YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Merkezî değil yerinden yönetim

Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, hafta ortasında Çırağan Sarayı'nda yaptığı geniş katılımlı toplantıda, bugüne kadar olan çalışmalarıyla birlikte, ileriye dönük projelerini anlattı.

Gürtuna'nın belediye ve kuruluşlarının üst düzey yöneticileriyle katıldığı toplantı, basın ve iş dünyası tarafından ilgiyle izlendi. Çünkü Türkiye'nin geleceği Ankara'da değil, İstanbul'da.

Başkan, belediyenin kaynak sıkıntısını gidermek için, Halk Ekmek, Ulaşım, İGDAŞ ve İDO başta olmak üzere belediye şirketlerinin özelleştirilmesini planladıklarını söyledi.

İstanbul, Ankara ve Konya gibi büyük şehirlerin yönetiminde Anadolu insanının ağırlık kazanması, Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısında köklü dönüşümlere yol açıyor. İstanbul Avrupa'nın, Konya Türkiye'nin merkezi haline geldi.

Bütün dünyada olduğu gibi, şehirler ekonomik olduğu kadar siyasal ve kültürel gelişmenin de lokomotifidirler. Bir ülkenin üretim gücü şehirlerinden kaynaklanır. Şehirleri güçlü olmayan bir ülke, merkezi yönetimin baskısından kurtulamaz.

İstanbul'la Anadolu insanı Ankara bağımlısı olmaktan kurtuluyor.

Şehirlerin yönetimiyle ülkenin yönetimi arasında doğrudan bir ilişki var. Şehirlerdeki yönetimin kalitesi, ülke yönetimine de yansıyor. Temsili demokrasiden, katılımcı demokrasiye geçişte, belediyeler belirleyici bir fonksiyon yükleniyor.

Belediye başkanlarının seçmenler tarafından doğrudan seçilmesi, Türkiye'de katılımcı demokrasi geleneğinin yerleşmesi açısından büyük önem taşıyor. Bugün belediye başkanını seçen şehirler, yarın valilerini, emniyet ve eğitim müdürlerini de seçerler.

Sivas Belediye Başkanı gibi, Sivas Valisi'ni de Sivas'lı seçmenler seçseydi, Sivas'ı büyük acılara boğan Sivas olayları böylesine trajik boyutlara ulaşmazdı.

Güneydoğu şehirlerinde de belediye başkanları gibi, şehirlerin diğer yöneticilerini de, şehirlerde yaşayanlar seçebilselerdi, Türkiye'de terör iç ve dış politikayı bu kadar kilitliyemezdi.

Türkiye'de Tanzimat'tan bu yana yönetimin merkezden uzaklaşarak, yerinden yönetime kaydırılması tartışılıyor. Prens Sabahattin, yerinden yönetimle birlikte girişimciliğin geliştirilmesini savunanların başında gelir.

Seksenli yıllarda getirilen büyük şehir yönetimi yaklaşımıyla, ülke yeni bir sürece girdi. Şehir yönetiminde yeniden yapılanma, ülke yönetimini de merkezî yapıdan uzaklaştıracak. Artık Türkiye'de İstanbul, Kayseri, Kütahya, Maraş ve Urfa gibi, her şehir bir Ankara olmak zorunda.

Anadolu insanı, Ankara'nın İstanbul'a değil, İstanbul'un Ankara'ya yön vermesini bekliyor. Anadolu'nun gövdesi İstanbul'dur. İstanbul'suz bir Ankara düşünülemez.

İstanbul Edirne'den Ardahan'a bütün bir Anadolu'dur.


27 MAYIS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazif Gürdoğan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...