![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Gül ve Arınç ne diyor?Kutan-Erdoğan görüşmesine giden yol, Bülent Arınç'ın geçtiğimiz hafta FP İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı bir konuşmayla açıldı. Arınç o gün, "Tayyip Erdoğan bu partiden dışlanamaz. Dışlanma olursa hareketimiz kaygı verici bir noktaya gider. Bir an önce kendisiyle oturun, konuşun..." demişti. Kutan, bu konuşmadan sonra Arınç'a teşekkür edip, "Zaten, ben de uzun bir süreden beri böyle bir görüşmeyi istiyordum" diyerek, hafta sonu İstanbul programı olduğunu ve bu sırada Erdoğan'la görüşeceğini belirtti. Yine o günlerde, Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener, Kutan'la bir araya gelerek önceki gün Erdoğan'ın bir genel perspektif olarak ortaya koyduğu sorunları detaylarıyla anlattılar. O görüşmede Kutan'a özetle, "Kimse hiçbir yere gitmiyor ama partimizin gidişi de gidiş değildir. Bu parti, davası için yük olmaya başladı. Genel Başkan olarak lütfen acilen önlem alın!" denildi. İşte, İstanbul'daki görüşmenin bir iki adım gerisinde bu gelişmeler bulunuyor. CHP'ye benzemeye başladık
Abdullah Gül, Kutan-Erdoğan görüşmesini sonuçları itibariyle "olumlu" buluyor ama, olayın büyütülmesine yönelik eleştirileri var. "Lüzumsuz bir fırtına estirildi. Bana kalırsa ortaya atılan iddialar da iyiniyetten yoksundu. Çünkü, yasaklı bir siyasetçinin hiçbir şekilde bir siyasi aksiyon içinde olması mümkün değildir. Biz de zaten daha kongre sonuçları belli olduğu zaman Genel Başkan'ın emrinde olduğumuzu söylemiştik..." diyor. Gül, Erdoğan'ın açıklamasında dile getirdiği eleştirilere aynen katılıyor. "Bunları ben de açık ve net bir şekilde Recai Bey'e anlattım. Bu parti, bir iktidar alternatifi olduğunu göstermek zorundadır. Bugün, hükümetin de iyice zayıfladığı bir ortamda FP'nin gücünü gösterme zamanıdır" görüşünü dile getiriyor. Abdullah Gül'ün bir genel başkan adayı olarak kongre sonra yaşanan gelişmelere de tepkisi var. "Kongrede bana destek veren teşkilatlar feshedilmeye başladı. Bu parti, 28 Şubat'ı eleştirirken, 28 Şubat felsefesine paralel uygulamalar içine giremez." Gül, Kutan'ın bir "genel başkan" olarak görüşme için İstanbul'a gidişini ise, "Bu tür görüşmeler bizi giderek CHP'ye daha çok benzetiyor!" cümlesiyle yorumluyor. FP olduğu müddetçe...
Ve Bülent Arınç... Arınç, başlangıçta dile getirdiği uyarıların "hayırlı sonuçlar" doğurduğunu düşünüyor. Uzun bir süredir Manisa'da gelişmeleri uzaktan izliyor ve moda deyimle "ombudsman" gibi davranıyor. "Bunun olmasını özellikle istedim. İki tarafa da tavsiyelerde bulunun bir konumdayım. Teşkilattaki ağırlığımı kullanmak istiyorum. Böylelikle, söylentiler ve yanlış anlaşılmaların Abdullah Bey, Tayyip Bey gibi arkadaşlarımıza zarar vermesini önlemeye çalışıyorum" diyor. Arınç'ın da "partiden ayrılma" spekülasyonlarına karşı tavrı net: "FP olduğu müddetçe başka bir oluşuma sıcak bakmayız." Bu cümlenin devamında, Fazilet Partisi'nin karşı karşıya bulunduğu, en önemli ve hayati mesele bulunuyor. Şu anda konuşulanlar da neticede, o meselenin çözümüyle yakından ilgilidir: "FP kapatılacak mı kapatılmayacak mı?" İki gündür bu hareketin önde gelen bütün isimleriyle, "ayrılmalar, birleşmeler, uzlaşmalar" bağlamında herşeyi konuştuk. Bütün çözümsüz konular, cevabı Ekim ayı içinde verilecek bu soruda düğümlenmektedir. Bu yüzden, şimdilik "bekleyelim görelim" demekten daha fazlasını söylemek fazla iddialı olmak anlamına gelmektedir.
mkaraalioglu@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|