'Şiir nesirle büyür'
Şair İbrahim Tenekeci ile yeni çıkan kitabı "Üzgünlük" üzerine konuşurken, ağzından bir laf kaçırdı: Yeni bir kitap varmış sırada; adı da: "Güzellik Uykusu" imiş...
Neden günlük?
Pekçok sebep olabilir. Galiba insanın kendinden bahsetmesi, hoşuna gidiyor.
Nesrinin şiirini gölgeleyeceği endişesi var mı?
Hayır.. Ben birçok insanın aksine, şiirin nesirle büyüdüğüne inanıyorum. İsmet Özel, Sezai Karakoç, Eliot gibi büyük sanatçılar bunun en büyük delili.
Üslubun klasik yöntemlere uymuyor, biraz şiir, biraz günlük...
Bir şair olduğuma göre, üslubumun da akıcı ve orijinal olması gerekiyor. Ayrıca 'sözü yormak' gibi bir lüksü, şimdilik kendimde görmüyorum. Yazacağım şeyler, kısa ve öz olmalı. Üzgünlük'te bütün bu hususlara dikkat ettim.
Günlüğün okunduğunda, hayatının kabına sığmaz bir çizgi izlediği görülüyor. Kâh gece bekçiliği yapmışsın kâh kitap satıcılığı. Öte yandan iyimser ve ironik bir yanın da var. Hayvanları çok seviyorsun...
Sakin bir hayat yaşadığım söylenemez. Benimle yapılan son söyleşinin başlığı yanılmıyorsam şöyleydi: "İbrahim Tenekeci; rahatı kaçmış bir şair." İsmet Özel'in deyimiyle, bu dünyayı evim saymıyor ve evi sayanların suçuna katılmıyorum. Kendimi merdiven boşluğuna düşmüş bir yavru kedi gibi hissediyorum. Galiba bütün sorun bu. Hayvanlara olan sevgim ise aileden gelme.
Öte yandan gazetecisin. Bir köşen var haftada beş gün yazmayı gerektiren. Şiir, nesir, dergi işleri ve gazetecilik. Zor olmuyor mu?
Bu dünyada kolay olan bir şey yok. Uyumak için bile bir çaba sarfediyorsun.
İşin doğrusu, gazetede ekmek parası için yazıyorum. Şiire gelince. Şiir benim dünyamın başkadını. Onu ihmal edersem, huzurum kalmaz.
Üç kız, üç kitap; sırada ne var?
Bu örnekten pek hoşlanmıyorum. İnsanlar, herşeyin altında bir şey arıyorlar. Şimdi benim bir çocuğum olsa, bir kitap daha mı yazmam gerekecek? Çocuklarımı seviyorum, kitaplarımı da. Madem sordun, cevapsız bırakmayayım seni: Sırada Güzellik Uykusu var.
|