YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Saldırılar yeni başladı...

Yeni Binyıl'dan Okay Gönensin'in, "Fuardaki Suriye pavyonuna gittin mi?" sorusunu önce düz bir "Hayır" ile cevapladım, sonra kastını anlayınca, "Yanından bile geçmedim" dedim ve ekledim: "Fuarda Suriye pavyonu bulunduğundan bile haberdar değilim..." Hep beraber gülüştük...

Son onbeş günü sinir törpüsü bir ortamda geçirmeme sebep olan "Suriye günlerim" gördüğünüz gibi, beni Hannover'de bile buldu. İnsanlar, göz ucuyla da olsa böyle tartışmaları izliyorlar. Zaten psikolojik savaşın bu türüne "Vur-kaç operasyonu", ya da "Yıpratma savaşı" boşuna denmiyor! Psikolojik savaş elemanı vuruyor ve sanki hiçbir şey olmamış gibi sağa-sola bakmaya devam ediyor; işin yoksa princin taşını sen ayıkla...

Size belki tesadüf gelebilir, ama ben son bir ay içerisinde Yeni Şafak'ın üç yazarıyla Star gazetesinin Hürriyet tarafından hedef seçilmesini hiç de sıradan, tesadüfen meydana geliveren gelişmeler olarak görmüyorum. Sanki bir odak, bir 'serbest atış listesi' hazırlamış gibi; tarraka gibi atışlar, ilk bakışta saçma ve incir çekirdeğini doldurmaz görünen tartışmalar birdenbire başlayıverdi...

La Fontaine'in masallarına benzeyen "Mehmet Barlas'ın Otağtepe'deki evinde bir maymun varmış" haberini hiçbir yerde okumadıysanız Yeni Şafak'taki yansımalarını gözden kaçırmış olamazsınız... Canan Barlas çok seviyormuş maymunu, sitede gezdiriyormuş, sonunda salıncağa da bindirince, oturduğu sitenin sâkinleri, "Biz çocuklarımızı bindiriyoruz, maymununu salıncaktan indir" diye isyan etmişler... Hürriyet bu saçma ve 'yalan' olduğu her halinden belli haberi günler boyu sürdürdü... Oysa, Hürriyet'in 'hayvansever' yazarı ve Pako'nun sahibi Bekir Coşkun, gazetesinin tavrına benzer davranışlara yazılarıyla karşı çıktığı için, ödül alıp duruyor...

Mehmet Barlas kesin listede, aynı 'kara listede' Nazlı Ilıcak'ın da adı olduğuna inanıyorum ben. Parti içi basit bir söz düellosu, Hürriyet sayfalarına taşınarak, Nazlı Ilıcak'ı FP tabanında yıpratma kampanyasına dönüştürülmek istendi. Belli ki, amaç, Yeni Şafak sayfalarında boy veren mücadelenin önemli unsurlarından birini de böylece yaralayıp özellikle kendi okur ve destekçi tabanı nezdinde küçük düşürmek...

Üzerinize âfiyet, ben 'ajan' veya 'casus' oluyorum (Şu sıralarda, Kıbrıs'ta, üç gazetecinin 'casusluk' iddiasıyla gözaltına alınmasına ne diyorsunuz?)... Mehmet Barlas evinde barındırdığı bir hayvan ile, Nazlı Ilıcak da parti içi söz düellosunda sarf edilen ve yarın unutulup gidecek ithamlarla itibar sarsıntısına uğratılmak isteniyor... Artık kimi ne ile yıpratabilirlerse... Hiç kuşkunuz olmasın: Yakında başka dostlar, sağduyulu kişiler ve kurumlar da, benzer tezviratların, yıpratma kampanyalarının hedefi haline getirileceklerdir... Listenin öyle bir kaç isimden oluşmadığına adım gibi eminim...

Fatih Çekirge'nin genel yayın yönetmeni olduğu Star'ı da aynı odağın 'hedefi' olarak görmem ilk bakışta yadırgatıcı gelebilir; ancak ben yine de bu görüşümde ısrarlıyım: Star'a yönelik yıpratma kampanyasına iki medya grubunun çıkar çatışması da yansıyor elbette, ancak bundan daha öte bir anlamı da olmalı gözlerimizin önünde cereyan eden olayların... Geçmişte Yeni İstanbul gibi bir gazete çıkarmış, 'sağcı' bilinen bir ailenin, her ticari alanda kolları bulunan büyük bir medya grubu haline dönüşmesi, işin başında engellenmek isteniyor bence...

Gruplar arası savaş şimdilik durulmuş gibi... En tehlikeli dönem bundan sonra yaşanabilir... Saldırıyı yönlendiren odak elinin altındaki başka mekanizmaları çalıştırarak Uzan Grubu'nun maddî çıkarlarını başka alanlarda baltalayacak girişimleri de teşvik edebilir... Farklı farklı alanlarda çalışan dev bir grup bu; Kepez ve Çukurova Elektrik grubun faaliyet alanlarının küçük bir bölümü... İmar Bankası ve Adabank da var, Star-Digital adıyla başlatılan milyonlarca dolarlık yepyeni bir yatırımı da bulunuyor...

Beni 'barometre' kabul edebilirsiniz. Ne zaman bana saldırılar başlamışsa, ne zaman yıpratma amaçlı oklara hedef haline gelmişsem, ortada dönen çok daha önemli bir olay olduğunu bilirim... Bu defa, aceleleri çok fazla olmalı ki, birden fazla hedefi aynı zaman aralığında dövüyorlar...

Hürriyet, saldırdıkları ve koruduklarına bakılırsa, bu savaşta olması gerektiği yerde duruyor; itibarını düşünemeyecek kadar açık oynamaya zorlanan bir cephe gazetesi durumunda, istese de kaçak güreşemiyor... 'Kara listede' ismim bulunduğu halde benimle röportaj yaptırıp yayımlamaya cür'et eden Ertuğrul Özkök, bir de benden yardım isteme gafletinde bulununca, yayın yönetmeni olduğu gazetede zor duruma düşürüldü işte...

Ancak, Uzan Grubu'nun Star gazetesi durması gerektiği yerde değil bugün, yalpalıyor... Daha da vahimi Dinç Bilgin'in sahibi olduğu medya grubunun durumu; ikinci aşamada kendisinin hedef haline dönüşeceğini sezip tavır alması gerekirken, Sabah gazetesi, ne yapacağını bilmez görüntüsü veriyor...

Ben, epeydir, "Yeni Şafak müthiş bir sentez, çok değerli bir formül" deyip duruyorum; hadiseler de, saldırgan cephenin davranışı da tespitimin haklı olduğunu ispatlıyor... "Kel alâka" demezseniz bir teklifim olacak: Gelin, yaz promosyonunu bahane edip, Yeni Şafak'ı bir zamanlar yakaladığı 100 binlik yerine yeniden oturtalım...


12 TEMMUZ 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...