YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Neredeydik, nerelere geldik?

Lo, loo, dur gitme dinle
Çağdaşım seninle

... dedik ama dinleyen olmadı.

Ne kanlı bir ayı postu, ne de Isfahan halısı; hangi birinin 'talim'lerimizin şahadetini dile getirme imkanı var?

Bugüne kadar gördüğümüz bütün yılbaşlarından farklıydı bu seferki. Sadece bir yılı değil, sadece yüz yılı değil, koskoca bir bin yılı geride bıraktık.

O geride bıraktığımız bin yıla girerken, Selçuklu'yduk. Sonra Osmanlı olduk. Derken, Cumhuriyet...

Bu perspektiften bakınca, gelecek bin yıla nasıl gireceğimizi merak etmemek mümkün mü?

"Aylardan Ağustos
Günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel
İklim-i Rum'a..." dersem, anlarsınız değil mi Malazgirt'ten bahsetmek istediğimi?

Sultan Alparslan'la aynı bin yılın insanlarıydık. Osman Gazi ile, Şeyh Edebali ile, Fatih Sultan Mehmet'le, Yavuz'la, Yıldırım'la, Abdülhamit Han'la, Mustafa Kemal'le, Menderes'le, sonra netekim Kenan Evren'le, Özal ve Demirel'le, ve tabii ki sayın Ecevit'i de unutmamak lazım, hepsiyle aynı bin yılı paylaştık.

Bugünlerde bir yere tarih atarken, "Ocak, 2000" yazmak öyle tuhaf geliyor ki...

Bir zamanlar "neredeydik, nerelere geldik" diye bir şarkı vardı. Şimdi, o şarkıyı söylemenin galiba tam zamanı.

Ramazan sohbeti

Bursa, her yıl biraz daha İstanbul'a benzemeye devam ediyor. Yeşili azalıyor, kalabalığı artıyor...

Fakat iyi bir tarafı var, insan ilişkileri çok daha sıcak, samimi, içten. Böyle olunca, sohbetin de kıymeti artıyor. Yeşil'de tarihî ahşap bir binada, iftardan sahura, sobanın başında, biraz şiir, biraz Avrupa Birliği, biraz kitap-dergi, biraz resim ve tabii yemek bahisleri, tarife gelecek türden değil. Hele o seviyeli nükteleri görmeliydiniz. Keşke siz de olsaydınız diyeceğim ama, oraya sığmazdık ki... İşte bu yüzden, fırsat buldukça aktarmak gerekecek. O davet için Nihat Nasır'a teşekkür borçluyum.

'Hayırdır inşallah'

Sahura doğru Bursa'dan ayrılmam gerekiyordu. Ordu'ya yetişecektim. Çanakkale'den gelen bir otobüste yer bulabildim. Arkadaşlara veda edip, yola koyuldum. Ankara üzerinden aktarmalı gitmekten başka çare yoktu. Bir müddet sonra uykuya dalmışım. Rüya bile gördüm.

Bir hızarcı gelmiş, odun kesiyordu bizim evin önünde. Hızarcı dediğime bakmayın, aslında tek kişinin kullandığı motorlu bir testere. Peşpeşe kesiyor, fakat odunlar bir türlü bitmiyordu. Derken uyanınca farkettim ki, arka koltuğa uzanan yedek şoförün horlama sesiymiş duyduğum.

Tophane'de

Sevgili dostumuz Nihat, geç vakit şehri dolaştırdı bize. Yeşil, Emir Sultan, Tophane, Muradiye...

Osman Gazi ile Orhan Gazi'nin türbelerini hiç o vakitte ziyaret etmemiştim.

Bursa'nın ışıklarını seyrettik bir müddet. Soğuktu, yağışlıydı. Kimsecikler yoktu, in-cin top oynuyordu. "Burada oynamayın, camları kırarsınız" dedim, hiç tınmadılar.

NEREDE YETİŞİYOR?

Yeni bin yıla girerken, koltukta oturarak televizyon kanallarını dolaşanlar, tek numarası kıç sallamak olan bir takım oğlancıklar ve kızcıkların, ekranları doldurduklarını gördüler. Kötü sesleriyle, kötü söz ve bestelerden oluşan şarkıları, hoplaya zıplaya söyleyen bu zıpçıktılar, nerede ve nasıl yetişiyor, bilen var mı?

İşte yine buluştuk

Birkaç gün ayrı kaldıktan sonra, çok şükür yine buluştuk. Grip, kolay atlatılan rahatsızlıklar grubuna girmezmiş, önce bunu öğrendim. Beş-altı seneden bu yana yakalanmamış olmak, öyle sevinilecek bir şey değilmiş. İyileşir gibi olmaya da fazla güvenmemek gerekiyormuş. Önemli olan, tam iyileşmek; 'gibi'ler aldatıyor insanı.

Geçen hafta, Bursa'daydık. İbrahim Kiras ve Mevlana İdris'le beraber, Bursa'daki arkadaşların iftar davetine katıldık. İmam Hatip Mezunları Derneği'nde sohbet ettik, şiirler okuduk, şarkılar söyledik, güzel insanlarla tanıştık. Ve dualar ettik, yarınlarımızın daha güzel olması için. Şu müjdeyi rahatlıkla verebilirim, eğer Mevla kabûl ederse dualarımızı, yarınlarımız çok güzel olacak.

Yalnız, bizim dualarımız yeterli gelmeyebilir. Öyle sanıyorum ki sizin de dua etmeniz gerekecek. Bu gün, bu gece bunun için büyük bir fırsat. Haddimi aşmadan tavsiyede bulunmak istiyorum. Mübarek Kadir Gecesi'ni duasız geçirmeyin, olur mu? "İsteyin vereyim" diyen Rabbimize el açmak için daha ne bekleyebiliriz ki?.. Mübarek olsun efendim, hayırlara vesile olsun Kadir Geceniz. Dualarınızda bu fakiri de unutmayın.


Faks: +90 (212) 613 14 92 - 93
3.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet ŞEKER

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...