Filistin tarafı, ABD'de yapılacak ABD-İsrail-Filistin arasındaki üçlü barış zirvesinde, bölgeye BM barış gücü yerleştirilmesi şeklinde "uluslararası güvence" isteyecek. Zirveye katılacak Filistin heyetinde bulunan Enformasyon Bakanı Yaser Abd Rabbo, Filistin'in böyle bir güvenceyi almadan Camp David'de bir anlaşma imzalamayacağını belirtti ve "İsrail'e güvenmiyoruz" dedi. Rabbo, zirvede sağlanacak tüm anlaşmaların, referandum yoluyla, Filistin içinde ve dışında yaşayan Filistinlilerin onayına sunulacağını belirtti.

"Tüm Filistinlilerin katılacağı bir referandum öncesinde İsrail ile hiçbir barış anlaşması imzalanmayacaktır" diyen Rabbo, zirvede Kudüs ve mülteciler sorunu konularında çözümü erteleyecek bir anlaşmayı reddedeceklerini sözlerine ekledi. Öte yandan, İsrail Dışişleri Bakanı David Levi'nin zirveye katılmak istemediği bildirildi. Zirveyi eleştiren İsrail'deki koalisyon ortağı Rus göçmenleri partisinin lideri İçişleri Bakanı Natan Şaranski de istifasını Barak'a sundu. İsrail-Filistin-ABD arasındaki üçlü Ortadoğu barış zirvesi, yarın Washington yakınlarındaki Camp David'de yapılacak.

Mübarek yine sahnede

İsrail ve Filistin, ABD'de toplanacak üçlü zirve için gün sayarken, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in taraflarla dün ve bugün ayrı ayrı yapacağı görüşmeler Ortadoğu barışı için hayati önem taşıyor. Filistin lideri Yaser Arafat'ı, dün İskenderiye kentindeki Ras El-Tin Sarayı'nda ağırlayan Mübarek, bugün ise İsrail Başbakanı Ehud Barak'la yapacağı görüşmede uzlaşma çabalarına yön vermeye çalışacak.

Mübarek'in, İsrail'in Batı Şeria'dan yapacağı üçüncü çekilmeye karşılık, bağımsız Filistin Devleti'nin tek yanlı ilanını ertelemesi için Arafat'ı ikna etmeye çalıştığı belirtildi. Mübarek'in söz konusu zirvenin kaderini değiştiremeyeceğini belirten siyasi analizciler, çetin sorunların masaya yatırılacağı ikinci Camp David zirvesine fazla şans tanımıyor.

Zirvede neler konuşulacak?

FİLİSTİN'İN GELECEĞİ

Filistin, toprak ve nüfus bütünlüğüne sahip, ekonomiden orduya, sağlıktan eğitime kadar tam bir hiyerarşiyle yönetilen bağımsız bir devlet kurmak istiyor. İsrail ise, Ortadoğu'da henüz filizlenecek Arap Devleti'ni kontrol altında tutmayı vazgeçilmez bir şart olarak görüyor.

SINIR SORUNU

İsrail, 4 Haziran 1967'de işgal ettiği topraklardan çekilmeye yanaşmıyor. Buna ilaveten, Filistin yönetimine bağlı topraklarda bulunan 150 Yahudi yerleşim biriminin kendi kontrolünde kalması için bastırıyor. Filistin, İsrail'in 1967'de Ürdün'den aldığı bütün topraklardan çekilmesini istiyor.

KUDÜS'ÜN STATÜSÜ

İsrail'in, Kudüs'ü ebedi başkenti olarak ilan etmesi, Filistin Yönetimi'nin Doğu Kudüs'ü barış için olmazsa olmaz bir şart olarak saptaması Camp David zirvesinin başarı şansını şimdiden gölgeliyor.

FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER

Filistin, 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla evlerini terketmek zorunda kalan 3,5 milyon mülteciye evine dönme hakkı tanınmasını ve İsrail'in sürdüğü milyonlarca Filistinli'ye tazminat ödemesini taleb ediyor. İsrail ise yaklaşık 100 bin mültecinin aileleriyle birleşmesi için İsrail'e dönmesine izin verirken, diğer mültecileri kabul etmiyor.