4 gün sürecek Sydney Olimpiyatları Grekoromen güreş kapışmaları, Türkiye saatiyle bugün 08.00'de başlayacak. Avrupa ve Dünya ile kozları paylaşmak gerekince bizimkiler kendi öz sporumuzu (serbest) bir yana bırakıp Greko'ya başlamışlar. Koca Yusuf, Kurtdereli, Adalı Halil gibi güreş devleri yurtdışında grekoromen türde mücadele ettiler, meşhur Kara Ahmed, 1899 tarihinde Dünya Şampiyonluğunu kazanırken yine "belden yukarı" güreşerek bu başarıya ulaştı. İlk Olimpiyad Şampiyonumuz (Yaşar Erkan), ilk Dünya Şampiyonumuz (Muharrem Candaş-1950) da yine birer Grekocudurlar. Olimpiyad oyunlarında, Mithat Bayrak (1956-1960) 2 kez birincilik kürsüsüne çıkan ilk ve tek grekocumuzdur. Savaşlarda en önde bayrak taşıdığı için (Alemdar) "Bayrak" soyadını alan Süleyman Bey'in oğlu Mithat'ın yanında Mersinli Ahmet, Mehmet Oktav (1948), Müzahir Sille, Tevfik Kış (1960), Kazım Ayvaz (1964), Mehmet Akif Pirim (1992) ve Hamza Yerlikaya (1996) Olimpiyadlarda birincilik kürsülerine çıkan diğer grekocularımızdır.

1988 Seul Olimpiyadları'nı takiben Olimpiyad minderleri lebalep pehlivanla dolmasın diye, bütün müsabıkların sayısı 180'de donduruldu. Artık altın almak için 8-10 karşılaşma yapmak gerekmiyor, bazan 4 galibiyet zirve için yeterli oluyor. Ercan Yıldız (54), Şeref Eroğlu (63), Nazmi Avluca (76), Hamza Yerlikaya (85) ve Hakkı Başar (97) kilolarında Dünya Şampiyonu olmuş sporcular. 130 kiloda Fatih Bakır ise ilk kez böylesine önemli bir mücadeleye girecek. Rakiplerinden tek puan almadan, hakem kararlarıyla Dünya Şampiyonu (1997) olan Ercan Yıldız, yine n'yapar bilemeyiz. 3 kez Avrupa, 1 defa da Dünya Şampiyonlukları elde eden Şeref Eroğlu, aşırı heyecanlanmazsa finale layık bir yarışmacıdır.

Çiçeği burnunda Dünya Şampiyonu (1999) Nazmi Avluca, 86'dan 76'ya iniyor ki, bu kilo düşme meselesi O'nu yiyip bitiriyor. Büyük zorluklarla Sydney minderlerine çıkabilen "Asrın Güreşçisi" Hamza Yerlikaya ve Hakkı Başar için de fazla konuşmak yersiz, her ikisi de usta ve azimli. 1992 Barcelona Olimpiyadları'nda yendiği Rus Kokoşvili'yi bir daha mağlup edemeyen Başar'ın ayrıca Ljunberg (İsveç) gibi çetin bir rakibi daha var, Polonyalı Wronski de cabası.

Grekocular, 22 gün önceden Sydney'e gitmemek için çok direndiler. Dertlerini anlatamadılar. Yedek sporcu da götürülmediğinden idmanları aksadı. Sydney'de daima Türk kafilesinin yanında olan gurbetçiler "aslında onlara gurbetçi değil de Türk soylu göçmenler demek gerekir) Milli Takımımıza destek verecek. Seyirci açısından sporcularımız pek şanslılar. Belki bir "patlama" olur da Grekocularımız yeri-göğü adeta inletir. Dualarımız daha çok altın madalya üstüne.