|
|
 |
Traş işkencesine kılıf
'Saç-sakal'la ilgili tüzük cezaevlerinde keyfi şekilde uygulanırken, devlet mahkumlara uygulanacak traş için standart arayışına girdi. Adli mahkumları traşta ısrarlı olmayan devlet, "zorla traşı" siyasi mahkumlara karşı baskı aracı olarak kullanıyor.
ANKARA- Cezaevlerinde uygulanan "zorla traşa" gösterilen tepki Bakanlığı "traşta norm" arayışına yöneltti. Cezaevleri Tüzüğü'nün 226. maddesinde, "tutuklu ve hükümlülerin saç ve sakal kesiminin, toplumun dışarıdaki alışkanlık ve değer yargılarının dikkate alınarak yapılacağı" şeklindeki hükmü ise dikkate alınmıyor. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, "zorla traş"ı savunarak hiçbir mahkuma "farklı" davranılmadığı, herkese eşit muamele edildiğini savundu. Konuyla ilgili daha önce çıkarılan yasa ve genelgelerin, cezaevinden cezaevine farklı uygulandığı tespit edilirken öz olarak Avrupa Cezaevi Kuralları'nın oldukça gerisinde olduğu gözlendi. Siyasi suçlardan mahkum ve tutuklulara, her konuda olduğu gibi bu konuda da taviz verilmediği bildirildi.
Eski Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafından 9 Temmuz 1996 günü yayımlanan bir genelgede dönemin koşulları hükümlü ve tutukluların bu sorunlarına çözüm getirildi. Ancak uygulamada "Aczmendiler, Adnan Oktar ve Salih İzzet Erdiş'in yattığı cezaevlerinde taraflı davranılarak tutuklu ve mahkumlar zorla traş edildi. Gerek sağ, gerekse sol görüşlü mahkumların yattığı cezaevlerinde yasa ve genelgelerin farklı yorumlandığı gözlendi. Adli mahkumların bulunduğu cezaevlerinde, bu konuda daha büyük bir esnekleğin olduğu dikkat çekiyor. Adli mahkumların, duruşmalarda dışarıdaki insanlar kadar rahat ve özgür giyindikleri ve saç sakal bıraktıkları dikkat çekiyor.
Genel müdür ne dedi ?
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, cezaevlerinde bulunan hiçbir hükümlü ya da tutukluya "farklı" davranılmadığı, herkese eşit muamele edildiğini belirtti. Yeni Şafak'ın sorularını yanıtlayan Ertosun, hükümlülerin saç-sakalı konusunda Cezaevi Mevzuatı'nın 226 ve eski Bakan Şevket Kazan tarafından yayımlanan genelgelere harfiyen uyulduğunu kaydetti.
Aczmendiler, Adnan Oktar ve Salih İzzet Erdiş'in saç ve sakalının kesimine de değinen Ertosun, "Bu konuda taraflı ve kasıtlı davranılmamıştır. Mevzuat neyi gerektiriyorsa, öyle yapılmıştır. Onur kırıcı davranıştan kesinlikle kaçınılmıştır" dedi. Ertosun, Erol Evcil ve Alaattin Çakıcı ile ilgili basında çıkan haberlerin de kasıtlı olduğunu, gerçeği yansıtmadığını bildirerek, Evcil'in üzerinden 2 bin ABD Doları ile 110 milyon para ele geçtiğini söyledi. Ertosun, mevzuat gereği cezaevlerinde her mahkumun üzerinde haftada 15 milyon lira bulundurmasına izin verildiğini anımsattı.
Bunun geçen yıl 10 milyon lira olduğuna dikkat çeken Ertosun, "CMUK'un 116/2. maddesi gereği, hem cezaevinin düzenini sağlamak, hem de mahkumların içeride insanca ve güvenli bir şekilde yaşamaları, herhangi bir baskı ve tehdide maruz kalıp ellerindeki para ya da kıymetli eşyalarının alınmaması için haftalık ihtiyaçları olan paralarının geriye kalanını cezaevi emanetinde tutuyoruz" diye konuştu.
|
 |
|