![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Hayret verici iddialarDokuzuncu'nun kardeşi ve yeğeni, devletin kayıtlarına uyuşturucu kaçakçısı ve "PKK destekçisi" olarak geçen, 1994 yılında bir fâili meçhul cinayete kurban giden Behçet Cantürk'ü gerçekten tanıyor olabilirler mi? Hüseyin Baybaşin'in anlatıp Mahmut Baksi'nin kaleme aldığı 'Teyre Baz' adlı anı-kitabında, "Hacı Ali Demirel ile Yahya Demirel Behçet'in kuyruğundan ayrılmıyorlardı" deniliyor… İddia sadece tanışıklık üzerine olsa neyse, Baybaşin'e göre, Hacı Ali Demirel ailesiyle Behçet Cantürk arasında tanışıklıktan çok öte bir ilişki bulunuyor; "Bir çok ticari işte ortaklıkları vardı" diyor Baybaşin… Cantürk'ün sonunu da bu ilişki getirmiş ona göre; "İşte Behçet bu ilişkiye güvendi ve katledildi" diyor. Bir iddiası da şu: "Dikkat edildiğinde, Süleyman Demirel'in yakın çevresinin büyük bölümünün Kürtler'den oluştuğu görülebilir; o Kürtler'i her zaman kullanır…" (s. 26) Buraya bir not düşeyim: Baybaşin'in anılarından oluşan 'Teyre Baz' kitabı (Peri Yayınları, İstanbul, Aralık 1999) aylardan beri elimde; ilk okuduğumda dehşete kapılıp, sanki 'yüksek gerilimli tel' gibi değince çarpar düşüncesiyle bir kenara atmıştım. Yeniden elime alma cesaretine Murat Demirel'in Egebank operasyonu bütün ayrıntılarıyla gündeme geldiğinde kavuştum. Aslında, şu sıralarda Hollanda'da bir cezaevinde yatmakta olan Hüseyin Baybaşin'i Türkiye'ye getirip iddialarını araştırmak üzere bir Meclis komisyonu kurulsa yeridir… Demirel Ailesi'nin Kıbrıs'ta bir bankası bulunduğunu biliyor muydunuz? Murat Demirel'in Egebank'ın bir uzantısı olarak kurduğu 'off-shore' bankasından söz etmiyorum. Hacı Ali Demirel'in bankacılıkla ilgisinden habersizdim. Oysa, Baybaşin, kitabında, "Süleyman Demirel Kuzey Kıbrıs'ta yeğeni Yahya Demirel'e Kıbrıs Yatırım Bankası'nı kurdurdu" diyor ve bankanın sermayesi hakkında akıl almaz iddialarda bulunuyor. İlk okuduğumda, "Hadi canım, olmaz öyle şey" dediğimi hatırlıyorum. Oysa, benim "Olmaz" dediğim şey meğer doğruymuş. Kıbrıs Yatırım Bankası diye bir banka varmış… Hacı Ali Demirel'in evhanımı eşi, Yahya Demirel'in annesi Şefika Demirel bankanın sahibi olarak görünmekteymiş. Melih Aşık, "Yönetimin başında Yahya Demirel bulunuyor" demekte… Kamuya ait Halk Bankası, Süleyman Demirel'in başbakanlığı sırasında (1993 Ocak – Nisan ayları arasında) Kıbrıs Yatırım Bankası'na 4,5 milyon dolar yatırmış… Aşık, "Kısa süre sonra banka battı, devletin parası yok oldu" diyor. (Milliyet, 8 Ekim 2000). İşin ilginç tarafı, 1993 yılında gerçekleşen kredi ve paranın batmasıyla ilgili olarak dönemin Halk Bankası genel müdürü aleyhine dâvânın 1998 yılının ekim ayına kadar açılmaması… Bu sebeple, yargıç, usulsüzlük yapan, batacağı belli bankaya mevduat yatıran genel müdür aleyhindeki dâvâyı, 'zaman aşımına uğradığı için' beraatle sonuçlandırmış… Benim "Olmaz" sandığım işler, devr-i dilârâ-yı Cumhuriyet'te ayniyle olmuş, sizin anlayacağınız… Acaba, Kıbrıs'la ilgili anlattıklarında doğruluk payı bulunabilir mi? Kıbrıs'ın çetenin oyun alanı olduğu iddiasında Baybaşin. 100 bin nüfuslu Kuzey Kıbrıs'ta 100'den fazla banka olduğunu, bunların da kara para akladığını söylüyor. "Kuzey Kıbrıs uyuşturucu indir-bindir işlerinin yoğunlaştığı bir istasyondur" da diyor (s. 116). Kıbrıs Yatırım Bankası'nın Demirel Ailesi'ne ait olduğu iddiası doğrulandı diye, bu söylediğine de inanmamız gerekmiyor tabii. Behçet Cantürk'le kendisinin de Kıbrıs'la ilişkileri olduğunu bildiren Baybaşin'in bu iddiası araştırılmaya muhtaç… Cevaplarını bilmem imkânsız başka sorular da var. Meselâ şu soru: "Demirel Ailesi'nin yatı var mı acaba?" Çünkü, Hüseyin Baybaşin, kitabının bir yerinde şöyle yazıyor: "Kalamış Limanı'nda Cavit Çağlar'ın 'Çağlar' adlı yatıyla benim yatım yanyana demirlemişti. Çağlar'ı çok eskiden beri tanırdım, ama Kalamış Yat Limanı'nda çok şey görmüş, çok şeye tanık olmuştum. Çağlar daha sonra bir çok tanıklığa sahne olan o yatı Süleyman Demirel'e hediye etti." (s. 99) Cavit Çağlar'ın Demirel sevgisinin elinde-avucunda ne varsa bağışlayacak kadar güçlü olduğunu bilirim de, Süleyman Bey'in yatta gözü olacağını hiç sanmam. Kendisine hediye verilse bile yatı ne yapsın? Ancak, yine de, iddia kitaplara geçmiş bulunuyor… İddiaların sahibi Hüseyin Baybaşin'in önemi şurada: Kendisi konuşmayı çok seven biri; uzatılan mikrofona konuşmakta hiç tereddüt göstermiyor. Bir ara, bizim televizyon programcılarında müthiş bir Baybaşin merakı vardı; bir punduna getirip onunla görüşmeyen kalmamıştı. Kitabında, bu sebeple, Uğur Mumcu, Uğur Dündar, Reha Muhtar, Fatih Altaylı gibi isimler de çok geçiyor. Herbiriyle ilgili maceralarını uzun uzadıya aktarıyor Baybaşin. Ayrıca, yabancılara da, "Türkiye'nin mafyası" hakkında ayrıntılı bilgiler sağlıyor… Askeri Yargıtay'ın eski başkanı İlhan Şenel Paşa ile ilgili söylediklerini dün aktarmıştım; amcasını hapisten kurtarmasına karşılık Şenel'e beş katlı bir bina bağışladığını iddia ediyordu. Bugün de, Demirel Ailesi'nin muhtelif fertleriyle ilgili iddialarına kısmen yer vermiş oldum. Baybaşin'in anlattıklarından yüzlerce Kulis yazılır, onlarca film yapılır… "Üst düzey MİT görevlileriyle de görüşmelerim oldu; MİT mensupları gidişatı beğenmiyorlardı" (s. 245) diye yazan biri o… Daha neler yazmış, neler...
tkivanc@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|