![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Süt
Şimdi oturup seyredelim bakalım diyor Osman Çavuşlar... Ne çiğ sütler çıkacak ve pişkinsüte su katacaklar... Şayet su kaldırırsa. Beddua
Birine beddua edecekseniz, fazla abartmaya gerek yok. Sadece "Allah evinizde tadilat yapmayı nasip etsin" deyin, yeter de artar bile. Çöker, çöker, hepsi çöker
Bana çökmeyen bir imparatorluk adı söyleyin, ben size çöken iki imparatorluk sayayım. Ya da böyle bir yarışa girmeyi boşverelim ve imparatorlukların çökeceği gerçeğini her halükârda kabul edip anlaşalım. İnsanlar gibi, devletlerin de bir ömrü vardır. Doğar, büyür ve günün birinde 'mevta' olurlar. Eğer aksi mümkün olsaydı, Osmanlı çökmezdi; Roma İmparatorluğu hâlâ yaşıyor olurdu; Sovyetler Birliği'nde herkes, 'glastnost' kelimesini duyunca gülüp geçer ve bunların her biri ilelebet devam ederdi. Halbuki mümkün değil. Hatta kimi zaman, birinin doğuşu veya yükselişi, diğerinin tahtından düşmesine bağlıdır. Selçuklu son bulmasaydı, Osmanlı'ya sıra gelemezdi. Sovyetler çökmeseydi, ABD bu ölçüde kendisini dünyanın jandarması, tek süper gücü konumuna oturtamazdı. Berlin duvarını da kimse yıkmaya cesaret edemezdi. Merdivenin yirminci basamağı
Merdiven sanat dergisinin bu ayki sayısında Ahmet Özhan'la yapılan bir röportaj var. "Medyadan uzak kalmayı sadece ben tercih etmiyorum. Medya da benden uzak kalmayı tercih ediyor. Karşılıklı selametimiz için de uzak kalmanın son derece isabetli olduğu kanısındayım." açıklamasıyla başlıyor konuşma ve baştan sonra keyifli, bilgilendirici özelliğini koruyor. İşte dikkat çekici olduğunu düşündüğüm noktalar: - Dünyada iki tane klasik müzik var. Bir tanesi Klasik Batı Müziği, diğeri Klasik Türk Müziği. Bunu Hollandalı bir müzikolog söylüyor... - Benim müziğe bakış açım, insana bakış açım ile eşdeğerdir. Sen neysen ondan ortaya çıkan müzik de odur. - Türkiye'nin miras olarak kendine kalan çok önemli güzellikleri var. Oysa biz bu mirasımızla değil de lokumumuzla tanınıyoruz. - Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra Efendimiz'in ilk yaptığı şey, sahabeden birçoğunu etrafındaki ülkelere gönderip onların dilini öğrenmelerini sağlamaktı. Lisan öğretti, araştırmalar yaptırdı onlara. - Düşünen bir adamım. Şarkı ve ilahi benim için araçtır, amaç değil. - İnsanın kendini okuması lazım, yalnızca kendini farketmesi... Röportaj bitince
Bir yazımın ya da şiirimin yayınlandığı dergiden bahsetmekten çoğu zaman çekiniyorum. 'Barter' gibi algılanmasını istemediğim için duyduğum endişe. Hoşgörünüzü talep ederek, Merdiven'in aynı sayısında benim de bir şiirimin bulunduğunu söylemek istiyorum. Ahmet Özhan'la ve tabiî ki diğer arkadaşlarla da bir arada bulunmaktan mutluluk duyduğumu ekleyeyim izninizle. (0212.516 82 93) Karadeniz uşağı silahsız duramaz
Rize'nin Güneyce Beldesi imam ve hatibi Kutuz Hoca (İsmail Kara'nın babası), eskiden kalma iki tüfek ve bir tabancası yangında yandıktan sonra, yeni bir tabanca alma hevesine düşer... Yeni yaptırdıkları evin borçlarını ödedikleri sırada, paraya kıyamayan ve "Sen tabanca adamı değilsin." diye muhalefet eden babasıyla arasında şu konuşma geçer: - Bize tabanca ne lazım? Hasmımız yok ki tabancayı ne yapacağız?.. - Şurada biriyle kavga etsek, silahımız yok. Kutuz Hoca'nın babası biraz keyif, biraz alayla oğluna takılır: - Ula Mehmet, sen kavga yapacaksun da silah lazım olacak... Sen kavga yap, silah benden! Aklından silah hiç çıkmayan Kutuz Hoca, nihayet bir tabanca satın alır. "1960 İhtilalinden sonra devlet silahları topladı. Benim kimseyle alıp veremeyceğim bir şey yoktu. Sadece sünneti seniye olduğu için silah bulunduruyordum. Bu sebeple, teslim etmeyi düşünmedim. Memur olduğumdan, belki yemin teklif ederler de zor durumda kalırım endişesiyle tabancayı 20 liraya hanıma sattım. Gerçek satıştı. Parasını aldım." Kutuz Hoca'nın Hatıraları adıyla Dergâh Yayınları arasında çıkan kitapta bu satırlara dikkat çeken Osman Akkuşak, "Karadeniz uşaklarının silah merakını anlayın" diyor. "Hoca da olsa yine silah yapacak!.." Gittikten sonra
Demirel gitti. Herşeyin sonu gelmedi. Bakalım Fatih Terim'in gidişi bir şey değiştirecek mi?
TİLKİ MASALLARI
Tilkiye sormuşlar "Tavuk yer misin?" Tilki gülmüş; "Şu anda internette kokoreççiyle görüşüyorum. Ama madem o kadar ısrar ettiniz, sizi kırmak olmaz." Kurdun ensesi
Atasözleri de zaman içinde farklılaşabiliyor. Bakınız: Kurda sormuşlar: "Ensen neden kalın?" Kurttan cevap: "Hayali ihracat takılıyorum." Mayıs bitti ama "Mayıs Sıkıntısı" devam ediyor.
mseker@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|