YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Enerji sıkıntısının sorumlusu bulundu!..

İngiltere'de petrol fiyatlarına yapılan zam nedeniyle patlayan kriz devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda günlük yasamı felç eden sorun, İşçi Partisi hukumetini de zor duruma soktu.

Halk, meseleye anında müdahale edemeyip, basiretsiz davranan Blair Hükümeti'ni çekilen sıkıntının sorumlusu olarak görüyor.

Hükümetin kamuoyu desteğinin bu geçen surede yüzde 10'dan fazla düştüğü belirlendi. Hatta İşçi Partisi'nin önümüzdeki seçimlerde iktidar olmasının bile tehlikeye girdiği konuşuluyor. İngilizler, iki haftadır benzin istasyonlarının önünde saatlerce beklemelerinin bedelini sanırım sorumlularına ödetmeyi düsünüyorlar.

Muhafazakarlar da Blair'e karşı ağır bir saldırı başlatmış durumda. Meseleye sadece eleştiri boyutunda da yaklaşmıyorlar. İktidara gelirlerse nasıl bir enerji, nasıl bir petrol fiyat politikasi izleyeceklerini de açıklıyorlar.

Bu politikanın halkın kaç kuruş menfaatine olacağını da belirtiyorlar. Bu örnek demokrasilerde muhalefetin nasıl yapıldığının bir göstergesi. Turkiye'ye gelelim...

Ülke, cumhuriyetten bu yana en büyük enerji krizinin eşiğinde, hatta içinde...

Turkiye'nin toplam elektrik enerjisi uretiminin yüzde 20'sinden fazlasını sağlayan Keban, Karakaya ve Atatürk Barajları'nın, yaşanan kuraklık nedeniyle devreden çıkacağı artık biliniyor. Yetkililerin bu durum karşısında önerdikleri tek sey, elektrik tasarrufu.

Bu sorunun sorumluluğunu hiç üzerine almayan ve bu konuda geçmiş iktidarları eleştiren bir tavır içinde olan hükümet, Seydişehir Alüminyum ve İskenderun Demirçelik gibi dev sanayi tesislerini kapatmaya hazırlanıyor.

Başbakan ise neredeyse enerji darboğazının sorumlusunu bulmuş durumda: Başta, başkent olmak üzere, kent alanlarının Las Vegas gibi aydınlatılmış olması. Elektriğin böylece israf edilmesi!.. Başbakan sorumlu olarak israfı gösteriyor.

Önerilen, hatta dayatılan da zorunlu tasarruf... Yani "Elektrik kullanmayın" diyorlar.

Oysa elektrik tasarrufu demek, zaten düşük olan uretimin iyice duşmesi demek. İşten cıkarmaların gündeme gelmesi demek. Günlük hayatın felce uğraması demek. Kriz demek. Yokluğun, karaborsanın hortlaması demek.

Yani Ecevit'in iktidar tarzı demek...

Öte yandan hükümet, enflasyonu azdırmasın diye petrol fiyatlarının artışını da engelliyor.

Ama bunu nereye kadar frenleyebilecek?

Turkiye'nin, tedbir alınmazsa enerji darboğazına gireceği neredeyse 5 yıldır söyleniyor. Petrol fiyatlarının artısı da sürpriz değil.

Ecevit ise kaç yıldır iktidarda...

Bu ve benzeri önemli sorunlar yerine başörtüsüyle, Merve Kavakçı'yla, Demirel'in görev süresinin uzatılmasiyla, memurları MGK'nin talebi doğrultusunda kolayca işten atabilmek üzere kanun hükmünde kararname cıkarmak için uğraştı. Devletin zirvesinde yapay krizler yaratmak yerine daha hayati sorunlarla örneğin enerji sorunu ile ilgilenebilirdi. Şimdi kalkmış, sorumlu olarak Ankara'nın meydan aydınlatmalarını görmüş.

Ciddi mi söylüyor yoksa milletle dalga mı geçiyor anlamak mümkün değil.

Ankara'daki dev bürokrasi gökdelenlerinin ışıl ışıllığını, büyük holding gökdelenlerinin göz kamaştırıcı aydınlatmalarını görmezden gelerek meydan ve cadde aydınlatmalarına kafayı takmak sanırım hedef saptırmaktan da öte marazi belirtiler olsa gerek...

Ecevit'in karanlığı teşvik eden tedbirleri bir yana, nerede gerçek tedbirler?

Bu işin gerçek sorumluları nerede?

Nerede kaç yıldır sabah-akşam bu hükümetin ne kadar başarılı bir ekonomi politikası yürüttüğünü yazan-söyleyen kalemler-ağızlar?

Turkiye'yi 21'inci yuzyılın eşiğine, AB'ye giriş sürecinde bu karanlık noktaya getirenler sanırım herhangi bir sorumluluk üstlenmek niyetinde değil. Herhangi bir diyet ödemeyi de düşünmedikleri acık... Enerji politikalarından anladıklari ise, enerji ihalelerinin, enerji dağıtım ihalelerinin hangi eş dost şirkete, holdinge, hangi yabancı kuruluşa dağıtılacağına ilişkin ince politikalar.

Sorunu kamuoyunun dikkatinden kaçırabilmek için de büyük gazetelere bir iki ihale, özelleştirmeden pay ve devlet kesesinden avantajlar sağlandı mı sorun halledilir.

Patronlarına enerji dağıtım ihalesi verilen gazetelere bir bakın. Enerji sorunu ile ilgili tek eleştiriye rastlayabilir misiniz?

Bu meselenin sorumluları bu yayın organlarında soruşturulabilir mi? Özgür ve bağlantısız bir basının olmadığı bir ülkede işte böylesine yüzeysel gerekçeler enerji sorununun nedeni olarak kamuoyuna yutturulmaya calışılır. Sırf iş gördükleri iktidarlar iş başından uzaklaşmasın diye... Bu örtülemeye, bu saptırmaya rağmen vatandaş çektiği sıkıntının da elektrik darboğazının gerçek nedenini de iyi biliyor. Muhalefetin duyarsızlığına, bu konulara karşı ilgisizliğine rağmen... İşte İngiltere'deki petrol krizi ve sorumlularını bekleyen sonuçlar.

İşte Türkiye'deki ağır enerji krizini sokak ve meydan aydınlatmalarına yükleyen sorumsuz, sorumlular!..


24 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...