azetelerdeki 'tüketici hakları' köşelerini izler misiniz? Ben izlerim. Kendim 'bilinçli tüketici' sınıfına tam girmediğim halde, insanların firmalar tarafından gasp edilen haklarını geri almak ve soyulduğu hissinden kurtulmak için verdikleri savaşımı hep takdir etmişimdir.
Aslında hak aramam gereken bir çok olay geçti başımdan; çoğunda zararı sineye çektim. Bir keresinde de, sürekli kullandığım dünyaca ünlü diz-üstü bilgisayarının ârızasına ilgi göstermeyen Türkiye'deki temsilcisini Kulis'te şikâyet ettiğimi hatırlıyorum. Eski kafalı, ürkek tüketicilerdenim sizin anlayacağınız...
Geçtiğimiz günlerde ne hikmetse yine bir diz-üstü bilgisayarı yüzünden bir firmayla başım derde girdi. Hiç el değmemiş bir modelini daha yeni bir modeliyle değiştirdiğim bilgisayar için benden istenen rakamın fâhişliğini fark etmem üzerine gelişti olay. Sonunda kendimi aptal gibi hissettim. Firma adına güvenmenin 'tüketici tatmini' için yeterli olmadığını kendi hayatımda yaşamış oldum.
Bu tür konuları okur önüne çıkarma âdetim yok. Ancak, 'tüketici hakları' sütunu, bazı olayların paylaşılarak daha kolay çözüleceğini hepimize öğretti. Ben de, firmayla aramdaki yazışmayı, bütünüyle önünüze taşıyorum. Yazışmadan çıkan tabloyu, firmanın bağlı olduğu yerli grup ilgilenmediği için, ABD ve İrlanda'daki merkezlerine de bildireceğim. 'Bilinçli tüketici' olma yolunda kendi çapımda mütevazı bir adım bu...
Firmaya gönderdiğim ilk mektup: "Bildiğiniz gibi, (..) 'yılın gazetecisi' unvanıyla birlikte tarafıma hediye edilen DELL Latitude CPI model bilgisayarı, benzeri bende varolduğu ve farklı olması için DVD'li Inspiron 7000'li modelle değiştirmek istemiştim. Sağolun kabul ettiniz. Firmanızın Ankara Bürosu bugün beni arayıp aradaki 1300 (binüçyüz) dolar farkı talep etti, ben de kendilerine yarın gelirlerse ödeyeceğimi bildirdim. Getirdikleri faturayı yarın ödeyeceğim. Ancak, bilmenizi istediğim bir gerçek var: CD-Rom'lu model ile DVD'li model arasında talep edilen rakamı haklı gösterecek bir fark olması imkânsız. Size ekte bir bilgisayar dergisinde çıkan DELL reklâmını da fakslıyorum. Orada da göreceğiniz gibi, iki model arasındaki fark sadece 221 (ikiyüzyirmibir) dolardır. Ortada böylesine fâhiş bir farkı hak edecek bir durum olmadığını düşünüyorum. Talebinizi yeniden gözden geçirmenizi rica ederim. Saygılarımla."
Bu mektuba, bir Amerikan dergisinden kestiğim CPI modelin 2779 dolar, Inspiron 7000 modelin 3199 dolar olduğunu gösteren bir reklâm fotokopisini de ekledim.
Firmadan aldığım cevap şu oldu: "(..) LATITUDE CPI model notebook ile değiştirdiğimiz INSPIRON 7000 modeli notebook arasındaki fiyat farkı ile ilgili fax metni, yabancı (büyük ihtimalle Amerikan) bir ülkede yayınlanan bir gazete ve dergiden alınmıştır. Bu ürünlerin Türkiye'deki satış fiyatlarını, Avrupa üretimi olması belirlemektedir. Sizin gönderdiğiniz fiyatlar Amerika fiyatları olup Türkiye için geçerli değildir. Biz ürünleri Dell'in İrlanda'daki üretim merkezinden temin etmekteyiz. İncelediğinizde Avrupa ile Amerika arasındaki bu farklılık, bütün Amerikan bilgisayar şirketlerinde de olduğu görülecektir. Sizinle görüştüğümüzde bu fiyat farkını kabul ettiniz. Biz buna karşılık sizden hiçbir taahhüt almaya gerek duymadık. Bu ürünü tarafınıza gönderdik. Uzun zaman sonra böyle bir yazıya neden gerek duyduğunuzu doğrusu anlayamadık. Ayrıca INSPIRON 7000 modelinin yeni çıktığı bir süreçte alınması bu fiyat farkının mâkul olduğunu göstermektedir. Bu vesile ile çalışmalarınızda başarılar dilerim."
Şimdi de benim bu mektuba cevabımı sunuyorum: "Mektubuma verdiğiniz cevabı biraz önce okudum. İlginize teşekkür ederim. Benden talep ettiğiniz parayı ödemeden önce itirazımı kayıtlara geçirmemin sebebi, bir vatandaş olarak cebimden çıkacak parayı düşünmem değil yalnızca (o da bir sebep, hem de önemli bir sebep elbette), ama ayrıca bilinçli bir tüketici olma arzumdur. Bu arada, olay beni bir yazar olarak da ayrıca ilgilendiriyor. Dünyanın her tarafında, 'tüketici tatmini' diye bir kavram söz konusu. DELL firmasının da bu kavrama özel önem verdiğini eski bir DELL kullanıcısı olarak biliyorum. Bu bakımdan, bana, ilk elde söylediğiniz '1300 dolar fark isteriz' sözü ve benim bunu kabul etmem bir anlam taşımıyor. Bu alışverişte son âna kadar aldatılmamış olmayı firmanızdan beklemek benim en doğal hakkım.
"Ürünün ABD, Avrupa ve Türkiye fiyatları arasında mâkul bir fark bulunmasını doğal karşılarım; ancak bu farkın sizin talep ettiğiniz fâhişlikte olmasını asla. İki model arasında ABD'deki fark 221 dolar ise, Avrupa'da ve Türkiye'de bu fark 300 dolar (yüzde 50 kadar bir fark) veya bilemediniz 400 dolar (yüzde 80 fark) olabilir; ama 221 dolarlık farkın 1300 dolar olduğu dünyanın neresinde görülmüştür? Bu paralar kolay kazanılmıyor.
"Daha önce taahhüt ettiğim gibi, tahsile gelen görevlinize parayı bugün takdim edeceğim; ancak bu olayın peşini bırakmayacağımı ve bana gönderdiğiniz mektubu (ve bundan sonra göndereceklerinizi) tüketici olarak hakkımı koruma yolunda yetkililer nezdindeki girişimlerde kullanacağımı bilmenizi isterim. Bu olayın Türkiye'deki tüketici hakları konusunda bir 'örnek olay' haline gelmesi beni ayrıca sevindirecektir. Saygılarımla."
Siz siz olun anlayışsız firmalarla ticari ilişki kurmayın; adamlar hem paranızı alırlar, hem de sizi aptal yerine koyarlar...
10 Haziran 1999 Perşembe