Logo... Gündem...

Eşref Bitlis sorulacak mı?

İmralı'da yargılanan Öcalan'a, 17 Şubat 1993'te uçağı şüpheli bir biçimde düşen ve daha sonra bilirkişi raporlarında suikast olduğu kanıtlanan Eşref Bitlis'in ölümüyle ilgili soru sorulmaması dikkat çekiyor.

A nkara- PKK lideri Abdullah Öcalan'ın davası sürerken, kendisine Eşref Bitlis olayı ile bağlantılı ABD yardımları hakkında soru sorulmaması dikkat çekiyor. Dönemin Jandarma Genel Komutanı 17 Şubat 1993'te şüpheli bir biçimde uçağı düşen ve daha sonra suikast olduğu bilirkişi raporlarıyla ispatlanan Orgeneral Bitlis'in ölümüyle ilgili olarak Öcalan'a soru sorulmaması dikkat çekti. Bitlis, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı bir raporda, Çok Uluslu Güç'ün Kuzey Irak'ta asayişi sağlamanın ötesinde amaçları olduğunu ifade ederken, Çekiç Güç helikopterlerinden PKK'ya yardım paketi atıldığını da fotoğraflarla belgelemişti. Bitlis'in ölümünden iki gün sonra 19 Şubat tarihli gazetelerde, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Yaşar Büyükanıt'ın bir açıklamasına yer verildi. Genelkurmay Genel Sekreterliği antetli açıklamada, Bitlis'in uçağının motorunun buzlanmadan dolayı durduğu ve uçağın düştüğü açıklandı. Bu açıklamada herhangi bir bilirkişi ya da teknik ekibe yer verilmemesi dikkat çekerken, ortada yalnızca Kara Havacılık Okulu Komutanı Tuğgeneral Armağan Kuloğlu'nun "kanaatinin" yazıldığı bir "rapor" vardı.

'Kanıtladığı için öldürüldü'

19 Eylül 1993 tarihli Aydınlık Gazetesi'nde ise Bitlis'in çok yakınındaki bir kurmay subayın, Bitlis'in Amerika'nın PKK'ya yardım ettiğini keşfettiğine ilişkin sözleri yayınlandı. Kurmay subay, "Eşref Paşa Amerika'nın PKK'ya direk yardımını keşfetti. Bunu kanıtladı ve öldürüldü" dedi. Kurmay subay, o tarihte İncirlik'ten kalkan Çekiç Güç'e ait helikopterlerin PKK'ya yardım malzemesi attığı haberlerini hatırlatarak, "Jandarma İstihbaratı bu olayı doğruladı. Genelkurmay'a bağlı Fotofilm Merkezi tarafından çekilmiş fotoğraflar, Eşref Paşa'nın eline ulaştırıldı. Bu fotoğraflarda yardım malzemesinin atıldığı saptanmıştı. Jandarma İstihbaratı'nın raporu da bu yöndeydi. Rapor, Bitlis'in önüne geldi. Ancak o dönemde Genelkurmay'la çelişkiye düşmemek için bu rapor değiştirildi. Genelkurmay da yardım haberini yalanladı" diye konuştu. Konuyla ilgili olarak, RP Lideri Necmettin Erbakan da, 27 Aralık 1993'te Mersin'de partisinin İl Başkanları Toplantısı'nda, Eşref Bitlis'in uçağını Çekiç Güç'ün düşürdüğünü söyledi. Bitlis'in ölümünden iki yıl sonra 28 Ekim 1995'te Aksiyon Dergisi'nde bir raporu yayınlandı. Raporda, Çekiç Güç'ün Kuzey Irak'ta Kürt Devleti kurduğu saptaması net olarak yer aldı. Bitlis raporda, "Çok uluslu gücün kurulma amacı Kuzey Irak'taki mülteci olayını önlemek ve insani yardımın güvenlik içinde yapılmasını sağlamak ise de, vuku bulan olayların niteliği bu amaçlardan sapıldığını kanıtlayacak niteliktedir" ifadelerine yer verdi. Bitlis'in raporunda, Çok Uluslu Güç'ün amacında yer alan Irak'ın toprak bütünlüğü konusunun uygulama ile çeliştiğine dikkat çekilerek, "Uygulama bir devletin altyapısını oluşturma gayretleri ile özdeştir" dedi.

Bilirkişi "suikast" dedi

Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi, uçağın ikinci pilotu Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in ailesi tarafından "kaza"yla ilgili dava açılması üzerine bir bilirkişi heyeti tayin etti. Bilirkişi heyetinde İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel, Prof. Dr. Oğuz Borat ve Doç. Dr. Zahit Mecitoğlu yer aldı. Heyet incelemelerini, 4 Kasım 1996'da tamamladı ve raporunu yazdı. Raporda, "İncelemede motor arızası ve sonuç olarak uçağın düşmesinde buzlanmanın etkili olduğunu gösteren yeterli ve tatminkar delil yoktur" denildi.



Geri




Telekulak'a DYP'den tepki

    Ankara- DYP Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, Emniyet içindeki bazı görevlilerin, politikacı ve gazetecilerin telefonlarını dinlemesi olayını, "Telefon dinleme, güvenlik gerekçesi olmaktan çıkmış, maalesef şantaj kaynağı haline gelmiştir. Bu kesinlikle önlenmelidir. Bir Başbakan'ın telefonunun dinlenilmesinin hiçbir izahı, haklı gerekçesi olamaz" diye değerlendirdi. Paçacı, DYP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini değerlendirdi. Paçacı, Öcalan hakkında idam kararının verilmesi halinde, DYP`nin tavrını soran bir gazeteciye, "Mahkeme, TBMM'nin kararını gerektirecek bir ceza verirse, bu cezanın ivedilikle yerine getirilmesi için DYP üzerine düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirir" karşılığını verdi. Paçacı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'a gönderildiği iddia edilen kasetin, FP'nin kapatma davasında delil olarak kullanıldığının hatırlatılması üzerine, "Bu işin çivisi çıkmış. Telefon kayıtları mahkemelerde delil olarak kabul edilmiyor. Ancak Yargıtay Başsavcısı`nın mahkemeye sunmuş olduğu deliller arasında bunun olduğunu basından öğreniyoruz. Bu konu çığrından çıkmıştır" diye konuştu.

PKK bu sefer tehdit etti

Ankara- Yumuşama sinyalleri veren terör örgütü PKK bu sefer tehdit etti. PKK, Abdullah Öcalan'ın barış ortamını geliştirmeye çalıştığı ancak Türk kamuoyunda gerginliği teşvik edecek propogandalar yapıldığı öne sürüldü. PKK'nın haber ajans DEM Haber Ajansı aracılığıyla yapılan açıklamada, Öcalan'ın duruşmasının 'şoven' hale getirildiği öne sürelerek, medyanın tansiyonu yükseltecek provakatif yayınlar yaptığı savunuldu. Açıklamada, ölen PKK'lıların da ailelerin bulunduğuna dikkat çekilerek, bu durumun tehlikeli sonuçlara yolaçabileceği uyarısında bunuldu. Öcalan'ın avukatları ile aile mensuplarının baskıya maruz kaldığının iddia edildiği açıklama "otoriteleri uyarıyoruz" tehdidi ile bitti.



|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| DÜŞÜNCE || YAZARLAR || SERBEST KÜRSÜ ||
|| AÇIK OTURUM || LİNKLER ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj ||

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED