YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ne adalet ama!..

Uzun yıllar konuşmaktan korkmuş, hatta korkularından bile korkmuş, konuşunca da dillerine biber sürülmüş sessiz ve "talihsiz" insanların ülkesi burası. Bu yüzden, yaşamanın da, konuşmanın da bedeli hep ağır olmuş.

Ülkede milyonlarca insan "açlık sınırı"nda yaşıyormuş ne gam... "Türküm, doğruyum, çalışkanım.." ya..

Devletin bekası için yola çıkıp, yeraltının "dayanılmaz cazibesi"ne kapılarak karanlık sulara karışan ve sonunda Susurluk'ta karaya vuran "muhteşem" vatanseverleri adaletin terazisi çok seviyorsa kime ne... "Türküm, doğruyum, çalışkanım.." ya..

Yolsuzluklara, Susurluklar'a, ihaleye fesat karıştırdıkları aşikar olanlara adaletin "şefkat eli" uzatılmışsa ne olmuş... "Türküm, doğruyum, çalışkanım.." ya..

İnançlarının gereği olarak taktıkları başörtüleri yüzünden yaka paça okullarından atılarak en temel eğitim hakları ellerinden alınan gencecik kızların acısını adalet duymuyorsa, dünyanın sonu mu... "Türküm, doğruyum, çalışkanım.." ya...

Cezaevlerinde çocuklarının "parçalanmış bedenleri"nden çıkan çığlıklarla yüreği yanan annelerin çırpınışını "adalet" görmemişse ne çıkar.. "Türküm, doğruyum, çalışkanım.." ya...

Gördüğünüz gibi, şu global dünyada bizim de göğsümüzü gere gere övünebileceğimiz bir hukuk sistemimiz, "Türklük gurur ve şuurunu" korumaya and içmiş hakimlerimiz var. İşte bu yüzden, 6 yıl önce yaptığı bir konuşmayla ayrımcılığa karşı çıkarak, barış ve kardeşlik mesajı verdiği için ömür boyu siyasi hakları elinden alınan Erbakan'a verilen bu ceza az bile. İdam etmek lazım aslında!.. Hem zaten, Başbakan asmakla ün yapmış bir ülkeye de böylesi yakışır.

"Vatan-millet" edebiyatının gırla gittiği bu ülkede, nedense birilerine hep "adalet" ve "paraşüt" dağıtılıp durdu. Sadece sevgi ve barış isteyenler hariç. "Tasada ve kıvançta" birdik ama adalet dağıtılırken bize 312, "dokunulmazlar"a hep "paraşüt" düştü.

Yolsuzlukların ve sefaletin dibinin bulunduğu bir ülkede, belki bir gün adalet, sadece eleştirel hakkını kullanan Erbakan'ı değil, faili meçhulleri ve insan hakları ihlallerini de görür.

Bugün gazetede okuyacağınız bir haber "Türkiye gerçeği"nin nerelerde şekillendiğini göstermeye yetecektir. "Hukuk", "insan hakları" ve hepsinden önce "temel haklar ve özgürlükler" diye çırpınışımızın temelinde hangi gerçeklerin yattığını göstermeye de. 8 Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki faili meçhul dosyalarının sayısı 18 bin 639'a, il ve ilçe savcılıklarındaki dosyaların sayısı ise 722 bin 390'a ulaşmış. En çok faili meçhul tahmin edileceği gibi Diyarbakır'da vuku bulmuş.

Türkiye'nin faili meçhul haritası, diğer bütün haritalardan önemli değil mi? Böyle devasa bir meçhul külliyatın üzerine oturan Türkiye'de huzur, barış ve demokrasi olur mu? Hangimiz buna inanabiliriz.


10.TEMMUZ.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet Ocaktan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...