![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Kimse elinize su dökemez...Durup o jargonu ortaya atmasaydı, bu yazıya gerek kalmayacaktı. Refiki CHP'den ayrıldıkları noktayı vurgulamak için, "Biz" demişti "İnançlara saygılı laiklikten yanayız." Sadece "laiklik" konusunda değil, daha birçok noktada, ekonomide, iç politikada, dış politikada, neredeyse hayatın her alanında CHP'den farklı düşündüklerini söylüyor ve amiyane tabiriyle "yediriyordu..." Ama, uygulama Ecevit'i tekzip ediyor. Türk halkı, tarihinde hiçbir zaman, DSP'li MHP'li hükümet döneminde olduğu kadar taciz edilmedi. Hiçbir zaman bu kadar aşağılanmadı. Mukaddes değerleri hiçbir zaman bu ölçüde ayaklar altına alınmadı. "Hoşgörü" ödüllü Ecevit, bizzat Türkiye demek olan sembol, ritüel ve ilişkiler düzenine savaş açmış bir hükümetin başında olmayı nasıl değerlendiriyor? Talihsizlik mi? Kendi ifadesiyle, bunu içine sindirebiliyor mu? 28 Şubat sürecinde susmuştu. Sokaklardaki sarık-cüppe avı hiç ilgisini çekmemişti. Brifingler serisini derin bir sükûnetle izlemişti. "Siyasi boyutu olan konularda parlamento dışı güçleri muhatap almak sakıncalıdır" uyarısını yapan, hızını alamayıp "Darbeler ve demokrasiye getirilen kısıtlamalar Türkiye'nin hiçbir sorununu çözememiştir" diyen Ecevit, şimdi bizatihi parlamento dışı güçlerin "olur"uyla kurulan hükümetin başında, 28 Şubat kararlarına endeksli "hususi" bir politika izliyor. Okulu kapatılmış, özgürlükleri budanmış, vatandaş olma hakkı gaspedilmiş geniş yığınlar, siyasetin en eski, en deneyimli, belki de en "tutarlı" figürlerinden olan Ecevit için hiçbir anlam ifade etmiyor. Hele, "vebalı" muamelesi gören İmam Hatipli çocuklar... Hiçbiri, "inaçlara saygılı" Ecevit'in "hoşgörü" alanına girmiyor. Başörtüsü taktığı gerekçesiyle, önceki gün bir üniversite öğrencisi, 6 ay hapisle tecziye edildi. Başörtülüler "ziyaretçi" olarak bile cezaevlerine sokulmuyor. Ehliyet alamıyor. Yaz kamplarına gidemiyor. Bu gidişle sokağa çıkmaları da yasaklanacak. Artık yurdun dört bir yanında "Başörtülüler ve evcil hayvanlar giremez" tabelaları yükseliyor. Bütün bunlar Ecevit'i rahatsız etmiyor... Şu günlerde Meclis'in yıkayıp ak pak ortalığa saldığı Mesut Yılmaz, muhalefet döneminde, "başörtüsü yasağı"nı işaretle, "Türban istismar aracı olmaktan çıkarılmalıdır" diyordu ve iktidara geldiklerinde bu sorunu "kökünden" halledeceklerini söylüyordu. Bu sözlerin, "Kamu sahası inançlı insanlara kapatılmalıdır" demek olduğunu sonradan tecrübe ettik. "İnançlara saygılı laiklik" de, belki, "inançlarla savaşmak" anlamına geliyordur... "İnançlara saygılı laiklik" anlayışı, gerçekte, bu ülkenin tarihiyle, gelenekleriyle, mukaddes değerleriyle hesaplaşmayı öngörüyorsa, erken günahı kafa kâğıdında "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır" yaftası taşımak olan insanları kamu sahasından silmeyi hedef almışsa, ortada CHP adına komplekse girecek bir durum yok demektir. Çünkü, DSP ve MHP'nin yaptığını, "tek parti" CHP'si bile başaramadı..
akekec@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|