Bir hikaye anlattılar..

Bir plajda, magandanın biri, şezlonga kurulmuş oturuyormuş.. Göğsünde altın kolyesi, kulaklarını kapatan uzunluktaki saçları ve bilinçli uzatılmış iki günlük sakalı ile, prototip bir magandaymış bu..

Şezlongun yanındaki sehpada duran cep telefonu çalmaya başlamış..

Bizim maganda telefonu açıp, kulağına götürmüş..

Telefondaki kadın sesi, cilveli cilveli konuşmuş..

- Bir tanem.. Şimdi Nebahat'le kuyumcudayız.. O kendine bir zümrüt yüzük aldı.. Ben de bir inci kolye beğendim.. Senin kredi kartın bende.. Benim bir tane sevgilim.. O inci kolyeyi alabilir miyim?.

Maganda, kulağında telefon, boş eliyle bıyığını düzeltmiş..

Sonra telefondaki kadına,

- Al gülüm, demiş.. Telefonu kapatmış arkasından..

Birazdan telefon yine çalmış..

Aynı kadın sesi, daha cilveli konuşmuş..

- Bir tanem.. Nebahat'le oto galerisine geldik.. O kendisine spor bir Mercedes beğendi. Ben de tek kapılı, deniz mavisi bir BMW gördüm.. Bayıldım.. Benim canım sevgilim.. Senin kredi kartınla bu BMW'yi alabilir miyim?

Maganda, bir saniye düşünmüş.. Yine aynı cevabı vermiş..

- Al gülüm!.

Sonra telefonu kapatıp, sehpanın üzerine koymuş.. Etrafa bakınmış..

Kendi kendine mırıldanmış..

- Acaba bu telefonun sahibi kim yahu, demiş..

Türkiye'de, siyaseti, ekonomiyi ve adliyeyi izlerken, bu tür magandaların, hayatımızın her alanına egemen olduğunu hissediyorum..

- Bakan bey.. İki arkadaş ortak bir şirket kurduk.. Ana sözleşmede her türlü devlet taahüdüne girebileceğimizi yazdık.. Bize uygun bir ihale verebilir misiniz?. İyi bir iş alabilir miyiz?

- Al gülüm!.

- Sayın liderim.. Muhaliflerimiz bizi sıkıştırıyor.. Ayakta kalabilmemiz için, bize özelleştirmeden kelepir bir şirket, veya bir banka verebilir misiniz?

- Al gülüm!.

- Sayın Genel Başkanım.. Eğer iyi bir kamu bankası kredisi almazsak, çok zor durumda kalacağız.. Bankanın genel müdürüne, bir emir verir misiniz?

- Al gülüm!.

- Sayın Başkanım.. Sayın yardımcınız himmet eder, bizim devletle sorunlarımızı çözerse, biz de size her türlü desteği veririz.. Hem de ülkede istihdama katkıda bulunuruz..

- Al gülüm!.

Durum böyle değil mi?

Siyaset magandaları, kendilerine ait olmayan ve aslında emanet edilmiş olan kamu paralarını, sürekli birilerine dağıtıyor..

Sonra da aralarında oturup, hep aynı şeyi tekrarlıyorlar..

- Bu ülkede en önemli şey istikrardır.. Kokuşmuşlukla mücadele istikrarı sarsabilir.. Adalet siyasete düşmanlık etmemelidir..

Ah şu seçim bir gelse..

Bunlar, gidip halktan oy isteyince, ne cevap alacaklar biliyor musunuz?

- Al gülüm!.

ŞAKA

Almasa olmaz mıydı?

Tabiî işin şakası yok..

"Etibank Sanıkları", 10 Aralık'taki duruşma gününe kadar, Kartal'da kalmak durumundalar..

Ama Dinç Bilgin'in DGM'deki savunmasını okurken de, ister istemez düşündük..

- Biz Etibank'ı bir enkaz olarak aldık, demiş..

Keşke almasaydı..

Şimdi kim enkaz, kim sağlam belli değil işte.. Aldıranlar dışarıda, alanlar içeride neticede..

İŞTE BAŞARI

TGRT'nin haberciliğini kutluyoruz!.

Bu habercilik mesleğinde, rakiplerin birbirlerine "Aferin" veya "Bravo" demesi ne kadar zormuş..

Garih Cinayeti'nin gerçek nedeni eğer aydınlandıysa, bunu TGRT'nin habercileri başardı..

TGRT Haber'den muhabir Şule Öztürk, Eyüp'teki otopark bekçisi Ayhan Yıldız'ı buldu.. Haber Dairesi Başkan Yardımcısı Murat Çiçek'le gidip, katil zanlısı Yener Yermez'in beraber olduğu kadının (Pınar Konuşkan) ailesine ulaştılar..

Önceki gece TGRT Ana Haber'de canlı yayına çıkartılan oto-park bekçisi Ayhan Yıldız'ı, ustaca sorularıyla deşti "anchor-Woman" Jülide Ateş..

Ve bu habercilik, herkesin gözü önünde duran izleri, polisin de, diğer medyanın da görmesini sağladı..

Ama gazete ve T.V. haberlerini izlerken bakıyorum, kimse Pınar Konuşkan'a ulaşmanın, TGRT Haberciliği sayesinde olduğunu söylemiyor.. "Bir televizyon kanalı" diye geçiştiriyorlar..

Hepsi de arkadaşım olan "TGRT Habercileri"ni kutluyorum!.

MEHMET BARLAS

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu