YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Yılmaz, aklanmak yerine morartıldı..

Önceki gün, DSP'lilerin, ANAP'lıların ve iki MHP'li üyenin oyları ile, Mesut Yılmaz TÜRKBANK özelleştirmesindeki şaibeden aklanınca, başka gelişmeler bekliyorduk..

Örneğin, TÜRKBANK özelleştirmesindeki aktörlerden bir diğeri olan Korkmaz Yiğit'in de Mesut Yılmaz'la birlikte koalisyon hükümetine bakan olması ihtimali belirebilirdi..

Madem TÜRKBANK özelleştirmesindeki şaibeler, sanaldı.. Ve madem bu özelleştirme ihalesini, konutundan yönlendiren Mesut Yılmaz aklanmıştı..

O zaman, bu olay sonucu başına gelmedik iş kalmayan, bankalarını, gazetelerini, televizyon kanallarını elden çıkartmak zorunda kalan ve bir de tutuklanan Korkmaz Yiğit'den, herhalde siyaseten özür dilemek gerekirdi..

Bunun da en kestirme yolu, Mesut Yılmaz'ı içeriden, Korkmaz Yiğit'i de dışarıdan bakan yapmak olabilirdi..

Ve hatta, Mesut Yılmaz'ın Korkmaz Yiğit'i ANAP'a davet edip, onu bir genel başkan yardımcısı yapması da hiç anormal kaçmazdı..

Biz böyle gelişmeler beklerken, herhalde MHP'li milletvekilleri, vicdanları ile başka çeşit hesaplaşmaların içine düşmüş durumdaydılar..

Sonuçta baktık, dün, hiç beklenmeyen bir başka soruşturmada, Mesut Yılmaz'a "Yüce Divan" yolu gösterildi.. Koç'lara tahsis edilen İzmit'teki SEKA arazisi dolayısıyla, Mesut Yılmaz'ın aklanmaması kararı çıktı ve başka soruşturma komisyonundan..

Hem de, MHP'li milletvekillerinin oyları ile, "aklanmak" yerine, "morartıldı" Mesut Yılmaz..

Aslında bu işi, TÜRKBANK soruşturma komisyonunda yapsalardı, herhalde daha doğru olurdu..

Başta Devlet Bahçeli olmak üzere, koalisyon ortakları Mesut Yılmaz'a "Sakın sen cumhurbaşkanı adayı olma" derken, herhalde öncelikle "TÜRKBANK özelleştirme faciası"nı düşünüyorlardı..

Ama neticede, MHP'nin, devleti şaibelere karşı savunma refleksi, biraz yavaş çalışıyor.. Sonuçta Yılmaz'ı TÜRKBANK özelleştirme faciasından aklayıp, Koç'lara verilen SEKA arazisinden ötürü morarttılar..

Bakarsınız MHP'nin bu refleksi, TÜRKBANK dosyası dahil, tüm dosyalar TBMM Genel Kurulu'na geldiği zaman daha iyi çalışır.. Ve Komisyonda sayı farkı ile aklanan Mesut Yılmaz, Genel Kurul'da, 276 oy ile Yüce Divan'a gönderilir..

Bütün bu ihtimaller, siyasetin gündeminde var şimdi..

Önemli olan MHP'nin tutumu ve konumu..

Bütün haberler aynı doğrultuda..

MHP oy sıçraması yaparak ve koalisyona ortak olarak, başarılı oldu..

Ancak MHP'yi iktidara ortak yapan seçmenler ve özellikle Orta Anadolu'nun buğday üreticisi seçmenleri, çok mutsuz..

MHP'nin seçim meydanlarında söylediklerini unutup, başka bir söyleme geçmesi, bu partinin tabanını elbet şaşırttı..

Ama bir de, taban fiyatları politikası ile, MHP'nin tarıma dayalı seçmeninin, yoksulluğa mahkûm edilmesi olayı var şimdi..

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, MHP bir de, Mesut Yılmaz'ın aklanması operasyonunda aktif taraf olarak yer alınca, galiba milletvekillerinin bardağındaki sular da taşmaya başladı..

Meclis bahçesinde Somuncuoğlu'na karşı kuvvet kullananların şahsında, MHP'nin "töre"si gündeme gelmişti..

Derken TÜRKBANK özelleştirilmesi aklanırken, MHP töresindeki bir başka öğe daha gündeme geliverdi.. Bu öğenin, "Ben koalisyondayken gözlerimi kaparım-görevimi yaparım" şeklinde olduğu görüldü..

Mesut Yılmaz'ın dünkü komisyonda aklanmak yerine morartılması, belki de bu partinin, titreyip, kendine dönme sürecine girdiğini işaret ediyor..

ŞAKA

Mutfaktan kışlaya mı?

Tam "Silahlı Kuvvetler profesyonelleşiyor" derken, Meclis Savunma Komisyonu "kadınlara askerlik yükümlülüğü" diye bir maddeyi kabul etti..

Bu konuda, ne bir ön bilgi verildi, ne de kamuoyu aydınlatıldı..

Acaba neden kadınlara da zorunlu askerlilik getiriliyor..

Milletvekilleri herhalde öncelikle, kendi eşlerini ve kızlarını bu konuda aydınlatacaklardır.

RTÜK

Denizdeki balıklar, denizi tanımıyor!..

Yazılı basını ve televizyon kanallarını kullanarak, medya gücü ile, devlet ihalelerine, özelleştirmelere ve "yap-işlet"lere ortak olmak eylemini sahneleyen sermaye kesimi, şimdi RTÜK Kanunu'nun değiştirilmesini bekliyor..

Bu şekilde, televizyon kanalı sahiplerinin devlet ihalesine girmesini yasaklayan maddenin değişeceği ümid ediliyor..

Biz diyoruz ki, bu akılcı bir beklenti değildir..

Türkiye, hukukun üstünlüğünü, şeffaflığı ve ahlak kurallarının egemen olmasını beklerken, "siyaset-medya" ikilisinin böyle bir malı tezgaha koyması, bunların uyur-gezer olduklarını gösterir..

Bu koalisyonun, Mesut Yılmaz ANAP'ı dışında "medya karteli" ile bir alış-verişi yoktur.

Mesut Yılmaz ise, artık kartelle "al-ver" hesabı yapacak durumda değildir..

Cumhurbaşkanı adayı bile olmamıştır..

Soruşturma komisyonlarında problem yaşamaktadır..

Son olarak RTÜK'te, Mesut Yılmaz'ın adayı, başkan seçilememiştir..

Artık bankacılık düzeni de değişmektedir.. Ucuz kredilerle yandaşların finanse edildiği kamu bankaları, İMF zoru ile özelleştirilecektir.. "Mevduat sigortası" kademeli olarak azaltılırken, "medya-banka" bağlantıları, negatif etkili olacaktır..

RTÜK kanunu değişikliği, bir fırtına konusudur..


3 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...