YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Yerliliği tüketmek

William Faulkner'a ilişkin bir anekdot anlatırlar: Japonya'ya yaptığı bir gezi esnasında: "Eh, artık Japonyayı anlatan bir roman yazarsınız" demiş kendisine refakat eden bir Japon. O da cevap vermiş: "Daha Amerika'yı bitirmedim!"

Acaba Amerika'yı bitirebilir miydi? Bir ömür değil, üç ömür tüketse gene de Amerika bitirilebilir miydi? Aslına bakılırsa Amerika gibi, aslında kafamızın içindeki imgesi gölgeli, puslu, sınırları belirsiz bir ülkenin değil yalnızca, sınırları belirli bir minicik köyün bile bitirilmesi mümkün müdür?

Bir bakışta, arazi olarak alanı belli, en çoğundan birkaç yüz kişilik nüfusuyla beşerî ilişkileri "sınırlı" gibi görünen bir köyün yazılacak nesi var ve yazıldığı takdirde tüketilemeyecek ne gibi bir zenginliği olabilir sorusuyla karşılaşabiliriz. Buna rağmen işin içine girildiğinde karşılaşılacak gerçek, bu görüntüyü hemen tekzip etmeye hazırdır.

Camus'nün 'Veba'sının geçtiği Oran kenti veya Joyce'un anlata anlata bitiremediği Dublin, aslında tam da arazi sınırları belli, nüfusu belli birer yerleşim alanı değil midir? Ama işin içine insanî ilişkilerin girdiği yerde tüketilemez olanla karşılaşmak mukadderdir.

Faulkner'ın anlattığı, anlata anlata bitiremediği Mississippi kenarındaki uydurma Yoknapatawpha kasabası da, yazarın verdiği bilgiye göre belli başlı birkaç büyük ailenin yaşadığı bir mekândır. Ama ırkçılığın, ihtirasın, aşkın, cinnetin, ölümün, husumetin, gerginliğin, linç olaylarının, her türlü şiddetin kol gezdiği bir yerdir orası ve bütün bu karışık, karmaşık ilişkilerin değil birkaç romanla, onlarca romanla bile bitirilmesi söz konusu olamaz.

Burada belki öne çıkartılması gereken husus, mekânın darlığıyla kurulabilecek korelasyondan ziyada, bu mekânda gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi muhtemel insanî ilişkilere uzatılacak bakışın perspektifidir. O mekâna özgü yerel unsurların evrensel bir dilde okunmasını sağlayacak anlatım biçiminin bulunup üstesinden gelinmesidir..

Türkçe'deki köy edebiyatının ya da köy romanının kısırlığı köy hayatının kısırlığıyla ilgili değildir; kısırlık, tıkızlık o hayatı bazı verili şemaların içine sıkıştırmak isteyen bakış açısından ileri geliyor. Aynı ilişkiler farklı görüngülerden anlatılsa elimize belki de zengin metinler geçer. Yerlilik bu bakımdan kısırlaştırıcı bir etmen olarak değil, fakat bir zenginlik, çeşitlilik, bitirilemezlik unsuru ve kaynağı olarak kullanılabilir ve aynı kaynaklarla evrensel olan da yakalanabilir.


5 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Rasim Özdenören

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...