YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

1999 yılı dış ticaret bilançosu

 
Devlet mekanizmasının kendini denetim altına almaksızın tek başına para politikalarıyla enflasyonla mücadele edilemeyeceğini bir türlü anlayamadık.

 

Geçen haftanın sonuna doğru, son dış ticaret ve ödemeler dengesi rakamları açıklandı. Bu rakamlar, 1999 yılının Türkiye ekonomisinin 1997 ortasından beridir birikegelen tehlikeli yavaşlamanın ciddi bir daralmaya dönüşmesiyle gerçek anlamda bir kriz yılı olduğunun resmi tescili anlamına geliyor.

1994 Çiller krizinden sonra, son yirmi yılın ikinci en kötü performansı olarak iktisat sayfalarına geçecek olan 1999'un, aynı zamanda bir seçim yılı olduğunu unutmamak gerekir. Zira hükümetlerin ve belediyelerin "sandık yatırımları", genelde ekonomiyi kısa bir dönem için de olsa canlandıracak bir kuvvette olur. Gerçekten de, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün ilk dokuz aylık milli gelir rakamlarına bakınca, bütün sektörlerdeki reel gerilemeye karşın özellikle kamu sektörü nihai harcama ve sabit yatırımlarında zoraki artışlarla karşılaşıyoruz. Başta Rusya olmak üzere tüm dünyanın krizden çıkmaya başladığı bir dönemde, bizim böylesine derin bir kriz yaşamış olmamız gerçekten düşündürücü. Güya bu krizin bedeli enflasyonu düşürmek suretiyle ödenecek, canavar % 50'lerin altına çekilecekti. Devlet mekanizmasının kendini denetim altına almaksızın tek başına para politikalarıyla enflasyonla mücadele edilemeyeceğini bir türlü anlayamadık. Aynı aymazlığı, korkarız ki, bu sene de yaşayacağız. IMF ile yapılan 'stand-by'ın ve piyasaların mevcut koalisyona ve Merkez Bankası yönetimine verdiği primin sarhoşluğu içinde "anormal" yüksek çıkan Ocak enflasyonu şokunun ardından herkes yeni pozisyonlar alarak, beklentilerini yeniledi. Hükümetin, enflasyonu % 20 küsürlere düşüreceği yolundaki "sözü", Şubat'la birlikte anlamını yitireceğe benziyor.

Nitekim 1999 yılı, dış ticaret rakamlarımıza da oldukça ilginç bir şekilde yansıdı. İkinci bin yılın son senesinin Türkiye için hiç de iyi geçmeyeceğini devletlüler de biliyordu gerçi. Asya ve Rusya fırtınalarından henüz kurtulmuş olan dış piyasalarda, yüksek bazlı devalüasyonların ardından artık iyice ucuzlayan Asya mallarıyla, iyice değerlendiren TL yüzünden pahalılaşan ve klasik bavul pazarı olan Rusya'da bile rekabet edemeyen Türk mallarının 1999'da prim yapmayacağı belliydi. Gerçekten de son birkaç aydaki nispi canlanmaya rağmen, ihracat rakamı 1998'dekinden yaklaşık % 10 kadar daha düşük. Türk tüketicisinin alım gücü bu kadar azalmışken ve kişi başına düşen milli gelir geçen seneye nispetle % 5'e yakın bir miktarda daralmışken, ithalatın da düşmesi gerekirdi. Nitekim devletin ekonomistleri, 1999 sonunda ithalatın da bir önceki seneye nispetle % 10'a yakın bir oranda azalacağını tahmin ettiklerinde, dudak büken olmamıştı. Kriz dönemlerinde dış ticaret açığının kısmen daralması mümkündü ne de olsa.

Ancak Kasım ayı rakamlarıyla birlikte artık iyice belirginleşen bir nokta var. 1999 içinde ithalattaki anormal düşüş, eminim, çoğu devletlüyü bile şaşırtmıştır. Son rakamlara göre, 1999'un ilk onbir aylık dönemindeki ithalat yaklaşık 35 milyar dolara düşmüş. Bu rakam, 1998'in aynı dönemi için 41 milyardı. Yani ithalattaki daralma % 15'in üzerinde.

İşin ilginç yanı, 1996'da dahil olduğumuz Gümrük Birliği ile o gün bugündür yaşadığımız devasa dış ticaret patlağı, 1999'da Gümrük Birliği öncesindeki seviyelere kadar gerilemiş. Son rakamlara göre bizim Avrupa Topluluğu'na ihracatımız, % 3 civarında artarken, AB'den yaptığımız ithalat yaklaşık % 14 civarında düşme göstermiş. Haliyle AB sayesinde, yaşadığımız dış ticaret açığı da büyük ölçüde azalmış oldu 1999'da. (1998/Ocak-Kasım: Toplam dış ticaret açığı: 12 milyar 913 milyon dolar. 1999/Ocak-Kasım: Toplam dış ticaret açığı: 9 milyar. Bu ikinci rakamda AB'nin payı, üçte iki civarında).

Sağlıksız gelişmelerin doğurduğu nispeten sevindirici sayılabilecek bir sonucu bağrımıza basmadan önce hatırlatalım. Son üç ayda, bu istisnai gelişmenin aksi yönünde hareketlenmeler başladı. Gelecek yıl dış ticaret açığının yeniden 15 milyara doğru seyirteceğinden emin olabiliriz.


23 Şubat 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Melikşah UTKU

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...