Logo... Yazarlar...

MELİKŞAH UTKU


Gürsel'den Demirel'e zoraki koalisyon denemeleri

Y eni bir yüzyılın eşiğinde bekliyor Türkiye. Son beş sene içinde iktidarda denenmemiş tek partisi ve cüret edilmemiş hiçbir koalisyon formülü kalmamış, azami hükümet süresi iki seneyi geçmeyen, önündeki bütün siyasi uzlaşma imkanlarını tüketmiş bir halde. Cumhuriyetinin 75. yıldönümünde milleti, iktisaden zayıf, moral olarak bitap, yarısı diğer yarısına düşman, üçte biri dışlanmış ve temsil gücünü kaybetmiş, üçte biri temsil edildiği halde horlanmış bir vaziyette. Mirasçısı olduğu Osmanlı'nın 700. kuruluş yılında tek bir şehrinin dahi nüfusuna erişmeyen nüfuslarıyla, zamanında kulu oldukları devlete kafa tutacak cüreti gösterebilecek kadar bu zafiyetten yüz bulan kargaların tam ortasında kalmış bir Türkiye.

Bir umut olur diye seçmenin, haftanın tek tatil günü sabahın yedilerinde oy kullanmak için kuyruklara girdiği seçimin üzerinden bir ay geçti. Ufukta istikrar sağlayabilecek, ülkeye yeni bir heyecan yükleyecek, cumhuriyeti ikinci bin yıla başı dik geçirebilecek bir hükümet, henüz imkansız gözüküyor. Gözükmüyor, çünkü siyaset meydanının ortasına çakılmış koca bir kütük, ne kıpırdatılabiliyor, ne de at koşturtuyor. Hava puslu, zira halkın, siyaset belgesinde en tehlikeliler diye addedilen akımlara teveccüh göstermesi bir türlü hazmedilemiyor. Kursaklarıyla halleşemeyenler, Türk siyasal hayatında boşalıyor ve milleti bulandırıyorlar.

Türk halkı, Osmanlının "devlet-i ebed müddet" anlayışından kalma kadim devlet geleneğinden sonra mevsimlik iktidar formülleri arasında buhranlı günler yaşıyor. İlk defa 60 ihtilalinden sonra kurulan mecliste denenen koalisyonlar, artık gündelik hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu. 1961'de askeri cenahın CHP'siz olmaz diye tutturduğu zoraki koalisyon, Demokrat Parti'nin iki mirasçısının tabii olarak bir araya gelmesini engellemiş ve Türk siyasi hayatının normalleşmesini oldukça geciktirmişti.

Osmanlı mirasını terk-i daim ettiğimizden beridir, devletimiz kapsayıcı olmaktan dışlayıcı olmaya geçmiş. Halkını kucaklayamamış olan bir devletin, tekme tokatla dahi bir türlü işletemediği demokrasi mekanizmasını artık çalışmaz hale sokması tabii değil midir? Burnunun ucunu görmekten aciz toplum mühendisleri, bu manzaranın sorumluları hoşnut mudur acaba ülkenin içinde tıkanıp kaldığı bu girdaptan?

Şu meclisin sokulduğu hale bakın. Tabii seyrinde muhafazakar bir koalisyon, hatta belki de merkez sağda bütünleşme bile sağlayabilecek bir aritmetiğe sahipken, bugün koparılan şu suni fırtınaya bir bakın. Aynen bir önceki mecliste olduğu gibi, müdahalelerle ve demeçlerle iktidarın belli partilere empoze edilmesi, meclisi daha ilk gününden işlemez bir noktaya getirdi.

"DSP'siz olmaz" diye tutturanlar, bugün içine düştükleri batağa herkesi çekmeye çalışıyorlar. DSP'nin kadim ortağı ANAP'ın bile bu tavırdan rahatsız olduğu artık aşikar. 60 ihtilali sonrasında ille de CHP'ye verilmek istenen iktidar payesini, darbenin şamar oğlanı DP'nin mirasçılarıyla paylaştırmak durumunda kalanlar gibi, bugün DSP'nin MHP ve DYP'ye muhtaç kalması tarihin bir cilvesi olsa gerek.

Kavakçı olayı ile "test" edilen MHP'nin, daha sonraki gelişmeler karşısındaki tutumu demek ki birilerini tatmin etmemiş. Ne de olsa karşılarında halkla devleti barıştırmak iddiasıyla meclise girmiş bir parti var. DYP ise, liderine olan güvensizlikten olsa gerek, bir türlü sağlam pabuç intibaı uyandırmıyor bu çevrelerde. Tabii olan, bundan sonra "DSP'siz olmaz" diyenlerin pes etmesidir. Bu olacak mıdır, bilemiyoruz.

Zamanında "CHP'siz olmaz" diyenler, Türk siyasi hayatını dumura uğratma pahasına CHP'siz oldurmamışlardı. O zamanlar başımızda, kendisini o meclise cumhurbaşkanı seçtirmiş olan asker kökenli Cemal Gürsel vardı.

Bugün "DSP'siz olmaz" diyenler, yine Türk siyasi hayatını dumura uğratma ihtimaline rağmen DSP'siz oldurmamaya gayret ediyorlar. Bugün başımızda, kendisini bu meclise yeniden cumhurbaşkanı seçtirecek olan sivil kökenli Süleyman Demirel var.
 


  19 Mayıs 1999 Çarşamba


Türk halkı, Osmanlının "devlet-i ebed müddet" anlayışından kalma kadim devlet geleneğinden sonra mevsimlik iktidar formülleri arasında buhranlı günler yaşıyor. İlk defa 60 ihtilalinden sonra kurulan mecliste denenen koalisyonlar, artık gündelik hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu.


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| DÜŞÜNCE || YAZARLAR || SERBEST KÜRSÜ ||
|| AÇIK OTURUM || LİNKLER ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED