Logo... Yazarlar...

GÖKHAN ÖZCAN

Neden oluyor bütün bunlar?

Ç ünkü dünyanın çivisi çıktı! Evet evet, dünyanın çivisi çıktığı için oluyor bütün bunlar!

Başka ne olabilir, bunca saçmalık başka nasıl açıklanabilir, nasıl izah edilebilir?

Edilemez, açıklanamaz, bildiğimiz bütün zihinsel numaralar çekilse bile bu işe bir kılıf uydurulamaz, bir mantık giydirilemez.

Sanki dünya o güzelim seyr-ü seferini bırakmış, yamulmuş bir jant kapağı gibi yampiri yampiri dönüyor.

Sanki insanlar kafalarıyla değil de, burunlarıyla, kulaklarıyla, kollarıyla, bacaklarıyla, parmaklarıyla ve söylenmesi yakışık almayacak başka nahiyeleriyle düşünüyorlar.

Herşey tabiatını terketmiş ve tabiatına en uzak, en alakasız, en tuhaf muhitlere taşınmış durumda.

Sosyoloji kendini parçalıyor durmadan, kimse söylediklerinden tek bir kelime anlamıyor.

Psikoloji, sıkıntıdan her yerinde kızartılar çıkmış bir gövdeyle şaşkın şaşkın dolaşmak durumunda kalıyor, ortalıkta.

Bilim adamı kılığına girmiş bazı şaibeli kişiler, hendek atlamaya gönlü olmayan develeri ikna etmeye çalışıyorlar.

Yönetici kısmısı, uzun zamandır fırıl fırıl dönmeyi alışkanlık haline getirmekten olacak, aspiratör, vantilatör, pervane gibi birşey zannediyorlar artık kendilerini.

En yönetici kısmısı ise, en münasebetsiz yerlere bıraktığı pislik öbeklerini karıştırıyor gamsız parmaklarıyla.

Para kazananlar, ağızlarının suyunu toplayabilmek için bakraç bağlıyorlar çenelerinin altına.

Vasıfsız kimi hırsızlar, ortalıkta çalacak fazla birşey kalmadığından, felekten birkaç gece çalmayı düşünüyorlar en azından.

Yiyecek ekmeği olmayanlar, mütevazı mutfak nimetlerini atlayıp direkt bonfile-biftek isteme moduna giriyorlar arsızca.

Bonfile-bifteği olanlar, yiyecek ekmeği olmayanların lokmalarını da diziyorlar iştahla boğazlarına.

Herşeyi bildiğini düşünenler, kimsenin birşey bilmediği temel tezinden büyütüyorlar egolarını.

Hiçbir şey bilmediğini düşünenler, gerçekten hiçbir şey bilmemeyi başarıyorlar.

Elinde sopası olanlar, kafasında zerre kadar fikri olanlara kin biriktiriyorlar kaba ruhlarında.

Kafasında fikri olanlar, elinde sopası olanların karşısında bukalemun gibi eğilip bükülüyorlar.

Yaşamaya imkanı olanlar, ne kadar beşpara etmez şey üretmişse dünya, onlara kaptırıyorlar bolkepçeden imkanlarını.

Yaşamaya imkanı olmayanlar, habis urlara dönüştürüyorlar içlerinde yaşama sevinçlerini.

Zurnanın ilk delikleri, ıkınıp sıkılıp zurnayı tekzip ediyor çıkardığı garip sesle.

Zurnanın son deliği, uyduruk bestesiyle zurnanın yerine koymaya kalkışıyor güdük varlığını.

Mantığını kaybediyor yayıklar, çalkaladıkça ekşitiyorlar eski zamanın güzelim ayranlarını.

Ayranı kabarıyor öte yandan aklı evvellerin, tekrar edip duruyorlar olmayacak duanın aminlerini, papağan gibi.

Değme burunlar bile gidemiyorlar artık kendilerinin dikine.

Değme babayiğitler bile sıkılıyorlar artık, yiğitliklerinin başına getirilen iki heceli nitelemeden.

Gelin de açıklayın bakalım bunca şeyi; sergileyerek dilinizin ve aklınızın bütün hünerlerini.

Ben diyorum ki, çivisi çıktı dünyamızın ve bu yüzden oluyor bütün bu saçmalıklar!...

Yoksa neden saçmalasın ki bu kadar, içimizdeki en "koca adam" olan bu yaşlı dünya?


 



gokhan.ozcan@veezy.com


  19 Mayıs 1999 Çarşamba


Vasıfsız kimi hırsızlar, ortalıkta çalacak fazla birşey kalmadığından, felekten birkaç gece çalmayı düşünüyorlar en azından. Yiyecek ekmeği olmayanlar, mütevazı mutfak nimetlerini atlayıp direkt bonfile-biftek isteme moduna giriyorlar arsızca.


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| DÜŞÜNCE || YAZARLAR || SERBEST KÜRSÜ ||
|| AÇIK OTURUM || LİNKLER ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED