YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

İmam Hatipler

Anadolu'ya çıktıkça İmam Hatip Liseleri hakkında yerinden bilgi almaya çalışıyorum. Üzerlerine düşeni yapmadan, korumak için bir kapı bile aşındırmadan, okulun önünde bir saat bile nöbet beklemeden -karşı atak sebebiyle- ümitsizliğe düşen veliler çocuklarını bu okullardan alınca, yeni kayıt için de başvuran olmayınca, 1930'lu yıllarda olduğu gibi "talebesizlik yüzünden kapandı" hikayesinin tekrarına ramak kalmış. Geride bıraktığımız öğretim yılında okullar çok sayıda mezun verince iyice boşalmış, binalara el koymak için bekleyenlerin iştahları kabarmış, bazılarına da el koyup başka okullara vermişler. 2000-2001 ders yılında durum biraz değişmiş; hamiyetli, duyarlı ve şuurlu insanlarımızın da gayretleriyle bu yıl İmam Hatip liselerine kayıt için başvuranların sayısında artış var. Kendilerine "Bu okullardan mezun olanların meslek dışında yüksek öğrenim imkanları kısıtlanmıştır, imtihanda başarılı bile olsanız puanlarınız, YÖK'ün haksız ve adaletsiz uygulaması sebebiyle gasbedilmektedir, buna rağmen niçin bu okullara başvuruyorsunuz?" diye sorulduğunda, özellikle öğrencilerden, velileri utandıran cevaplar çıkıyor: "Biz çalışacağız, azim ve gayretle engelleri aşacağız, gerisi yöneticilerin ve velilerin işidir..."

İmam Hatip Okulları elli yıl önce açılırken "buradan gerici yetişir" diye istemeyenler vardı, isteyenler de iki gruptu, bir grup oy kaygısı ve "aydın din adamı" beklentisi içindeydi, dindar Müslümanlar'ın ise hem din alimine ve hizmetine ihtiyaçları vardı, hem de dindar aydını, bürokratı böyle olmayanlara tercih ediyorlardı. Bu karşılıklı düşünce, kaygı, beklenti ve tedbirler elli yıldır sürüp geliyor. Önce dindar kesimin gayretiyle İmam Hatip Okulları "hem mesleğe hem de yüksek öğrenime yetiştiren orta öğretim kurumları" statüsünü kazandı, öğrencilerden isteyenler mesleğe veya meslek doğrultusunda yüksek öğrenime yöneldiler, isteyenler de imtihanda başarılı olup diğer fakülte ve yüksek okullarda okuyarak mezun oldular, çeşitli mesleklere ve ilim dallarına intisap ettiler. Bu sayede birçok çocuğumuz okuma imkanı buldu (başka okullara gidemezlerdi), ülkemizin okumuş insan sayısı arttı, diğer liselerden gelenler kadar İmam Hatipler'den gelenler de başarılı oldular, millet ve memleket hizmetine girdiler. İmam Hatip mezunlarının oluşturduğu hiçbir anarşi ve terör gurubu görülmedi, siyasi kanaat ve aidiyet olarak da mezunlar, hemen her partide yer aldılar. Buna rağmen "dindar okumuşlar" istemeyen bir kesim, 28 Şubat'tan sonra çeşitli bahaneler ileri sürerek, münferit olayları ve az sayıda kötü örneği genelleştirerek bu okulların orta kısmını kapatmaya, lise kısmını da kapatmadan beter hale getirmeye muvaffak oldular. Bunu niçin yaptılar, neden korkuyorlar? Resmi sayılacak beyanlara bakılırsa irticadan korkuyorlar. Peki bu okulların irticaya bulaştıklarının delili nerede? Eğer irtica "dindarlık, dini daha geniş bir çerçevede yaşamak" ise yalnızca İmam Hatip mezunları değil, milyonlarca Müslüman böyledir; buna irtica diyenlerin, irticayı böyle anlayanların ne yapmak istediklerini anlamakta zorlanıyorum. Yok irtica "demokratik cumhuriyeti yıkarak yerine totaliter-şeriatçı bir düzen getirme" inancı, düşüncesi ve hareketi ise topyekün İmam Hatipliler'in böyle bir hareket içinde bulunduklarının kanıtı nerede!? Vesikasız, delilsiz irtica suçlamasını doğru bulmadığını isabetle ifade eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Mustafa Bumin'in şu sözlerini nereye koymak gerektiğini de bilemedik: "Bugün yaşanan sorunların kaynağı İmam Hatip Okulları'nın fazla olmasıdır. Buradan mezun olanlara doğrudan üniversiteye giriş hakkı verilmesidir. Eskiden fark sınavları vardı. Onu kaldırdılar. Öyle olunca tabii Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girerler. Kaymakam da olurlar, vali de..." Sayın Bumin, İmam Hatip mezunları niçin kaymakam ve vali olmasınlar, onlar TC. vatandaşı değil mi? Tahsilini yapmış, imtihanını kazanmış bir İmam Hatip çıkışlı vali veya kaymakamın kusuru "dindar olması ihtimali" midir? Dindarlığı özel hayatında kalan, inanç ve duyguları yüzünden vazifede kusur işlediği sabit olmayan bir kimseyi ikinci sınıf vatandaş yerine koymak hukuk ile bağdaşır mı? Başka liselerden mezun olanların inançların, ahlakları, siyasi ve dünya görüşleri tek tip midir? Bunlar sicilleri temiz olduğu sürece vali ve kaymakam olabiliyorlar da İmam Hatipliler niçin olamıyor?

Türkiye'de bir kesim sermayeyi rengine, lise mezunlarını farklı dersler okumuş olmalarına, memurları dindar olup olmamalarına, öğrencileri kılık ve kıyafetlerine... göre bölüyor, bir bölüğe öz evlat ve imtiyazlı vatandaş, diğer bölüğe üvey evlat ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyorlar; asıl "bölücülük" bu değil midir? Böyle bir bölücü tutum ve yaklaşımla ülkenin birlik ve bütünlüğü nasıl korunacak? Başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermedikleri halde sırf düşünceleri, inançları ve hayat tarzları yüzünden farklı muamele gören, hakları ve özgürlükleri kısıtlanan milyonların duygu ve düşüncelerinin ne yönde gelişeceğini hiç düşünen yok mu?

Ülkesini ve milletini sevenlerin, el ve işbirliği yaparak bu yanlış gidişe dur demeleri gerekiyor. Bu milletin değerleri var, asırlardır içinde yaşadığı vazgeçilmez gelenekleri var, evrensel hukuk ve ahlak ilkeleri var; işte bunların çerçevesinde hak ve özgürlüklerin tanımlanması, hukukun üstünlüğünün tanınması; yargısız infazın, ayrımcılığın, delilsiz suçlamaların, vehme dayalı tedbirlerin ortadan kaldırılması ilk adımda yapılması gereken şeylerdir.


10 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Hayrettin Karaman

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...