Atlılar'a yetişmek

İnsanlar arasında yaş önemli bir faktör biliyorsunuz. En ilkel toplumlardan en gelişkin toplumlara kadar hepsinde yaşlılara hürmet gösterilir.

Kimi zaman da yaşça büyük olanlar, bunu bir avantaj olarak kullanırlar. Fakat bazı konularda yaşın önemi yoktur. Özellikle sanat söz konusu olduğunda.

Lakırdıyı uzatmayalım, Atlılar Dergisi'ni görünce, her sayısında aklımdan buna benzer düşünceler geçiyor. Daha dünkü çocuk denecek bir ekip, dördüncü sayısı çıkan Atlılar'la fırtına gibi esiyorlar.

Ben de o değerli kardeşlerimin yaptıklarını uzaktan uzağa hayranlıkla takip etmeye çalışıyorum.

Hakan Arslanbenzer, İcabi Akçaoğlu, Hakan Şarkdemir, İlker Jandar gibi iyi okuyan ve iyi yazanların dergisi Atlılar.

Temmuz-Ağustos sayısında İkinci Yeni etraflıca ele alınmış. Ayrıca şiir ve hikayelerle birlikte, görülmesi gereken bir dosya var: Gökhan Özcan dosyası.

Kapakta Gökhan'dan başka M. Erdost, A. İlhan, A. Bezirci ve M. Fuat yer alıyor. Arka kapakta ise Emine Edibe'nin Salman Raduyev'e ithaf ettiği şiiri.

Bayilerde bulamazsanız, 0312. 361 05 18'den irtibat kurabilirsiniz. Zira Atlılar'a yetişmek lazım. Lazım ama, yaya kalarak yetişmek zor.

Telefon etmek istemeyenler, atlilar@hotmail.com'dan isteyebilir. İstemeden önce bir incelemek gerektiğini düşünenler, www.atlilar.8m.com adresine nazar eylemeli.

Ağustos böcekleri, Temmuz ayında niçin öter, bilen var mı?

Ancaaak...

"Demokrasinin en temel ögelerinden birisi de çoğulculuktur. Yani farklı düşüncelere yaşam hakkı tanınmasıdır. Bireyin savunduğu bir düşüncenin propagandasını yapması, mevcut anayasal sistemi, yasaları ve yönetimleri eleştirmesi hiç kuşkusuz düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli ve suç sayılmaması gereken eylemlerdir. Yürürlükteki yasalar bu tür davranışları da suç saymamaktadır."

Bu satırlar, Hasan Celal Güzel'e verilen cezanın Yargıtay tarafından onanmasını anlatan 'Karar'ından. Ne güzel giriş yapılmış değil mi? Ancak, buradan sonrasına da bakın. Bir 'Ancak' çıkıyor karşımıza ve gerisi şöyle geliyor:

"Ancak toplumda bireyler arasındaki bir kültür zenginliğinin ifadesi sayılabilecek düşünce ve inanç farklılıklarını karşıtlıklara daha da ileri giderek düşmanlıklara dönüştürmeye yönelik söz ve eylemler suç sayılmıştır."

TSY

Yaşar Nuri Öztürk'e köşe yazarı diyenin dili tutulsun. Ne köşesi, adam tam sayfa yazarı! (Karga)

Demremin ilginci

Geçen gün Adalar'da meydana gelen 4.2'lik sarsıntı için uzmanlar, "İlginç bir deprem" yorumunda bulundu. Sormak gerekir: "Bayım, depremin ilginç olmayanı var mı? Varsa nasıl olur?"

PTT'nin hassasiyetine teşekkür

Geçen gün düğün tarihinden sonra ulaşan bir davetiyeden bahsetmiştik. PTT hemen takibe geçmiş. Basın Danışmanı Aydın Tomakin, konunun incelenmesini isteyince bir müfettiş geldi dün. Gösterdikleri ilgiye teşekkür ettik.

PTT gibi büyük bir teşkilatta arada bir aksama olması normaldir elbette. Yapılması gereken, bu tür aksamaları en aza indirmek.

Söz PTT'den açılmışken, şu faks konusuna da değinmek lazım. Bir PTT şubesinden faks göndermek isteyince, memurlar istisnasız önce form dolturtuyor sonra da sizin elinizdeki faks metninin dosyaya konulacağını söylüyorlar. Eğer gönderen kendi elinde kalmasını istiyorsa, bir fotokopi çektirmeliymiş. Yaklaşık iki sene önce böyle bir durumla karşılaşınca, itiraz etmiştik. "O zaman gönderdiğimiz mektuplardan da birer kopya alın ve arşivleyin; telefon görüşmelerini de banda kaydedin..."

Böyle söyleyince memur "Bu seferlik..." kaydıyla kendi makinesinde fotokopi çekerek aslını bize vermişti.

Kısaca köşede yazınca, o zamanki genel müdür yardımcılarından birisi detaylı bir yazı göndermişti. Aslının gönderene verilmesi gerektiğini bildiriyordu.

Fakat daha sonra değişik zamanlarda birkaç yerden daha faks çekmek zorunda kalınca, yine aynı taleple karşılaştık.

Genel müdür yardımcısının yazısını yanımızda taşısaydık, her seferinde görevli memura gösterirdik elbette. Gel gelelim, o yazıyı devamlı yanımızda bulundurmayı akıl edememiştik.

---

---

« Geri Dön