![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
En çirkin ayrımcılıkDünya tarihi, hemen her döneminde, 'ayrımcılık' uygulamalarına tanık oldu; renkleri, etnik kökenleri, dinleri veya dilleri farklı olduğu için, başkaları tarafından hor görülen, hakları elinden alınan, takibata uğrayan, sürülen, öldürülen, soykırıma uğratılan insanlar biliyoruz. Ancak, şimdilerde bizde karşılaşılan türden keskin bir ayrımcılık türüne bir başka coğrafyada rastlamak zor: Okul ayrımcılığı... Şu sırada, bütün suçu hasbelkader "İmam Hatip okulu mezunu" olmaktan ibaret binlerce insan, o insanların aileleri, diken üstündeler... Ayrımcılığın her türü kötüdür, ayrımcılık eyleminin mazereti asla kabul edilemez. Yine de, her ayrımcılık türünde, hiç değilse ayırımcılığı uygulayanın vicdanını susturabilecek kadar kendine kabul ettirebileceği bir mazeret bulunabilir; oysa, İmam Hatip okulu mezunlarına uygulanan 'ayrımcılık' için herhangi bir mazeret de yok... Naziler Alman toplumunda, faşistler İtalya'da belli kesimleri 'düşman' ilân ettiler ve kendi yükselmelerini 'düşman' bilinenin sırtından gerçekleştirdiler. Yahudi ırkından olan düşmandı, sol düşmandı, eşcinselden Çingene'ye kadar değişik özellikleri 'düşmanlık' için yeterli gördü Hitler; bunu yaparken, 'âri' ırkının saflığını korumaktan ekonomide kendi ırkından olanların üstünlüğünü sağlamaya kadar bir dizi mazeretle besledi Almanları... İkinci Dünya Savaşı sonrasının karışık ortamında ABD'de yükselen McCarthy anlayışının dayandığı sosyolojik ve siyasi temeller vardı. Olan bitene bir kere 'Soğuk Savaş' adı verilip savaşın sathı bütün yeryüzü bilinince, mantığın 'dost' ve 'düşman' zıtlığı üzerine oturması kaçınılmazlaşır. Komünizm 'baş düşman'dı Amerikan milliyetçisi için, onunla işbirliği yapan da ülkeyi dize getirmenin aracı olan birer 'düşman' veya 'yol arkadaşı' olacaktı... Joseph McCarthy, "Kızıllar devletin altını oydu" dediğinde, Amerikalı, onun peşine düşmek için pek çok gerekçe bulabiliyordu. Gerekçe ve mazeretlerin gerçeklerin üstünü örten birer şal olduğu sonradan ortaya çıktı, ancak Alman ve Amerikan toplumları, o dönemlerin acısını uzun süre üstlerinden atamadılar. 2000 yılının sonları yaklaşırken, Türkiye'de, özgürlüklerin askıya alınması, demokrasi alanının daraltılması için tek bir sözcük yeterli oluyor: 'İrtica'... Son zamanlarda, bu sözcük de, İmam Hatip okulu mezunuyla eşdeğerde kullanılır oldu. Yaşanan KHK krizinde, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i isyana sevkeden akıl almaz baskılar İmam Hatip okulu mezunlarının varlığıyla açıklanmadı mı? "Kadın eli sıkmayan kaymakam" diye başlayan yakınma, "Yargıya sızan irticacı savcı ve yargıç" biçimini almakta gecikmedi ve hepsi "İmam Hatip mezunu" olarak kayıtlara geçirildi. Bu okulların kapılarının açık olduğu son elli yıl içerisinde mezun olmuş yüzbinlerce insan, hak ettikleri için devlet kademelerinde görev almış mezunları, şu sırada, sırf bu yüzden topun ağzındalar... İmam Hatip mezunu, bugünün Türkiyesi'nde, 'vatan hâini' ile eşdeğerde bir insan haline getirildi. Bu okulların, çok partili döneme geçildiğinde, o sırada iktidarda bulunan CHP tarafından açıldığını pek az kişi hatırlıyor. Son elli yıl içerisinde sayılarının 300'ün üzerine ulaşmasında sağ-sol bütün iktidarların katkısı oldu. İmam Hatip okullarının müfredat programları devlet tarafından hazırlanıyor, öğretmenlerini devlet atıyor, teftişleri devlet tarafından yapılıyor, mezunlarına diplomayı devlet veriyor... Bakmayın, "RP/FP'nin arka bahçesi" denilmesine, İmam Hatipler de, siyasi açıdan, en az diğer liseler kadar çeşitlilik arzediyor... Orta bölümleri tırpanlanan İmam Hatip okulları, üniversiteye girişte mezunlarının önü kesilmesi yüzünden de câzibe odağı olmaktan çıktı; bu yıl yüzlerce İmam Hatip mezunu, ÖSS'de ilk 500 içine girdiği halde istediği fakülteye kayıt yaptıramadı. Kızlarını okutma konusunda tereddüdü olan anne-babaların çocukları bu okullar sayesinde eğitim alabiliyorlardı, bu yol da kapandı. Daha da kötüsü, mezunlarına yapılan 'vatan hâini' muamelesi... Memurlarla ilgili KHK taslağı yasalaşırsa, bunun, İmam Hatip mezunu devlet memurlarına yönelik kullanılacağı alenen söyleniyor... İleride bu günleri yazacak olanlar, ırk, renk, dil ve inanç farklılığı sebebiyle dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanmış ayrımcılıkları kayda geçirdikten sonra, dikkatlerini bizim ülkemize çevirdiklerinde, devletin kendi açıp diplomasını verdiği okulların mezunlarına uyguladığı çirkin ayrımcılığı görünce, hiç kuşkunuz olmasın, gözleri faltaşı gibi açılacak...
fkoru@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|