![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Türkiye ne yapmalı?Filistin-İsrail arasında yaşanan gerilim tırmanma eğilimi gösteriyor. İki ayı aşkın süredir devam eden çatışmalar, her gün en az dört-beş Filistinli (çocuğun) canına maloluyor. Özellikle İsrail tarafının imha amaçlı gövde gösterisine dönüşen misilleme girişimleri ABD'nin bile tahammül sınırlarını zorlamaya başladı. İntifada'nın başladığı tarihten bugüne geri dönüp bakıldığında "barış süreci"ne dönmenin gittikçe zorlaştığı yeni bir sürece girildiğinin işaretleri iyice belirginleşti. İşin daha da vahim tarafı, gerilimin Filistin-İsrail arasında bir çatışma olmaktan çıkmaya başlamasıdır. Gerilim gittikçe bölge ülkelerini içine çekecek bir "anafor"a dönüşme potansiyeline sahip. Çatışmalara uzak durmak, statükoyu sürdürmek isteyen ülkeler bile ister ister taraf olmak durumunda kalacak. Ortadoğu'da dengelerin oluşmadığı, statükonun denge işlevi gördüğü düşünülecek olursa, kaosun ne kadar yakın ve o denli de büyük ölçekli olduğu tahmin edilebilir. Ortadoğu'da "dondurulmamış ancak ara verilmiş" bir savaş o rtamı yaşanmaktadır aslında. Türkiye'nin yeni hesapları
Bölgede kendinden beklenenler ve elinde tuttuğu kozları ile reel politikaları en çelişkili ülkelerden bir Türkiye. Bir yanda Filistin'le doğal ilişkileri, diğer tarafta İsrail'le (yapay) stratejik ilişkileri aynı anda yürütmeyi deniyor. Ancak Filistin'deki gelişmeler, diğer ülkeler gibi Türkiye'yi de taraf olmaya, paradokslardan kurtulmaya zorluyor. Devletin zirvesinde, gözle görülür biçimde bir politika değişimi yaşandığının sinyalleri geliyor. Türkiye, Ortadoğu'daki hesaplarını Avrupa Birliği ilişkileri, Kıbrıs gibi temel konularla doğrudan bağlantılı olarak yeniden yapmak durumuna gelmiştir. Kıbrıs ve Filistin
Avrupa Birliği Türkiye'yi özellikle Kıbrıs konusunda sıkıştırmaya çalıştıkça Türkiye kendine yeni manevra alanları açmaya çalışacaktır. Bu manevra alanının da Ortadoğu politikalarıyla ilintili bir müttefik arayışı olacağından kuşku yok. Bilindiği gibi İsrail Güney Kıbrıs'ın en önemli destekçilerinden biri, en önemli silah sağlayıcısı. Birkaç yıl önce İsrail Cumhurbaşkanı Weizman G. Kıbrıs ziyaretinde Rumlar'a desteği, Türkiye ilişkilerinden ayrı tuttuklarını (nasıl mümkün olacaksa) açıklamıştı. Türkiye Kıbrıs'ta köşeye sıkıştırılmaya başladıkça Filistinliler'e desteği de artmaya başlayacaktır. Bu da İsrail'le flörtün bu şekilde devam etmeyeceğini anlamına gelir. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in İsrail ziyareti (şimdilik bir açıklanmasa da) böylesi bir zorunluluğun işaretidir. Türk gazetecilerin İsrail tarafından gözaltına alınmalarını diplomatik bir mesaj olarak okuyup okuyamayacağımızı zaman gösterecek. Daha önce de bir diplomatımızın arabası yakılmıştı.
aemre@kaynet.net.tr
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|