AB genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Guenther Verheugen, Almanya'da yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Alman yöneticilerin Avrupa Birliği'ne yeni üyelerin kabul edilmesinden önce bu konuyu halka sormaları gerektiğini savundu. Verheugen'in görüşleri Birlik içinde "deprem" etkisi yaptı.

Fransa'nın, Avrupa Birliği dönem başkanı ülke olarak düzenlediği ilk zirve çalışmalarını sürdürürken, genişlemeden sorumlu Verheugen'in sözleri toplantıların havasını değiştirdi. Verheugen, birliğe yeni üye alınması için önce Almanya'da referandum düzenlenmesini önerdi. Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Alman halkının yüzde 68'i AB'nin genişlemesini bir öncelik olarak değrelendirmiyor.

Verheugen'in önerisi, birlik üyesi diplomatlar tarafından "deprem" olarak nitelendi. AB Komisyonu sözcüsü, başkan Romano Prodi de Verheugen'in söylediklerini şaşkınlıkla karşılayarak kendisine telefon etmesini istedi. Verheugen'a tepki gösteren Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer de, Alman anayasasının referandum öngörmediğini belirtti. Fischer, "Verheugen genişlemeye karşıysa bunun alternatifini de getirmeli" dedi. Verheugen'ın, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in isteği üzerine referandum önerdiğinden kuşkulanılıyor.

AB İslamı dışlayamaz

Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Louis Michel, AB'nin federal yapısını güçlendirmesi gerektiğini söyledi ve Avrupalıların "İslam korkusundan vazgeçmelerini" önerdi.

Belçika'nın diğer ülkelerdeki konsolos ve büyükelçilerini biraraya getiren seminerde konuşan Liberal Parti üyesi Michel, "AB'nin bir süper güç olması gerektiğini" savunurken, genişleme konusuna değindi ve "Komünizmden sonra komünistlerin geri geleceği endişesi ve İslam korkusu gibi unsurlar ile diğerlerini dışlayarak Avrupa kimliği oluşturma çabası bizi çıkmaz bir sokağa sürükler. Toplumlarımız artık zaten çok kültürlüdür" dedi. AB'nin genişlemesinden yana olduklarını söyleyen ve "Genişleme, iyi idare edilirse zenginlik ve karşılıklı menfaatler sağlayacaktır" diyen Michel, "Genişlemiş Avrupa daha da güç kazanır" şeklinde konuştu.

AB süper güç olmalı

Michel, AB'nin artık gerçek bir süper güç olarak kendini göstermesi gerektiğini, ekonomik bir devin, hedeflerine uygun bir dış politika belirleyememesinin normal olmadığını belirtti.

Michel, AB'nin, bundan 3 yıl önce akıllara bile gelmeyecek olan bir adım attığını ve Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği'nin oluşturulmasına başlandığını belirttikten sonra, askeri adımların AB'yi hiçbir zaman klasik anlamda "süper güç" yapmayacağını, AB'nin kendi alanı dışındaki girişimlerinin insan haklarına saygılı olması gerektiğini anlattı ve sadece silahlanarak güç kanıtlanamayacağını vurguladı.