YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Gençlerin ahlâkı

Gençlerin ahlâkını bozmakla suçlandırıldığı için idama mahkum edilip baldıran zehrini içen Sokrates'e zamanında sormuşlar: "Neden hep gençlerle ülfet edersin?" O da şöyle cevaplandırmış soruyu: "Ben at terbiyecilerinin yaptığını yapıyorum; çünkü onlar terbiye için zinde tayları ele alıyor, yaşlı ve pörsümüş beygirleri değil."

İnsanların bir görüş etrafında toplanması uğruna girişilen çabalarda yönelme önceliğinin gençlere verilmesi yaklaşımını hatalı buluyorum. Bunun başlı başına, baştan sona bir hata olduğunu savunuyorum. Öncelikle bilgi ve ahlâk alanı hesap dahiline alındığında insanları at imişler, koyun veya herhangi bir başka hayvan imişler gibi algılamanın hatasına dikkat çekmek isterim. Eğer konu beslenme ve barınma benzeri bir hususu kapsasaydı insan ile bir başka memeli hayvanı karşılaştırmanın bir tutamak noktası bulunabilirdi. Oysa bilgi ve ahlâk insanları insan kılan alanlardır. Orada insana insandan başkası örneklik edemez. Hem sonra, atları terbiye etmeye girişen insan bu iş sürecinde günden güne atlaşmıyor ki! Eğer Sokrates "Gençlerle ülfet ediyorum, zira böylelikle günden güne gençleşiyorum" deseydi verdiği cevabı daha mantıklı bir söz sayabilirdik.

İnsan yetiştirmek kavramı binlerce yıldır başımızın belâsı olmuştur. Bu belâ etkisini her zamankinden çok yirminci yüzyılda gösterdi. Gençleri ve çocukları önceden belirlenmiş ve önceki kuşakların kusurlarından arıtılmış kalıplara dökme çabası veya gençleri tespit edilmiş hedeflere uygun bir ruh haliyle şartlandırmak bütün totaliter siyasi rejimlerin ve otorite hasreti çeken her anlayış sahibinin rüyası olmuştur. Liberal görüş sahipleri eğer kafalarında "insan yetiştirme" takıntısı yer aldıysa kendilerine ihanet etmek zorunda kaldılar. Nasıl kalmasınlar ki yeni nesli liberal görüşlü kılma uğruna liberalizm karşıtı tutumları zor kullanmak suretiyle yasaklamak veya liberal anlayışı tek alternatifmiş gibi algılatacak bir tezgâh kurmak gereğini duymaktan başka çareleri yoktu.

İnsanlar karakter bakımından imâl edilemez, kişilik üretimine tâbi tutulamazlar. Gençlerin ahlâkını bozmaya veya gençlere yüksek, üstün, güzel ahlâk aşılamaya çalışan kimse anlamlı bir yol tutmuş olmaz. Çünkü kimsenin kendinde bulunmayan bir şeyi başkasına vermesi mümkün değil. Eğer doğruluk istiyor ve bu isteğimizi başkalarıyla paylaşma gereği duyuyorsak muhatabımızı yaş ve cinsiyet bakımından ayrıma tâbi tutmanın ne anlamı var? Gençler doğru olanı fark etmede ihtiyarlardan daha mı elverişli durumdadır? Bana öyle görünmüyor. Bir ayağı çukurdaki ihtiyar doğru olan şeyi o şeyin mahsulünün kendine fayda mı yoksa zarar mı getireceğini hiç göz önüne almadan tanıyabilir, kabul edebilir, onaylayabilir. Halbuki gençler önlerinde yaşanacak günler olduğu düşüncesiyle bir şeyin doğruluğundan ziyade istifade edilebilirliğine dikkat edeceklerdir. Dünya hayatını sapkınlık batağına sürüklemek bakımından gençlerin ahlâkı ihtiyarların ahlâkından çok daha etkili. Demek ki Sokrates gerçekten haksız yere idam edilmiş. Gençlerin ahlâkını bozmakla (!) uğraşacağına ihtiyarların ahlâkını bozmayı (?) hedefleseydi attığı taş ürküttüğü kurbağaya değerdi.


3 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...