YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Eski defterler

Bugün "Ecevit-Bahçeli ittifakı"nı savunan sosyalist yazar, beş yıl önce Ecevit'e ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyordu:

"12 Eylül yönetimi ile ilgili soruşturma yasağının kaldırılmasına karşı çıkarak Evren'i cezaevinden kurtaran Ecevit'ti. 12 Eylül öncesinde Alparslan Türkeş'i eli kanlı ilan eden de Ecevit'ti. 12 Eylül sonrasında bazı konularda Türkeş'le benzeşmeye, hatta kimi noktalarda onun gerisine düşmeye başlayan yine Ecevit'ti..."

Ecevit'in düşünsel zigzaglarına da değiniyordu yazar:

"1970'lerde MSP'yle koalisyon ortaklığı yapıp, bu ortaklığı bozduktan sonra 'tarihsel yanılgı sona erdi' mesajları veren de Ecevit'ti, 'tarikatlara özgürlük' deme noktasına gelen de Ecevit..."

"Tarikatlara özgürlük" deme noktasına gelen Ecevit, ilginçtir, bugün "İslâm" ve "laiklik" konusunda en militan, en radikal kemalist çizgiyi izliyor.

Ecevit'in "demokratlığı/sosyaldemokratlığı" konusunda da şu değerlendirmeyi yapıyordu yazar:

"Ecevit sosyaldemokrat değildir. Zaten kendisi de sosyaldemokratlığı kabullenmiyor. Ecevit milliyetçidir. Ecevit'in milliyetçiliğiyle Türkeş'inki arasında çok az fark kalmıştır. Hatta Ecevit, Türkeş'i aşmıştır."

Solculuğa gelince...

Ecevit, geçmişte CHP'yi "yeterince sol tepki" koymamakla suçluyordu.

Sol tepki, Ecevit'e göre, "kolhoz" ve "kooperatif" ekonomisini savunmaktı.

Bu nedenle, CHP'lilerin utangaç bir biçimde dile getirdikleri karma ekonomiye bulanmış "serbest piyasa ekonomisi"ne karşı çıkıyor, "solda sağlıklı bütünleşme"nin adresi olarak DSP'yi gösteriyordu.

DSP'nin solculuğu ise "Atatürk solculuğu"ydu ve meşruiyetini Atatürk devrimlerinden almaktaydı.

Oysa aynı Ecevit, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel sekreteri iken gençlerle yaptığı konuşmada (10 Kasım 1960) Atatürk devrimlerini neden "biçimsel" bulduğunu şöyle anlatıyordu:

"Soruyorum, şapka devrimi köylü kitlesine ne getirmiştir? Ekonomik olarak ne getirmiştir? Sosyal olarak ne getirmiştir?"

Bülent Ecevit, aynı konuşmada, "Şapka devrimi"nin ilan edildiği Kastamonu'da, bir şapka devrimi yıldönümünde gördüklerini şöyle hikaye ediyordu:

"Meydan dolmuştu. Kastamonu'da halk beni dinliyordu. Uzun uzadıya şapka devrimini anlatmaya başladım. Halk ilgisiz... Birden idrak ettim ki, koca meydanda beni dinleyen bir tek şapkalı insan yok. Ne fesli, ne şapkalı..."

Ecevit "tek parti" yönetiminden ve özellikle Atatürk devrimlerinden şekvacıdır, ama tek parti dönemini sona erdiren "Demokrat Parti" ve "46 ruhu"nu da pek içine sindiremez, sindirememektedir.

Demokrat Parti'ye yönelinmesi, Ecevit'e göre "Halktaki altyapı devrimi özleminin bilinçsiz olarak patlaması"dır.

İşte "46 ruhu"na ilişkin söyledikleri:

"O zamana kadar yapılan devrimler, köylünün hayatına bir ferahlama getirmemiştir. Kendi hayatına bir şey gelmediğini gören, aksine tek partili rejim içinde eşrafın, mütegallibenin ve bürokrasinin baskısını sürekli üzerinde hisseden köylü, kendisini bu baskılardan, bu sömürüden, bu yoksulluktan kurtaracak bir düzen değişikliğinin özlemi içinde idi... 46 ruhu denen şey bu özlemin bilinçsiz olarak patlamasıdır."

Şaşırarak "izlemeye" devam ediyoruz.


23 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet Ertuğrul YAVUZ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...