![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
AB'nin geleceği var mı?Avrupa Birliği gittikçe kurumlaşma ve daha sıkı bir birlik kurmakla birleşmenin sınırlarına gelmiş, gevşek bir birlik olarak varlığını sürdürme tercihi ile karşı karşıya kalıyor. Bunun en son örneği Almanya ve Fransa arasında yaşanan fikir ayrılığıdır. Fransa ve Almanya Avrupa Birliği fikrinin en önemli aktörleri olarak bu zamana kadar Birliğin daha da güçlenmesi, genişlemesi için ortak hareket ettiler. Ancak birleşme ve genişlemenin ortak para birimi ve askeri güç gibi etkin kurumsal kimliklerin oluşması aşamasında çıkmaza girdikleri göze çarpıyor. Geçen yüzyılda dünya sistemine egemen olan Avrupa ülkeleri ile dünya egemenliği peşinde koşmuş İspanya, Hollanda, Portekiz gibi eski sömürgecilerin oluşturduğu Birlik fikri genişlemenin sınırına dayanmış görünüyor. Gevşek bir birlikten birleşik devlet aşamasına geçme kararının verilip bu yönde siyasi irade gösterilmesi kaçınılmaz hal aldıkça Avrupa içindeki güç merkezleri arasındaki geleneksel ilişki biçimleri tekrar kendini gösteriyor. Bir yanda geleneksel olarak, Kara Avrupası'nın birleşmesini engellemek için güçler dengesi politikasıyla elinden geleni yapan Britanya aynı refleksle ya da ulusal çıkarları bu politikayı gerektirdiği için, Avrupa Birliği'nin genişlemesi için elinden geleni yapmaktadır. Avrupa Birliği'nin genişledikçe etkin bir güç olma sürecinin daha da uzayacağını düşünmektedir. Örneğin Türkiye'nin AB'ye adaylığını desteklemesi doğrudan bu strateji ile alakalıdır: Yaygın ama etkinliği olmayan bir AB. De facto/real politik
Siyasi olarak AB'nin biçimlenmesinde hep öncülük eden Fransa ile ekonomik ağırlığını koyması ile merkezi rol oynamaya başlayan Almanya arasında da ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıkmaya başladı. De facto ile real politik tavrı zaman zaman kendini göstermektedir. Almanya, gittikçe hantallaşan AB bürokrasisinin yapısal sorunları devam ettikçe ciddi adımların atılamayacağını, siyasi iradeden yoksun bir birlik görünümünü sürdüreceğini gördüğü için strateji değiştirdi. Daha sıkı dokuya sahip tek parlamentolu ve bir başkanın olduğu siyasi bir mekanizmaya dayalı federal devlet yapısına geçilmesini gündeme getiriyor. Bu projenin gerçekleşmesi Birleşik Avrupa Devletlerinin oluşmaya başlaması anlamına gelmektedir. Ve şu aşamada bu projenin uygulamaya konması ya da bu sürece girilmesi halinde ise Almanya'nın Avrupa'nın resmi ve fiili patronu olması anlamına gelecektir. Almanya ile birlikte hareket eden Fransa ise tam bu noktada bunun erken olduğunu öne sürerek tabir caizse frene basıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac yaptığı açıklamada, bu projeyi çok soyut ve erken bulduğunu belirtti. Tepeden yönlendirilen bir federatif yapılanma yerine tabandan gelen isteğe bağlı olarak sürecin olgunlaşmasıyla bu yönde adım atılması gerektiğini söylüyor. Böylece Fransa Almanya'dan ayrılarak daha çok İngiliz politikasına yaklaşmış oluyor. Böylece Avrupa Birliği yeni bir yol ayrımına gelmiş bulunuyor. Ya zamana yayılmış bir birleşme süreci işleyecek ya da güçlü ülkeler ortaya iradelerini koyarak federatif çatı altında Birleşik Avrupa Devleti'ni oluşturacaklar. Ancak görünen o ki, Avrupa Birliği'nde etkin rol oynayan irili ufaklı tüm ülkeler, radikal karar aşamasında yerel ve tarihi refleksleriyle hareket edeceklerini göstermiş bulunuyorlar. Özellikle temel konularda ortaya çıkan görüş ayrılıkları bu sürecin daha da zaman alacağı tahmininde bulunmamıza neden oluyor. Her ülkenin kendi çıkarları yönünde alacağı karar, değişmez stratejik konumları (tarih, coğrafya, kültür) ile değişken unsurların (ekonomi, askeri güç vb) belirleyeceği ulusal stratejiler AB'nin geleceğini etkileyecek. Avrupa'nın tarihi geçmişi, sosyal ve siyasal yapısı gözönüne alındığında gelecekte kurulacak bir Avrupa Birleşik Devletleri düşüncesinden hiçbir zaman bir Amerika Birleşik Devletleri gibi tek bir devlet ve ulusal kimlik çıkmayacaktır. Çünkü en azından müstakbel BAD'yi oluşturan tarihi, coğrafi ve sosyal etkenler/süreç ABD'yi oluşturan şartlardan çok farklı yönde gerçekleşmektedir. Avrupa Birliği aslında doğal gelişme sınırının sonuna gelmiştir.
aemre@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|