![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Eski topraklarda yeni politika arayışı!..Bizim bulunduğumuz bölge, insanlık tarihi açısından dünyanın "eski topraklar"ı. Yerin altını kazdığınız zaman çıkan bulgulardan elde edilen verilerle, bugün yukarıda yaşanılan hayatın verileri, bir devamlılık gösteriyor. "Yeni topraklar" ise, Amerika, Avusturalya gibi kıtalara deniliyor.. Burada kurulmuş ve gelişmiş uygarlıkların, göreceli olarak "dün"leri pek yok.. Yeni toprakların uygarlık tarihi, genel olarak 16'ncı, 17'nci yüzyıllardan başlıyor. Yeni topraklarda daha önce var olmuş medeniyetlere, devletlere "kayıp uygarlıklar" deniliyor. Biz kendimizi "genç Cumhuriyet" olarak görüyoruz.. Ama vatanımız olan Anadolu ve çevresi, "eski topraklar"dan oluşuyor.. Burada, bir güncel soruna çözüm üretmeye çalıştığınız zaman, bazan beşyüz, bazan bin yıllık çözümsüz sorunlara da giriyorsunuz.. Yıllar önce, Türkiye ile Yunanistan'ın arasını bulmak ve Kıbrıs'a ortak bir çözüm üretmek için o zamanki Amerikan Başkanı tarafından görevlendirilmiş bir Washington'lu "teknokrat" gelmişti Türkiye'ye.. Şimdi bu tür teknokratlara, "bilgi bürokratı" anlamında "infokrat" deniliyor.. Bu Yunan asıllı Amerikalının görevi, bilgi toplayıp, bunun analizini yapmak ve ABD Başkanı'na bir özet-sentez sunmaktı.. Yunan asıllı olduğu için Türk-Yunan anlaşmazlığının ve Kıbrıs sorununun ruhunu hissediyordu.. Ama ikinci kuşak Amerikalı olduğu için de, pragmatikti, çözüme kilitlenmişti.. Atina'yı, Ankara'yı, Lefkoşe'yi, birkaç kez ziyaret etti.. Her çevreden insanlarla konuştu.. Sonra beraber bir akşam yemeği yedik.. Çaresizliğini şöyle itiraf etti.. -Biz Amerika'da, bir sorunu çözmeye karar verince, bugünün verilerini alıp, "yarın ne yapabiliriz" diye bakarız olaya.. Mesela Almanya ile iki tane dünya savaşı yaptık.. Japonya ile nükleer bir savaş bile yaşadık.. Vietnam'da 10 yıl kan akıttık, kan döktük.. Barış zamanı gelince de "dün neler oldu"yu tarihçilere bırakıp, yarına dönük yeni bir uzlaşma ve işbirliği dünyası kurduk.. Derin bir nefes aldı.. Devam etti.. -Ama Türkiye ile Yunanistan'ın barış yapabilmeleri için, önce yüzlerce yıllık geçmişin hesaplaşması dökülüyor. Eski dünya, dünü bir kenara itip, bugüne ve yarına pek dönemiyor. Bunu bir defa, Atatürk ve Venizelos başarmışlar.. Kanlı ve dramatik 1'inci Dünya Savaşı'nı da, Anadolu'nun büyük ızdırabına sebep olan Kurtuluş Savaşı'nı da dünde bırakıp, yarına dönebilmişler. Bugün ise, bu çapta liderler galiba yok.. Neticede büyük liderleri de, büyük olaylar yaratıyor.. Bu Amerikalı görevli de, pek bir uzlaşma sağlayamadan, misyonunu tamamlayamamıştı neticede.. "Eski" olmanın, "engin bir tarih"e sahip bulunmanın getirdiği, böyle elverişsizlikler de var.. Bunu iç politikada da, dış politikada da görüyoruz, yaşıyoruz.. İşte bir kez daha, "Osmanlı-Ermeni" meselesi, Türk-Amerikan ilişkilerini şiddetle etkiler biçimde gündemde.. Oysa hem Türkiye ile Ermenistan arasında kaçınılmaz bir işbirliği ve dostluk ortamına ihtiyaç var.. Hem de Türk-Amerikan ittifakı, 1'inci Dünya Savaşı'na ilişkin tartışmalara kurban edilemeyecek kadar, hayati önemde.. Acaba eski topraklarda yeni politika üretmek imkansız mı? ŞAKA
Sondan başlasak..
Şu "12 Eylül" tartışmaları bir bitse ve sıra "28 Şubat"a da gelse artık.. Unutmayın 12 Eylül'ün "yasaklı"ları, cumhurbaşkanı ve başbakan bile oldu.. Ama henüz "28 Şubat yasaklıları"nın nasıl affedileceği konusuna giremedik.. Acaba bu askeri darbe tartışmalarına sondan mı başlasak? Önce "28 Şubat", sonra "12 Eylül", arkasından "12 Mart", derken "27 Mayıs".. Hiç olmazsa, "güncel sorunları" da çözeriz bu arada. ÇÖZÜM
Kongre'ye karşı TBMM var!..
Ermeni kökenli Amerika'lıların sayısı, fazla.. Bunlar aynı zamanda "seçmen"ler... Yani, Amerikan Kongresi'nde, bu "Ermeni Soykırım Tasarısı" bu defa atlatılsa, belli ki önümüzdeki yıllarda yine gündemde olacak bu mesele.. Neticede bizim de, Türkiye Büyük Millet Meclisi'miz var.. Ayrıca, 1'inci Dünya Savaşı sırasında, önce Ruslarla, sonra da Fransızlarla işbirliği edip, Doğu ve Güneydoğu'daki Türk nüfusu yok etmeyi amaçlamış Ermeni girişimleri konusunda, sayısız belge ve kitabımız var.. Biz de, TBMM'de, 1'inci Dünya Savaşı'ndaki Ermeni eylemlerini kınayan bir tasarıyı oylayalım.. "Taşnak"ları ve "Hınçak"ları, özel bir oturumda teşhir edelim.. Biz de, Türk diplomatlarını bu konuda bilgilendirelim.. Ayrıca bu tür bir çalışmaya, Ermeni terörizminin 1970'lerden başlayarak Türk diplomatlarına yönlendirdiği suikastler meselesi de eklenip, olay güncelleştirilir.. Yani Amerika ile kavga edeceğimize, biz de "tarih"i, kendi yasama organımız ile güncelleştirelim.. Bu daha akılcı bir çözüm olmaz mı?
mehmetbarlas@attglobal.net
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|