YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Af, 312 ve artılar...

Af tartışmaları içinde 312 özel bir mahiyet taşıyor. Özelliği ise, Anayasa Mahkemesinin bu alanda bir iptal kararının bulunmasından kaynaklanıyor.

4454 sayılı "Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun" 312, 159 gibi TCK maddelerinden dolayı açılmış basın-yayın davalarını ve varsa cezaları erteledi.

Ancak söz konusu kanunun birinci fıkrasının "Basın yoluyla yahut sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla işlenmiş olup...." şeklindeki bölümü, Anayasa mahkemesi tarafından eşitlik ve adalet ilkesine aykırı bulunarak iptal edildi. Anayasa Mahkemesi iptalin yürürlük tarihi olarak 12 ekim 2001 tarihini belirledi ve bu tarihe kadar TBMM'ye yeni bir düzenleme yapma imkânı tanıdı.

Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde çok net biçimde "Aynı tür suçun daha ağırını erteleme kapsamına alıp hafif olanını bu olanaktan yararlandırmamanın adil olduğu ileri sürülemez" deniyor.

Anayasa Mahkemesi'nin kararı bağlayıcılık arzediyor. O yüzden de gerek hükümet gerekse parlamento, iptal kararı istikametinde yeni bir kanun hazırlığı yapmak durumunda.

Olayın iki boyutu var.

Birisi yürütülen af çalışmalarını ilgilendiriyor. İkincisi ise henüz yürümekte olan, bitip de infazı beklenen davaları, ya da cezaevinde yatanları...

Af açısından, parlamentonun 4454 sayılı erteleme yasasından daha geride bir düzenleme yapması söz konusu değil. Yeni bir kanun çıkarılamaması halinde bile 12 yıla kadar 312'den alınan cezaların ve davaların ertelenmesi gerekiyor. Dolayısıyla, şu anda hükümetin af tasarısında 312 alanında sadece "erteleme" öngörmesi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra herhangi bir artı getirmiş olmuyor. Artı, yani 312'den mahkûmiyet dolayısıyla "siyasi yasaklı" hale gelenlerin yasaklılık durumu ortadan kalkmamış oluyor. Yani Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan'ın siyasi yasaklılığı sürüyor.

Belki af tasarısında bir artı olarak sadece zaman unsuru söz konusu. Yani hükümet ertelemeyi bile 12 ekim 2001 tarihine kadar çıkaramazsa cezalar infaz edilebilecek, ya da davalar sürebilecek. Şu an 312'den hükümlü olup cezaevinde olanlar ise içerde kalmaya devam edecek. İşte hükümet, çıkaracağı af tasarısı ile bu zamanı öne çekmiş olacak. Ve birileri orada küçük hesaplarla ayak sürüyor.

Ancak bu noktada benim de avukatlığımı yapan Ramazan Arıtürk'ün farklı bir yaklaşımı var. Dün Ankara 2 No.'lu DGM'de benim 312'den açılmış bir dâvâm vardı. Erteleme kapsamına alınmayan ve Anayasa Mahkemesi'nin eşitlik ve adalet ilkesine aykırılıktan iptal ettiği türden bir dâvâ... Arıtürk, dün yapılan duruşmada bir layiha sundu. Çeşitli bilim adamlarının Anayasa'nın iptal ettiği bir kanunla ilgili yürürlük şartlarını değerlendirdiği görüşlerinden yola çıkılarak varılan sonuçta şöyle deniliyor:

"Arz ve izah ettiğimiz ve sayın mahkemenizin re'sen dikkate alacağı gerekçelerden dolayı müvekkilim hakkında yapılan yargılamanın 4454 sayılı yasanın kısmen iptali ile birlikte doğan yeni durumun nihai olarak çözüme kavuşacağı zaman olan Anayasa Mehkemesi'nin iptal kararının yürürlük tarihi olan 12 ekim 2001 tarihine kadar ertelenmesini...... arz ve talep ederim."

Av. Arıtürk'ün layihasında Yılmaz Aliefendioğlu'nun şu görüşüne yer veriliyor:

" Bu arada mahkemeler hangi hükme göre karar verecekler?

"İptal hükmü ileride yürürlüğe girecek olsa da Anayasa'ya göre kanunlar Anayasa'ya aykırı olamazlar. Bu nedenle hakimler Anayasa'ya uygun karar vereceklerdir; iptal edilen hüküm yok sayılarak karar verilmelidir."

Yılmaz Aliefendioğlu, "özellikle ceza davalarında bunun önem arzettiğini" vurgulamaktadır.

Layihada ayrıca gene Aliefendioğlu'na atfen şu ifadeler yer alıyor:

"Danıştay'da bekletici mesele sayma. Anayasa Mahkemesi'nde aleyhine iptal davası açılan hükmün görülmekte olan bir davada uygulanma durumunda olması halinde Danıştay, çok halde bu durumu bekletici mesele sayarak elindeki uyuşmazlığı çözümleme işini, Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda vereceği karardan sonraya bırakmaktadır."

Avukat Ramazan Arıtürk, bu görüşlerden yola çıkarak bir yandan yürüyen davaların ertelenmesinin zaruri olduğunu belirtirken diğer yandan da kesinleşmiş cezaların infaz edilmemesini, ayrıca hükümleri infaz edilmiş olanlardan 12 yıla kadar ceza giymiş olanların derhal tahliye edilmelerinin gerekli olduğunu ifade ediyor.

Bunlar, daha fazla mağduriyetlerin ortaya çıkmaması, artı, Türkiye'nin düşünce ve ifade özgürlüğü alanında her fırsatı değerlendirme iradesi açısından önemle değerlendirilmesi gerekli görüşler.

Hükümetten ise artı girişimler beklenmelidir. Yani 312 alanında daha köklü bir değişimi sür'atle öne almak... 312'yi, rakip siyasetçilerin siyasi hayatına ambargo uygulamak için kullanmanın herhangi bir erdemi yok. Erbakan'ı ve Erdoğan'ın siyasi yasaklı durumda tutmanın mevcut siyasi yapı açısından her zaman bir gölge mahiyeti taşıdığı açıktır.


23 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...