YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Keyfî ve uluorta...

Üniversitelerde rektör atama mevsimi...

Üniversitelerin akademik kurulları kendilerini yönetecek rektörler için tercihlerini belirlediler, YÖK de belirlenen altı adayı üçe indirme işlemini gerçekleştirdi... Şimdi sıra cumhurbaşkanında; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, anayasanın kendisine tanıdığı yetkiyi kullanarak, önüne konulan üç adaydan birini rektör olarak atayacak...

Aslına bakılırsa, YÖK, hareket alanını sınırladığı için, Cumhurbaşkanı Sezer'in yapabileceği fazla bir şey yok... Sözgelimi, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde, 449 oy alan Tıp Fakültesi eski dekanı Prof. Emin Alıcı ile 389 oy alan rektör Prof. Fethi İdiman'ın isimleri YÖK tarafından çizilmiş... Cumhurbaşkanına gönderilen listede ilk üç sıraya 149 oy alan Prof. Faik Sarıalioğlu ile 1'er oy alan iki öğretim üyesinin isimleri konulmuş... Benzer bir durum, Erzurum Atatürk ve Malatya İnönü üniversiteleri rektör adayları listesinde de görülüyor...

Meslektaşlarının tercih ettiği öğretim üyelerini YÖK'ün silmesinin sebebi ne?

Hürriyet gazetesi, YÖK'ün bu tercihini, bir yerde, "Cumhuriyet operasyonu", haberin başlığında "Lâik rektör operasyonu" olarak tanımlıyor. YÖK, "Cumhuriyet ilkesine bağlılıktan tâviz verenler Türkiye Cumhuriyeti üniversitelerine rektör olamazlar" görüşüyle hareket etmiş habere göre... Üzeri çizilen adaylar için 'rejim düşmanı' şerhi düşülmüş... Hürriyet, "Cumhurbaşkanı Sezer, YÖK'ten kendisine birinci sırada gönderilen ismi atayacak" öngörüsünde de bulunuyor. Duruma göre yanlış olmayan bir öngörü bu: Dokuz Eylül Üniversitesi'nde 149 oy alanı değil de 1'er oy almışlardan birini mi atayacak Cumhurbaşkanı Sezer?

Ancak, YÖK'ün tercih sebebi doğruysa, üniversitelerde 'rejim' açısından vahim bir durum var demektir. Yine Dokuz Eylül Üniversitesi açısından konuya yaklaşırsak, isimlerinin üzeri çizilen iki öğretim üyesi, YÖK'ün tespiti doğruysa, "Cumhuriyet'e sâdık olmayan" veya 'rejim düşmanı' kişilerse, bu durumda onları destekleyen toplam 838 öğretim üyesini de 'sakıncalı' saymamız gerekecek. Oysa, bunlar, oy kullanan öğretim üyelerinin yüzde 85'ini teşkil ediyorlar. Bunca kıyımdan, tasfiyeden ve cezalandırmadan sonra bir üniversitede yüzde 85 oranında 'rejim düşmanı' veya 'Cumhuriyet karşıtı' öğretim üyesi bulunduğunu düşünmek pek akıl kârı değil... Gerçeğin Hürriyet'in yansıttığı gibi olmadığı belli.

Cumhuriyet gazetesi, üzerleri çizilen iki profesörün 'sosyal demokrat' bilinen kişiler olduğunu açıklıyor. Cumhuriyet'e bakarsanız, YÖK, "Cumhuriyet'e bağlı", "Lâiklik ilkesine sâdık" öğretim üyelerini listeden çıkartmış... 28 Şubat'ın en hararetli savunucusu yayın organı, o süreç rüzgârını üniversiteleri kasıp kavuracak biçimde estiren bir kurumu, kendisine yakın öğretim üyelerinin isimlerini listeden sildiği için, "Cumhuriyet'e ve lâikliğe ihanet" ile suçluyor...

Herhalde garipliğin farkındasınız: YÖK, bazı öğretim üyelerini, "Lâiklik konusunda hassas değil" veya 'rejim düşmanı' olarak tanımlayıp rektörlüğe lâyık bulmazken, üzerleri çizilen profesörleri savunan gazete, bu işlemi "Cumhuriyet'e ve lâikliğe ihanet" olarak görebiliyor... İki tarafın da birbirini eleştirirken kullandığı kavramlar aynı...

Gelin, kendinizi Cumhurbaşkanı Sezer'in yerine koyun bakalım...

Bu işin buraya varacağı daha ilk günden belliydi. Keyfî olarak, uluorta kullanılan sıfatlar, rektörlük seçimlerinde şimdi yaşandığı gibi, en olmayacak kişiler hakkında birer 'karalama vesilesi'ne dönüşebilir. Nazi Almanyası ve McCarthy dönemi Amerikası'ndan buna benzer binlerce örnek verilebilir. Birinde "Yahudi" veya "Yahudi sempatizanı" olmak herkese sıvanabilmiş, diğerinde "Kızıl" sıfatı liberal aydın ve memurları da kapsayacak yönlere çekilebilmişti.

Cumhurbaşkanı Sezer'in fazla seçeneği bulunmuyor: Ya YÖK'ün önüne dayadığı, hareket alanını daraltan listenin en başındaki ismi rektör olarak atayacak ve böylece yetkisini Kemal Gürüz'e teslim edecek, ya da YÖK'ün keyfî tasarrufuna boyun eğmeyip bütün listeyi geri göndererek süreci yeniden başlatacak...

Cumhurbaşkanı Sezer sizce nasıl davranacak?


10.TEMMUZ.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...