YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Serbestçe at oynatamazlar

Eli kelepçeli bankacılar resm-i geçidi devam ederken bir noktayı görmezden gelemeyiz: Bankaların içi boşaltılabilmişse, bu, siyasetin ve bürokrasinin (hadi 'teşvikiyle' demeyeyim) göz yummasıyla olabilmiştir... Ankara Ticaret Odası başkanı Sinan Aygün'ün açıkladığı, vaktiyle kamuda kritik makamları işgal ederken istifayla özel banka yöneticiliğine geçmiş bürokratlar listesi, bu bakımdan, müthiş göz açıcı... Ancak siyasiler bildiğini okumaya devam ediyor; kaynak takviyesi yapılarak yeniden satışa sunulacak el konulmuş bankalar yönetimine, muhtemelen onlara tâlip çıkacak gruplarla ilişkili kişiler getirilebildi. Önceki gün 'namus' üzerine yemin eden altı kişilik kurulun başında, Koç Holding'in önemli ismi Tevfik Altınok'un bulunması size de tuhaf gelmiyor mu?

El konulan bankalarla aynı grup içinde yer alan firmaların eğer gerçekten 'soygun' denilecek yanlış eylemleri olduğuna inanıyorsak (hükümetin bu noktada farklı düşündüğü anlaşılıyor ki, başbakan Ecevit, şirket kurtarmanın gereğinden söz ediyor), bunun sadece topladıkları mevduatı iç etmekle sınırlı olmadığını, kamu kaynaklarını da kapsadığını iyice görmemiz gerekiyor. El konulan özel kişilere ait bankalarca oluşturulan 'hortumlama' mekanizmasıyla Emlakbank ve Halk Bankası gibi kamu bankalarının kaynakları da yok edildi...

Örnek olsun diye, Emlakbank ile Yurtbank ve Balkaner Grubu firmalarının ilişkisine biraz daha yakından bakalım.

Ali Avni Balkaner'in Üçem Taahhüt AŞ firması ile Emlakbank, sonuncusu 20 Ağustos 1998 tarihindeki 37 milyon dolarlık harici garanti mektubu kredisi (HGMK) olmak üzere, bir dizi finansal ilişki içerisine girmiş. Grubun, vâdesi geldiği halde tahsil edilememiş 15.6 trilyon TL'lik borcu ile 2.650.000 Euro'luk HGMK ve 2 milyon dolarlık ithalat kabul kredisi (İKK) riski sözkonusu...

Bir başka Balkaner firması olan Tekmar Mermer Granit AŞ'ye, ne tesadüftür ki yine aynı gün (20 Ağustos 1998), 12 milyon dolar HGMK, 7 milyon dolar ihracat kredisi, 50 milyar TL fon kaynaklı yatırım kredisi (FKYK) açılmış... Bu firmanın vâdesi geçmiş borcu 7.6 trilyon TL, riskli 3.42 milyon dolarlık döviz kredisi ile 18.5 milyar TL'lik teminat mektubu borcu bulunuyor...

Başbakan Ecevit'in "Banka tamam, ama onlar kurtulsun" dediği firmalardan biri de Yonca Yapı Endüstrisi AŞ... 1998 yılı ağustosunda aynı grubun iki firmasına kredi açıp teminat mektubu vermekte nazlanmayan Emlakbank yönetimi, Yonca AŞ'nin batık kredileriyle 1996 yılından beri yüz yüze... 4.8 trilyonluk firma borcunu 'tasfiye olunacak alacaklar' hesabına kaydetmiş Emlakbank... Bu 'garip' ilişkiler sebebiyle, göz göre göre kredi açan Emlakbank'ın eski yöneticileri gözaltına alınmış bulunuyor...

Emlakbank'ın el konulan Sümerbank, Bank Ekspres, Egebank, Ticaret Bankası, İnterbank, Esbank ve Yaşarbank ile de kredi ilişkileri bulunduğu anlaşılıyor. Kayıtlara geçmiş gariplikler söz konusu olmasaydı, yüksek faize tamah ederek paralarını bankacı görüntüsündeki soygunculara teslim etmiş kişilerin başına geleni fazla önemsemeyebilirdik; ancak çalınan kamu kaynakları olduğu, mevduat devlet garantisinde bulunduğu için soygunun bedelini milletin bütününün ödeyeceğini biliyoruz. Hükümet, bu yüzden, 'kelle vergisi' koymanın peşinde...

Hükümetin 'temiz eller' kampanyasını endişeyle izlediğine hiç kuşku yok; bu da, kampanyanın başlamasında 'dürüst şöhretli' Ecevit'in payı bulunmadığı gerçeğini ele veriyor. Acaba endişenin sebebi, ifade edildiği gibi, ekonominin çökme ihtimali midir? Yoksa, skandalın bütün boyutlarının deşilmesi durumunda soygunun siyasi sorumlularının ortaya çıkacağından mı korkuluyor? Çıkarsa çıksın... Daha doğrusu şu: Yıllardır devletin kasasını kendi kesesi bilerek kamu kaynaklarını soymuş hortumcuların siyasi ortakları da mutlaka ortaya çıkartılmalı...

Türkiye'de siyaseti işadamlarının, müteahhitlerin finanse ettikleri çok uzun zamandan beri biliniyor; ancak, banka skandalı, soygun mekanizmasının tahammül edilemez sınırlara ulaştığını görmeyen gözlere de soktu. Kör kuruşun hakkından söz edilen, yetimler edebiyatı yapılan bir ülkede, sütsüz işadamları ile onların siyasi ortakçıları kimmiş, bilmekte yarar var...

28 Şubat'ın kilitlediği siyaset ortamında meydanı boş buldukları için serbestçe at oynatacaklarını sananlar yanılıyorlar.


23 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...