Yeni dönemde BBP

Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) dördüncü olağan kurultayı dün yapıldı. BBP tarihinde 'dönüm noktası' olması beklenen bir kurultaydı bu ve beklentilere uygun bir heyecan içinde geçti. Partiye bazı iltihaklar oldu; yönetimde yeni yüzlere de yer verildi. BBP tabanı, bundan sonraki seçimde, partilerini Meclis'e sokmakta kararlı görünüyor.

Yönetim yapısı, kadrosu ve örgütlenmesi bakımından MHP ile ortak noktalara sahip bir parti BBP; bu da, BBP'nin yönetim kadrosunun uzun yıllar MHP'de en üst düzeyde görevler üstlenmiş kişilerden oluştuğu düşünüldüğünde doğal bir durum. Ancak, BBP, bir çok temel konuda MHP'den ayrılıyor; ayrılıyor ki, BBP'liler bir başka çatı altında yollarına devam ediyorlar…

Başka ülkelerde de durum farklı değil, ama bizde neredeyse yerleşik kural şu: Ana gövdeden koparak doğan partilerin ömrü uzun olmuyor... Bu partiler, içinden çıktıkları tabanı bütünüyle kendilerinin yapamıyorlar, yeni taban bulmakta da zorlanıyorlar. Daha da önemlisi, ana gövdeyi oluşturan parti, ayrılığa sebep olan unsurlar konusunda tedbirler alınca, ayrılma sebebi de bir süre sonra unutulabiliyor...

BBP, kendinden önceki başka 'ayrılarak kurulan' partilerin âkıbetine uğramayı akıllı bir siyasi manevra ile geciktirdi; 1995 seçimine bir başka partinin (ANAP) listesinden girerek Meclis'te temsil edilmeyi başardı. Dünkü kongredeki heyecan, o geciktirmeyle kazanılan zamanın BBP lehine işlediğini ortaya koyuyor. 1999 seçiminin 'en büyük başarı öyküsü' sayılması gereken MHP, iktidarda geçirdiği bir yıl içerisinde, kendisine oy verenleri pişman eden bir performans sergiledi. Onun kaybı, belli ki, BBP'yi güçlendiriyor...

MHP yetkilileri, şu sıralarda yaşanan 'taban çekilmesi' oldu-bittisi yüzünden dış etkenleri suçlamayı bırakıp kendilerini öz-eleştiriye tâbi tutabilseler gerçeği yakalayacaklar. Gerçek şu: Taban, sorulduğunda, "Geçen seçimde MHP'ye oy verdim" diyemeyecek kadar tercihinden pişman olmuş görünüyor. Bu gerçeğin dışa vuran yüzüyle her gün karşılaşıyor MHP yönetimi: Gittikleri yerlerde ilgi görmüyorlar, parti binaları üzerine ölü tozu serpilmiş görüntüsünde... İktidar MHP'ye yaramadı.

MHP'nin iktidarı BBP'ye yaramışa benziyor. Anketler, MHP'nin son seçimde aldığı ödünç oyların eski sahiplerine döndüğünü, bir bölümünün de 'kararsız' beklediğini gösteriyor; MHP'nin iktidar performansından şaşkınlığa düşen geleneksel oylar ise BBP'ye doğru yöneliyorlar... BBP, geçen seçimde MHP'ye oy kullanan şimdinin 'kararsızları' için de yeni adres olabilir. BBP yönetimi öncelikleri kendisine yakın tabanı iknaya veriyor, bu belli.

Türkiye'nin bir dizi bilinmeyeninin 'bilinir' hale dönüşeceği önümüzdeki dönemde, BBP, kendisine biçilen misyonun ötesinde bir rol oynayabilir. Dünya, hak ve özgürlüklerin bütünüyle kullanılabileceği tam anlamıyla demokratik dönüşümlerin halkın büyük çoğunluğunun ikna edilmesiyle mümkün olabileceği bir biçim aldı; Yugoslavya örneğinde gördüğümüz gibi, dalların hepsinin bir büyük muhalefet cephesinde toplanması gerekiyor. Türkiye'nin yakın geleceğinde de bir 'demokrasi platformu' oluşturulması mutlaka gündeme gelecektir; BBP kendini o günlere hazırlamalı.

Dün kurultayını yapan BBP, bir inanç sistemiyle irtibatlı siyasi kadroların, bağnazlığa düşmeden, vakur ve itidalli tavırlarının kitleler tarafından takdir edildiğinin güzel bir örneğini teşkil ediyor. Ancak, kitleler, bugün karşı karşıya bulundukları sıkıntıların aşılmasında 'ilkeli olma'yı takdir etseler bile, önceliği sonuç almaya vereceklerdir. Sonuç ise, toplumun çok daha geniş bir kesimini, kâhir ekseriyetini arkasında toplayacak bütünleştirici girişimlerden geçiyor.

Yeni dönemde BBP'ye önemli görevler düşeceğine hiç kuşku yok.