YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Toplumun tarihle buluşması

Neden önce Seattle'da, sonra Washington'da ve yakın bir zamanda Prag'ta genel anlamıyla kapitalizm ve özel anlamıyla global kapitalizm hesabına mali politikalar üreten örgütlere karşı, hiç de munis sayılamayacak, gösteriler yapan insanları kimse tınmıyor? Neden cumhura uyup onları biz de tınmasak isabet etmiş oluruz? Çünkü bu protestocular toplumla tarihi buluşturabilecek bir yolun yolcusu değiller. Pek bilinen bir benzetmeyle söyleyelim: Onlar hızla bir yönde giden trenin içindeyken gidiş yönünün aksi tarafa doğru koştukları zaman bir şeylerin değişebileceğine inanmak isteyen safdil insanlardır. Belki de safdil numarası yapmazlarsa vicdan huzuru bulamayacaklarını fark etmiş uyanıklardır. Dedeleri olan XIX. yüzyıl anarşistlerinden ve ağabeyleri olan 1945 sonrası egzistansiyalistlerinden, 60'lı yılların hippilerinden çok daha donanımsız kaldıkları kolaylıkla anlaşılabiliyor.

Bu garibanların toplumu tarihle buluşturabilmeleri imkânsızdır. Toplumun tarihle buluşması demek kapitalizm sultasında yaşayan insanların hayatlarını seçeneksiz olmadıkları, seçeneksiz kalmadıkları konusunda güven hissi taşıyarak geçiriyor olmaları demektir. Çünkü ancak o histen mahrum değillerse kıyamet alâmetlerine rağmen ellerindeki son hurma fidanını gerektiği gibi, rikkatle ve kemal-i ciddiyetle dikme başarısına erebilirler. Oysa protestocuların yaptıkları seçeneksizliğin pekiştirilmesine yarıyor en çok.

Toplumun doğum tarihi kapitalizmin doğum tarihiyle neredeyse aynı zamana rastlar. Yani toplulukların (cemaatlerin) toplumlar (cemiyetler) haline gelmesi insanların anlayış dünyasında kapitalizmin geçerlilik kazanmasıyla eşzamanlıdır. Biz insanlar toplumun tarihle buluşup buluşmayacağı sorusunu soramaz haldeyken başka yapacak işimiz olmadığı için tarihin şahıslarla, fikirlerle, inançlarla buluşup buluşmadığını sormak zorunda kalmıştık. Başımıza iyi şeyleri şahısların, fikirlerin, inançların getirmesini bekliyor ve eğer kötü şeyler başımızdan defedilecekse bunun şahıslar, fikirler, inançlar aracılığıyla yapılabileceğini kabul ediyorduk. Kapitalizm geçerlilik ve toplum varlık kazandıktan sonra görüşümüz değişti. Artık insan ilişkilerini şöyle veya böyle düzenlemekte bizzat o düzenlemeden istifade eden veya zarar görenlerin rol oynadığını kabul ediyoruz.

Kapitalizmin yerini, çekilip çevriliş tarzını sadece kapitalist işleyişe borçlu olan toplumun yerini ne alacak? Neye 'hayır' dediğiniz meydanda; acaba sizde neye 'evet' dediğinizi gösterme gücü var mı? Globalleşmeyi protesto edenler tıpkı geçmişteki anarşistler, egzistansiyalistler, hippiler gibi bu iki soruya cevap veremedikleri veya vermeyi reddettikleri için toplumla tarihi buluşturma imkânını da konu dışına itmiş oluyorlar. Bunu sadece onlar yapmıyor. Hayatlarından meleklerin tardına karar verenler de, Fatiha suresinin tefsirinden Yahudilerin ve Hıristiyanların tardına karar verenler de yapıyor.


7 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...