|
YÜZSÜZLER
Daha düne kadar, Şenol Güneş'in Milli Takımların başına getirilişini içlerine sindiremeyenler, Moldova maçı sonrasında, yüzde 100'lük dönüşle bir anda yanında oldular.
Dost ahbap işiyle kaptıkları gazete sütunu ile ekranlarda bu durumlarını göstermeye başlayan bir takım soytarılar, 2-0'lık galibiyetten sonra, yüzleri dahi kızarmadan, şimdilerde bir numaralı Şenol Güneş yandaşı olup, çıktılar.
Ancak...
Mustafa Denizli'den sonra, Şenol Güneş'in bu göreve getirilişini "içlerine sindiremediklerini" düne kadar açıkça dile getirenler, şimdilerde bir türlü ellerinden bırakmadıkları "yalakalıkla" kamuoyunun önüne çıkıp "ben demedim mi" sözleriyle utanmazlıklarını sergiliyorlar.
Futbol bilgilerinin "ulemalık" ve "safsata" safhasına getiren bu tipler, şimdilerde bir numaralı Şenol Güneş taraftarı olup çıktı.
Göreve getirildiği günlerde Şenol Güneş'in karizmasının bu iş için yetmeyeceğini, hatta Milli Takım Teknik Direktörlüğü ceketinin kendisine bir numara geleceğini iddia edenlerin, mesleğim ve Türk futbolu adına, bugünkü halini ibretle izliyorum.
Bir adam, ya iyidir, ya da kötü.
Dün "beceriksiz" gösterilen kişinin, bugün "işbilirliği" nasıl ilan ediliyor, şaşırıp kalıyorum.
Bugünlerde bakın gazete sütunlarına ve ekranlara.
Birçoğunda "yalakalığın" ve "yağcılığın" örnekleri sunuluyor.
Oysa, daha işin başında, Şenol Güneş'in bu işin altından rahatlıkla kalkabileceğini yazmıştık. Şimdilerde de iddia ediyorum. Sadece Moldova maçında değil, bundan sonrakilerinde de başarı geleceğini biliyoruz.
Zira, Şenol Güneş adam gibi adamdır.
Değerlendirmemizi de Moldova maçına göre yapmıyoruz. Mesleği olan futbolla yatıp kalkan ve "karizmasıyla" bu güzelliğini görmek istemeyenlere defalarca ispatlayacak güçte bulunan Güneş'in her zaman yanında yer alacağız.
Son sözüm şöyle..
Federasyon ve Güneş, işe iyi başladı. Eksiklikler, zaman içinde azalacak.
Yeter ki, "yalakalar" ve "pislikler" aradan çekilsin.
5 EYLÜL 2000
|