MHP'nin hesabı

İnsan kendi anlattığının etkisi altında kalır mı? Kalıyor... Geçen gün, bir dost grubuyla konuşurken, anlattığım senaryodan kendim de o kadar etkilendim ki, sesim buğulandı ve ağzımdan, "Yahu, şu Fazilet'te burnunun biraz ilerisini gören kimse yok mu?" sorusu çıkıverdi.

FP'de kavga var. Kongre'yi kılpayı farkla kazanan genel merkez, kaybeden 'yenilikçileri' köşeye sıkıştırma hesabında; "Göreceksiniz, kaybedince ayrılacaklar" demişlerdi ya, "Biz dememiş miydik?" diye sorabilecekleri noktaya doğru 'pres' uyguluyorlar... Kendi etraflarındaki sarmanın bir boğum daha sıkıldığının ve hesapların kapatılacak FP üzerine kurulduğunun farkında bile değiller. Anayasa Mahkemesi'nden kararın bir ay içinde çıkması bekleniyor ve rakipleri o kararın ne olacağını öngörüp pek çok siyasi gözlemcinin parmağını ağzında bırakan adımlar atıyorlar...

Şu sırada en çok konuşulan 'siyasi jest' ne? MHP lideri Devlet Bahçeli'nin HADEP ile flörtü değil mi? Bahçeli HADEP'li belediye başkanlarıyla görüştü, Diyarbakır belediye başkanı Feridun Çelik'i kameralar önünde alkışladı... Pek çok kişinin gözlerine inanamadığı bir manzaraydı o; Abdullah Öcalan'ın idamının ertelenmesini gölgede bırakacak kadar hem de... Bazıları şunu dediler: "RP ile din-devlet ilişkilerini farklı bir zemine oturtan sistem, şimdi de MHP'yi ehlileştirerek Güneydoğu sorununa ince ayar yapıyor; konu siyasallaşacaksa, bu, MHP eliyle olmak zorunda..."

Kısmen doğru tabii... Ancak, ben, Bahçeli'nin HADEP'le el sıkışmasının arkasında çok daha farklı siyasi hesaplar yattığına inanıyorum; FP'nin kapatılacağı varsayımına dayalı hesaplar...

MHP lideri, bir süre önce, partisine "Seçime hazırlanın" mesajı vermişti; herhalde hatırlıyorsunuz. Fol yok, yumurta yokken verilen mesaj hayret uyandırınca, Bahçeli'nin "FP kapatılabilir ve çok sayıda kişinin milletvekilliği düşebilir; bu durumda kaçınılmaz hale gelecek seçime hazırlıklı olunmalı" biçiminde akıl yürüttüğü gazetelere yansımıştı... Ya MHP Anayasa Mahkemesi içinden haber alıyor, ya da hiçbir ihtimali gözardı etmeyen bir yönetici kadrosu var...

"Kapatılmış bir partinin devamı olduğu" gerkeçesiyle kapatılırsa FP, bunun iki farklı sonucu olabiliyor. Biri, mahkemenin partiyi kapatması, ama kimseyi siyasi yasaklı yapmaması... FP'lilerden "Kapatılmayacak" diyenler dışındakilerin beklentisi bu; "Kapatılsa bile sıfır çözümle kapatılır" deniyor... İkinci muhtemel sonuç ise, kapatma kararını veren mahkemenin, daha önce RP'de iken FP'ye geçmiş ve halen Meclis'te bulunan milletvekillerini siyasi yasaklı duruma düşürmesi... Bu durumda, bir hesaba göre, 71 FP'linin milletvekilliği düşüyor ve vefat sebebiyle boşalanlarla birlikte 80 milletvekilliği için üç ay içerisinde ara seçim yapılması şart hale geliyor... Karar ekimde çıkarsa, seçim şubatta...

Bu hesabı yapanların tek bir tedirginliği var: Barajsız ara seçimde Doğu ve Güneydoğu'dan HADEP'in de milletvekili çıkarması... Bahçeli'nin Diyarbakır'a kadar giderek belediye başkanları üzerinden HADEP'e 'jest' yapması, büyük ihtimalle, bu konuda tereddüdü bulunan çevrelere, "Önemli değil" mesajı göndermekle ilgili. "HADEP de bu toprakların partisi, ben ona tahammül ederim, merak etmeyin" diyor MHP... Bir ay kadar önce, CHP'li Yaşar Seyman HADEP'li belediye başkanlarıyla görüştü diye yeri göğü inleten Bülent Ecevit, dikkat ettiyseniz, bu defa susuyor...

Susuyor, çünkü o da aynı hesabı yapıyor... "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer" diyen Mesut Yılmaz ve partisini içlerinde taşımaktansa, kendileri HADEP'le geçinmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar... FP kapatıldıktan sonraki üç ay içerisinde gidilecek ara seçimde, 80 milletvekilinden çoğunu MHP'nin, bir kısmını da DSP'nin alacağı muhakkak... Ara seçim, hükümette ANAP'a ihtiyaç bırakmayacak bir sonuç çıkarabilir...

33 belediye başkanı bulunan HADEP'nin Meclis'e de girmesinden rahatsızlık duyanlar olabilir; ancak size şaşıracağınız bir şey söyleyeceğim şimdi; HADEP'in Meclis'e girmesi MHP için bir başka bakımdan daha yararlı: MHP gibi partiler için didişeceği siyasi rakibe ihtiyaç var; yakın tabanlara hitap ettikleri için FP ile didişmek zor oluyordu, oysa HADEP üzerinden hitap ettiği tabana hoş gelecek daha etkili bir politika yapabilir MHP...

FP 'devamdan' kapatılıyor, çok sayıda milletvekili açıkta kalıyor ve MHP'yi (kısmen de DSP'yi) sayıca güçlendirdiği gibi daha iyi kavga edeceği rakibini Meclis'e taşıyacak ara seçim yapılıyor... Devlet Bahçeli'yi o kadar zahmete katlanıp Diyarbakır yoluna düşüren hesap herhalde bu.

Siyaseti tepeden dizayn edenler bu gelişmeyi sağlayacak çabalar içerisine girmişken, üzerine bu tür hesaplar kurulan FP ne yapıyor? Hep "Esas gündem gözlerden saklanıyor" diye sızlanan FP yönetimi, kendisi sun'i gündem konusu oluyor. 'Yenilikçi' denilenler, vefa ve sadakat gibi hislerle, tasfiyeye uğramadan varlıklarını sürdürme derdindeyken, birileri, "Tayyip Erdoğan parti kuracak" veya "Yenilikçiler kopacak" gibi asılsız haberler yayıp kendi kamuoylarının kafasını karıştırıyorlar...

Dostlara MHP'nin hesabını anlattıktan sonra, işte bu yüzden, "Yahu, şu Fazilet'te burnunun biraz ilerisini gören kimse yok mu?" diye bağırıvermişim...

Var mı sahi?