|
undan böyle Pazar yazılarımı üniversite öğrencilerinin sorularına ayıracağım. Çok sayıda mektupta ortak olarak dile getirilen hususları kısa cümlelerle izah etmekle yetineceğim pek tabiî. Ayrıntılar için ansiklopedi, dergi ve kitaplara müracaat edilmelidir. Trabzon ve Ankara'dan yazan birkaç okurum ekonomi kelimesinin etimolojisini ve tarih içinde nasıl kullanıldığını, bize nasıl geçtiğini soruyorlar.
Ekonomi kelimesinin kökü Yunancadır. Fakat, kadîm Yunancada oikonomia, oikonomike ve oikonomos gibi kelimeler, Xenophon'un Oikonomikos'u gibi sadece ileri bir kültürel düzeyi yansıtan eserlerde, bir hâne veya malikânenin idaresi anlamında kullanılıyordu. (Xenophon'un eseri şu soruşturmayla başlıyor: Sokrates: Söyle bana Kritobulus, malikâne yönetimi de tıpkı tababet, demircilik ve marangozluk gibi bir bilgi dalının adı mıdır? Kritobulus: Elbette!) Ekonomik işler ve malî ilişkiler için gündelik dilde genel olarak kullanılan kelime ise chrematismos idi. Bugün kullandığımız anlamıyla 'ekonomi' (economy) ve 'iktisat' (economics) kavramları için kadîm Yunanlıların kullandığı herhangi bir kelime yoktu. Ekonominin genel işleyişi ve özellikle onun içkin yasalarına dair biçimselleştirilmiş söylem modern devirlerin eseridir.
Her ne kadar ekonomi kelimesi Antoine de Montchretien adlı bir Fransız imalatçı ve risale yazarı tarafından 1621 yılında ülkenin maddî servetine dair sorunlar için kaleme aldığı kitabının (Traite d'Economie Politique) başlığında kullanılmış ise de, Adam Smith'in hocası, Glasgow Üniversitesi felesefe profesörü Francis Hutcheson ondan 121 yıl sonra yazdığı Ahlâk Felsefesine Kısa Mukaddime başlıklı Latince eserinin üçüncü kitabına "Ekonomi ve Siyasetin İlkeleri" başlığını atıyor ve sözkonusu bölümde şu konuları inceliyordu: Evlenme ve boşanma, ana-babaların ve çocukların görevleri, efendi ve hizmetçilerin görevleri, ve siyaset. "Tabiat Kanununun Ögeleri" başlıklı ikinci kitapta ele alınan konularsa şunlardı: Mülkiyet, ölenin yerine geçme, sözleşmeler, malların ve madenî paranın değeri, savaş yasaları. Bunlar açık biçimde 'oeconomics'in konuları değildi.
Schumpeter ünlü eseri İktisadî Analiz Tarihi'ne iktisadî düşünce ile iktisadî analiz arasında bir ayırım yaparak başlıyor: "İktisadî analizin tarihi ile, insanların ekonomik olguları anlamak için gösterdikleri fikrî çabaların tarihini veya, aynı şey demek olan, iktisadî düşüncenin analitik veya bilimsel veçhelerinin tarihini kasdediyorum." İktisadî düşünce bilimsel değil midir? Schumpeter böyle bir iddiadan çok, şunu dile getiriyor: "Ekonomik konulara ve özellikle bunlarla ilgili kamu politikalarına dair, herhangi bir devir ve yerde insanların kafasında dolaşan görüş ve arzuların toplamı iktisadî düşünceleri meydana getirir." İktisadî düşünceden iktisadî analize geçiş ise, hazırlayıcı bir takım evrelerden sonra, Adam Smith'in ünlü eseri Milletlerin Zenginliği (1776) ile başlar.
Kınalızâde Ali, ilm-i hikmeti (felsefe), hikmet-i ameliye ve hikmet-i nazariye diye iki kısma ayırdıktan sonra, birincisini şu üç kola ayırır: İlm-i ahlâk, ilm-i tedbir-i menzil ve ilm-i tedbir-i medeniye. İlm-i tedbir-i menzil, Yunanlıların oikonomos 'unun tam karşılığıdır: "Ehl-i beyt ve erbab-ı menzil ile olan ef'al ve a'mâl. Mesela herkes ehl-i beyt ve âyâl ve evlâd ve etfal ve hizmetkâran ve hişem ve perestaran ve hidemdir, ne vechile müsakene ve muamele ve ne derecede muaşeret ve mücamele etmek gerek ki sebeb-i intizam ve emr-ü maaş ola..." İlm-i tedbir-i medine ise, günümüzün makro ekonomi politikası olarak algılanabilir: "Amme ehl-i medine ve diyar-ı ihtilatı sadir olan evza' ve etvar ve ef'aldir ki andan bahseden ilim, ilmü tedbir-ül medine denmekle müsammâdır."
Tanzimat devrinde ilk basılan Avrupaî tarzdaki eserin adı da İlm-i Tedbir-i Menzil'dir (1859). On yıl kadar sonra kaleme alınan eserlerde İdare-i Mülkiye başlığı kullanılır. Mehmet Şerif Bey bilahare İlm-i Emval-i Milliye tabirini kullanır. İlm-i Servet, Fenn-i İdare, Fenn-i Tasarruf, İlm-i Tedbir-i Servet, İlm-i Servet-i Milel, İdare-i Umur, İlm-i İktisat ve Ekonomi Politik.. kullanılan diğer tabirlerdir.
(Gelecek Hafta: Adil Fiyat.)
28 Şubat 1999 Pazar
|
 |
Her ne kadar ekonomi kelimesi Antoine de Montchretien adlı bir Fransız imalatçı ve risale yazarı tarafından 1621 yılında ülkenin maddî servetine dair sorunlar için kaleme aldığı kitabının (Traite d'Economie Politique) başlığında kullanılmış ise de, Adam Smith'in hocası, Glasgow Üniversitesi felesefe profesörü Francis Hutcheson ondan 121 yıl sonra yazdığı Ahlâk Felsefesine Kısa Mukaddime başlıklı Latince eserinin üçüncü kitabına "Ekonomi ve Siyasetin İlkeleri" başlığını atıyor ve sözkonusu bölümde şu konuları inceliyordu: Evlenme ve boşanma, ana-babaların ve çocukların görevleri, efendi ve hizmetçilerin görevleri, ve siyaset. "Tabiat Kanununun Ögeleri" başlıklı ikinci kitapta ele alınan konularsa şunlardı: Mülkiyet, ölenin yerine geçme, sözleşmeler, malların ve madenî paranın değeri, savaş yasaları. Bunlar açık biçimde 'oeconomics'in konuları değildi.
|
|