YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Hizbullah vahşetini de Güçlükonak katliamını da

 
Güçlükonak bir vahşet olayı mıdır, değil midir? Eğer vahşetse, onun da faillerinin ortaya çıkartılması gerekmez mi?

 

Güçlükonak katliamını hatırlayan var mı? Benzerleri gibi onu da unuttuk bile... Unutturulduk, demek daha doğru olacak... Türkiye'de sürekli değişen, değiştirilen 'şiddet gündemi 'nedeniyle birçok olay unutuluyor, cineeyetler karanlıkta kalıyor...

Hangi olay işe yarayacaksa, hangi olay belli bir amaca yönelik kullanılacaksa o ön plana çıkartılıyor...

Aydınlatılması gereken diğer olayların lafı dahi edilemiyor...

En hızlı polis şeflerinin, içişleri bakanlarının bile, o meçhul kalması istenen cinayetler söz konusu oldu mu lafı değiştirdiklerini biliyoruz, görüyoruz...

Çünkü onlar yasak konular...

JİTEM'in, Özel Tim'in, itirafçıların, diğer gizli-açık örgütlerin Güneydoğu, Doğu ve Türkiye'nin diğer bölgelerinde işledikleri cinayetlerden, uyguladıkları vahşetten söz eden pek yok...

Oysa vahşet neticede vahşettir... Şiddet de şiddettir ve şu amaca yönelik, bu amaca yönelik gibisinden bir ayrıma tâbi tutulamaz...

Tıpkı yasaklar gibi...

Kızdığımız, katılmadığımız düşüncelere bazı yasakların uygulanmasını nasıl isteyemezsek, nefret ettiğimiz insanlara uygulanan vahşeti de hoş göremeyiz...

Değişik insanların, grupların uyguladıkları vahşetler arasında bir ayrım yapamayız...

'JİTEM vahşeti, devleti düşmanlardan temizlemek için yapıldı, yerindeydi' ya da ' Hizbullah eylemleri PKK'ya karşı yapıldı, o nedenle destekledik, en azından görmezden geldik' demek, aslında şiddet ortamını meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramaz...

Nitekim yaramadı da... İşte sonucu...

Ama ne yazık ki Türkiye'de halen yapılan budur...

Şimdi, aralarında benim de olduğum bazı insanlar bu vahşeti ve devletin uyguladığı şiddeti yıllarca dile getirmeye çalışırken sessiz kalanların, bu gerçeği reddedenlerin gözü, devlet kışkırtmalı ve özendirmeli Hizbullah vahşetinden başka bir şey görmüyor...

Diğerlerini unutalım mı?

Güçlükonak katliamı yoksa bir vahşet olayı değil miydi?

İki tarafında jandarma karakolu olan ve çok sıkı kontrol edilen bir yolda, 4'u korucu 11 kişinin bir ninibüs içinde katledilmiş olarak bulunması vahşet değil de nedir?

Üstelik yapılan araştırmada, bunlardan 6'sının daha önce karakolda işkence sırasında öldürüldüğünün ve sonra minibüse konularak roket atışına hedef yapıldığının anlaşılması ne manaya gelmektedir?

Hizbullah cinayetlerine vahşet diyenler, bunu nasıl isimlendireceklerdir acaba?

Herkesin bildiği gibi, ne PKK bu cinayeti üslendi ne de devlet, bu cinayetin PKK tarafından yapıldığını iddia etti...

Genelkurmay da, kendisine yönelik iddialara karşılık, bu iddiaların sahipleri hakında suç duyurusunda bulunarak onların ceza almalarını sağladı...

Netice olarak bu vahşetin sahibi resmen bulunamadı...

Şimdi yetkililere buradan seslenmek istiyorum:

İşte Hizbullah'a maledilecek tipik bir vahşet olayı...

Her ne kadar, roket ateşine tutulan minibüsün, daha dumanları tüterken olay mahalline askeri helikopterlerle getirilen yerli ve yabancı basın mensuplarına, bir general tarafından, katliamın PKK tarafından yapıldığı açıklanmış olsa da fareketmez...

Şimdi bu vahşetin, Hüzbullah tarafından yapıldığı gerçeği keşfedilmiş olabilir...

Hem sonra devlet, Öcalan iddanamesinde bir yığın irili ufaklı eylemden sözettiği halde Güçlükonak gibi önemli bir olaydan hiç söz etmeyerek, o generalin olay yerinde yaptığı açıklamayı boşa çıkartmış olmadı mı?

Kaldı ki, fail değiştirilse ne olur? Değiştirilmese ne olur?

Tetik çekenler arasında ne fark var? Ha Hizbullah'ı kullanmışsın ha bölgedeki başka bir silahlı timi?

Ne farkeder?

Güçlükonak bir vahşet olayı mıdır, değil midir?

Eğer vahşetse, onun da faillerinin ortaya çıkartılması gerekmez mi?

Gözleri Hizbullah vahşetinden başka bir şey görmeyenlere soruyorum:

Sıkıysa Güçlükonak olayının faillerinin de bulunmasını isteyin bakalım...


6 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...