Logo... Gündem...

Gazeteciliğin yüz karası




Komisyonla mahkemeyi karıştırarak, 'ihsas-ı rey olsa bile oyumu açıklıyorum' diyen Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, başörtülülerin devlet imkanlarından yaranlanmalarını istemediğini belirtti.


A nkara - Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Basın Kartları Komisyonu'nun üyesi Nazmi Bilgin, komisyonda bulunduğu sürece başörtülü gazeteciler aleyhinde oy kullanacağını söyledi.
Son komisyonda kart alamayan bazı başörtülü gazetecilerle görüşen Nazmi Bilgin, türbanı ideolojik bir simge olarak gördüğünü, bu nedenle başörtülülere basın kartı vermediklerini dile getirdi.
Bilgin, mahkemelerde hakimin, önüne gelecek veya gelmesi muhtemel bir dava için önceden kararını açıklaması anlamına gelen 'ihsas-ı rey' kavramını komisyon için kullanarak, "Komisyonda olduğum sürece başörtülülere kart verilmemesi için sonuna kadar direneceğim. Siz gelirseniz Komisyon'a, ihsas-ı rey bile olsa aleyhte oy kullanacağım. Oyumu açıklıyorum. Başörtülü biri lehine oy kullanmam" diye konuştu.
Basın kartının Türkiye'nin resmi bir kartı olduğunu belirten Bilgin, resmi bir kartta başörtülü bir resmin yer alamayacağını iddia etti. Kimlik kartlarının insanların sosyal yaşamlarındaki durumunu yansıttığını söyleyen Bilgin, nüfus cüzdanlarında başörtülü fotoğraf olduğunun hatırlatılması üzerine ise başörtüsünün Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerine aykırı olduğunu öne sürdü.

'Sakallıya da kart vermem'

İdeolojilere değil, ideolojilerin şekillere yansımasına karşı olduğunu ifade eden Bilgin, başörtüsü ile aşağı doğru uzatılmış bıyık ve sakal arasında fark olmadığını dile getirdi. Bilgin, "Türkiye'nin resmi kartında türbanlı bir resmin olmasına karşıyım. İdeolojilere karşı değilim, bu ideolojiyi yansıtan kişinin cebinde kart olmasına karşıyım. Türban, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerine aykırıdır. Bana göre, aşağı doğru uzatılmış bıyık ve sakalla başörtüsünün bir farkı yok. Bunların hepsine kart verilmesine karşıyım" diye konuştu.
Basın Kartları Yönetmeliği'nde kılık kıyafeti düzenleyen her hangi bir hüküm bulunmamasına rağmen, başörtüsünün yönetmeliğe ve Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karara aykırı olduğunu ileri süren Bilgin, "Yasalar böyle olduğu müddetçe bu böyle olacaktır. Gelin yasaları değiştirin, kartınızı alın" dedi.

"Devlet imkanlarından yararlanmasını istemiyorum"

Bilgin, kart vermemelerindeki asıl gerekçenin ise başörtülülerin devlet imkanlarından yararlanmasını istememesi olarak açıkladı. Bilgin, devlete vergi veren bir başörtülünün devlet imkanlarından yararlanmasında ne gibi bir sakınca olduğuna ilişkin bir soruya ise "Bu kart profesyonelliği gösterir. Bu karta sahip olan kişi devletin bir kısım imkanlarından yararlanır. Bu kişilere telefon indirimi yapılır, uçak indirimi yapılır. Başörtülü birinin bu kartı alarak bu imkanlardan yararlanmasına karşıyım" şeklinde cevap verdi.
İlk defa 1992 yılında olmak üzere 1997 yılına kadar başörtülülere basın kartı verildiğini de inkar eden Bilgin, "Hiç vermedik. Vermemiz mümkün değil" dedi.



Geri


 
|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| DÜŞÜNCE || YAZARLAR || SERBEST KÜRSÜ ||
|| AÇIK OTURUM || LİNKLER ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj ||

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED