| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Kartelin elektrikle dansı
İMF ve Dünya Bankası'nın Türkiye turları daha şimdiden ilginç gelişmelere sahne olmaya başladı. Perşembe günü basına sızan bir haber borsada bomba gibi patlamış, birinci seansta başını Doğan ve İhlas Grupları'nın hisselerinin çektiği bir satış furyası, endeksi allak bullak etmeye yetmişti. Habere göre Dünya Bankası, Türk tarafının talebi üzerine elektrik ve gaz sektörlerinin yeniden yapılanması için kendi görüşlerini içeren ve iki hafta önce bizimkilere teslim edilen bir rapor hazırlamış. Bu raporda, Türkiye'nin enerji politikasına veryansın ediliyor, TEAŞ, TEDAŞ ve BOTAŞ üçlüsünün sektördeki yapılanmasının maliyetli sonuçlarından dem vuruluyor ve bugüne kadar enerji sektöründe yapılmış olan dağıtım ve santral özelleştime ihalelerinin iptali istenerek, sektörün tamamen devlet elinden çıkarılıp rekabetçi bir ortama dönüştürülmesi talep ediliyor. Neyse ki, Başbakan Ecevit ve Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'ın açıklamaları vaktinde yetişti de, borsa ikinci seansta toparlanabildi. Müsteşar, habercilerin, "Enerji ihalelerinin iptali söz konusu mu?" sorusuna karşılık, "Hayır. İçeriğini tam bilemiyorum ama enerji projelerinin özelleştirilmesinin durdurulması veya değiştirilmesi, yöntem değiştirilmesi konusunda söylenenlerin hiçbiri doğru değil. Bu şekilde hiçbir talebimiz olmadı. Hazine olarak, enerji projeleriyle ilgili bir talebimiz olmamıştır" şeklinde bir cevap üretmiş. Ancak dün gelen bilgiler, Enerji Bakanlığı'nın tam tersi bir tavır içinde olduğunu ortaya koyuyor. Bakan Cumhur Ersümer, Dünya Bankası tarafından enerji sektörüne yönelik olarak yapılan önerilerin bakanlıklar arası görüşmelerde ele alınacağını ve "Öneriler arasında yer alan enerji santralleri işletme haklarının devirlerinin iptali konusu ve diğer öneriler ilgili bakanlıklar arasında yapılacak çalışmalarla değerlendirileceğini" söylemiş. Hükümetin içine düştüğü bu kafa karışıklığı, raporda önerilen diğer "tavsiyelerle" birleşince ortaya oldukça ilginç bir tablo çıkıyor. Bu tabloyu, son günlerin elektrik kesintileriyle gündeme gelen enerji sektörü üzerinde oynanan senaryolar ve Dünya Bankası'nın, ihalelerin iptali şeklindeki teklifine karşılık, kartel medyasının suskun tavrıyla oldukça renklendirebiliriz. Dünkü Yeni Şafak'taki haber-yorumdan, Dünya Bankası'nın taleplerinin en çok işletme hakkını kazanan kartel medyasının ağırına gideceği gibi bir yorum çıkıyor. Haber, kartelin istikrar programını delme pahasına bu teklife karşı bir saldırı başlatacaklarmış gibi bir intiba veriyor. Oysa tahminlerin aksine kartel medyasının, ihalenin iptali ile rahatladığı oldukça aşikar. Zira aylardır kapı kapı dolaşıp para arayan ve ödeme şartlarının esnetilmesi için hükümetle günübirlik pazarlıklara giren kartelciler, bu kadar çabaya ve zar zor bir araya getirdikleri yığınlarca paraya rağmen, mevcut duruma göre dağıtım ve üretim haklarını aldıkları işletmelere sadece 20-30 yıl sahip olabilecekler. Diğer yandan, yabancı sermaye, kartele kredi açmak yerine bu ihalelere direk bir ortak olarak girmek istiyor. Geçtiğimiz yıl Meclis'ten geçen tahkim yasası, yabancıların bu yöndeki girişimlerinin önündeki engellerden birini kaldırmıştı zaten. IMF destekli stand-by, Merkez Bankası'nın para programı, AB üyelik müzakereleri, terörün temizlenmesi çabaları, enerji sektöründeki yatırımlara karşı gelişebilecek tepkilerin kamuoyu nezdinde elektrik kesintileriyle kırılması gibi, son bir yılın ürünü gelişmelerin de yabancı sermayenin korkularını oldukça azaltmış olduğu aşikar. Geriye, halihazırdaki ihaleleri iptal etmek, sektördeki devlet payını sıfıra indirecek yeni bir süreç başlatmak ve ihalelerin işletme haklarından ziyade mülkiyet haklarının devrini kapsayacak bir şekilde yenilenmesi kalıyor. Kimse şaşırmasın, ancak ihalelerin iptali en çok medya patronlarının işine yarayacağa benziyor.
mutku@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|