin şehit olan oğlu Taner Çiçek'in kalan 2,5 aylık askerliğini kendisinin yapmak istediğini söyledi. Çiçek, ikinci isteğinin "Sanığın idam edilmeden önce isminin değiştirilerek, gerçek isminin verilmesini" talep etti. Çiçek, üçüncü isteğinin de, babası ve oğlunun şehit olduğu topraklarda, sanığın cesedinin bırakılmamasını talep etti.


Geri




MUDANYA NOTLARI

    Terörist başının yargılandığı üçüncü günde Mudanya'da soğuk ve yağmurlu bir hava vardı. Sabah saat 6.30'da bardaktan boşanırcasına yağan yağmurla güne başlayan ilçe, bulutlu ve soğuk bir gün geçirdi.

Dün duruşmayı izleyecek olanlar saat 07.40'ta İmralı Adası'na deniz otobüsü ile hareket ettiler. Duruşmaya 26 müdahil, 38 izleyici, 12 şehit yakını, 12 yabancı izleyici, 12 yerli basın, 8 yabancı basından temsilci katıldı.

İmralı ile temasın sağlandığı iskelenin yanındaki 12 Eylül Caddesi'nin halka ve trafiğe kapatılması esnafın tepkisine neden oldu. Caddenin açılması için önceki gün Kaymakamlığa başvuran esnaf, konuya bir çözüm bulunmasını istedi. Cadde üzerindeki bir dükkan sahibi, "Evim de burada işyeri ile evim arasında gidip gelirken izin almak zorunda kalıyorum. Zaten dükkanıma müşterinin uğradığı yok. Alınan önlemleri ve şehit yakınlarını saygıyla karşılıyoruz. Ancak bizim bu durumumuzun da çözüme kavuşturulması lazım" dedi.

Ayrıca davanın ilk gününde Mudanya'ya akın eden şehit yakını ve aileleri dün havaların da bozuk olması nedeniyle ilçeye gelmediler.

Mudanya'da tek hareketlilik yabancı ve yerli basının haber akışını sağlayan Montanıa Oteli'ndeki basın merkezi ve canlı yayın araçlarının bulunduğu iskeledeydi.

Duruşmaya katılamayan ve Mudanya'dan gelişmeleri izleyen yargı muhabirleri, davayı "abilerinin" takip etmesinden şikayetçiler. Davanın kamuoyuna doğru ve objektif bir şekilde aktarılamadığına dikkat çeken gazeteciler, duruşmayı takip eden kişi ve kurumlar arasında adaletsiz bir dağıtım yapılmasını eleştiriyorlar.

Duruşmayı takip edecek TRT'nin bayan montajcısı geç kalınca, Ada'ya giden vapura yetişemedi. Elindeki kasetlerle birlikte limanda kalan gazeteci daha sonra sahil güvenlik botuyla adaya götürüldü.



|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| DÜŞÜNCE || YAZARLAR || SERBEST KÜRSÜ ||
|| AÇIK OTURUM || LİNKLER ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj ||

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED