![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Canavarın şifreli mesajıDün açıklanan enflasyon rakamları, mevcut hükümetin ekonomi politikalarını ne pahasına olursa olsun eleştirmeyi kafasına koymuş olanlarımız için bulunmaz bir fırsat oluşturdu. Zira DİE'nün Ağustos ayına ait yayınladığı aylık enflasyon verileri, istikrar paketinin hedeflerinin aşıldığı anlamına geliyor. Gerçi geçen yılın aynı ayına göre toptan eşyada yüzde 4,8, tüketici fiyatlarında yüzde 12,2 oranında ciddi bir düşüş gerçekleşmişse de, TEFE'nin (Toptan Eşya Fiyat Endeksi) sekiz aylık gidişatı yüzde 20,9 oranında seyrettiği için, artık hedeflerin tutmayacağı oldukça aşikar. Ancak enflasyonun ciddi bir düşüş eğiliminde olduğu, hedefler beş, hatta on puan kadar aşılsa bile bu gerçeğin sevinilesi bir durum olduğu çok azımızın aklına geliyor. Bizim baştan beridir endişemiz, mevcut iktidarın uyguladığı istikrar paketi sonucunda enflasyonun düşürülemeyeceği noktasında değil, gayet mümkün olan bu düşüşün sürdürülebilir olup olmadığı sorusu etrafında yoğunlaşıyordu. Zira yıl başında uygulamaya sokulan paketin en zayıf halkasını, toplumsal bir mutabakat sağlanmadan tamamen medyatik bir kampanya ile şişirilen iyimser beklentiler oluşturuyordu. Paketin özünde, belli bazı yapısal reformların yapılacağı varsayılıyor, ancak bu reformların hangi sahalarda, nasıl ve ne ölçüde yapılacağı net bir şekilde ifade edilmiyor, kamuoyunun bu konuda hükümete güvenmesi gerektiği empoze ediliyordu. Sonuç itibariyle gerek 28 Şubat sürecinin açtığı tedirginlik, gerekse sol - sağ - merkez koalisyonun gerçekleşmesiyle şişirilen olumlu hava, hükümete yeteri kadar destek sağlamış, paketin altı yeteri kadar beslenmemiş olduğu halde kamuoyu tabiri caizse, koalisyona beklentiler konusunda açık çek vermişti. Neticede beklenen ölçüde olmasa da, enflasyon gerçekten bir düşüş seyrine girmiş oldu. Ancak baş ağrısını aspirinle tedavi etmeye çalışmak gibi, bir sonuç olan enflasyona karşı girişilmiş olan bu savaş da, gerçek hastalığa neşter atmaya yönelik değil. Kamu maliyesinin düzeltilmesi, kamu bankalarının özelleştirilmesi, ihracat potansiyelinin arttırılması, finans sektörünün revize edilmesi ve vergi mevzuatının anlamlı bir şekle sokulması gibi devasa meseleler hala tozlu raflardan indirilip uygulanmaya başlamış değil. Bugün ortaya çıkan tabloda hedefleri aşmış olmamızın suçunu, ekonomideki talep fazlasına yüklemek şimdilik makul gözükse de, orta vadede işte bu sebepten dolayı fazla anlamlı değil. Gerçekten de toptan ve tüketici fiyat endekslerindeki oran farkı, ilk sekiz aylık büyümenin yatırımlardan ziyade tüketimle beslendiğine işaret etmesine rağmen, geçen yıllarda oldukça atıl kalmış olan kapasite kullanımının artmasıyla bu etki zamanla önemini yitirecektir. Kaldı ki tüketimdeki canlanma, gelir düzeylerinin artmasından ziyade ucuz tüketici kredilerinin ve vadeli - iskontolu satışların yaygınlaşmasıyla gerçekleşmişe benziyor. Memur ve işçilere bu yıl içinde yapılan zamların kısırlığı, bugün havaalanlarına kadar genişlemiş olan grev ve protesto eylemleriyle kendini iyiden iyiye hissettiriyor zira. Kamunun bütçe açığını, personel maliyetleri değil, batık bankalara ve faize aktarılan trilyonlar depreştiriyor. Enflasyon önümüzdeki aylarda başını yukarı kaldırır ve sekiz aydır uygulanmakta olan istikrar paketini ortadan çatlatacak olursa, kimse suçu felaket tellallarında bulmasın. Suç, yapısal reformları uygulamayarak paketi sakat bırakan ve tüm parasını zorla oluşmuş olan beklentilere yatırmış olan kumarbaz hükümetindir. Enflasyon canavarının Ağustos'ta kamuoyuna sunduğu şifreli mesajın manası işte budur.
mutku@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|