|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu ülkede siyasetin istikametini tayin edebilmek için bıkmadan usanmadan satır aralarında gezinmek, cevaplara ulaşabilmek için perde arkasına inmek gerekiyor. Siyaset kurumsallaşamadığı için, tayin edici faktörler siyasetin hakimiyet alanını hem daraltıyor hem de bu alanın dışında tahakkuk ediyor. Türk siyaseti uzun bir süredir "eldeki veriler"le istikamet belirleyememekte, neticeyi son tahlilde "elde olmayan veriler" tayin etmektedir. Merkez sağın birleşip birleşemeyeceği, merkez solun yakın geleceği, Ecevit'in siyasete devam edip etmeyeceği, Yılmaz'ın partisinin başında durup duramayacağından; periferideki irili-ufaklı bütün siyasal oluşumlara kadar herşey birer muamma üzerinden dönüşmektedir. Bu şartlarda; siyaset yapmak isteyenler, halkla aralarındaki doğrusal ilişkiden güç almak yerine merkezdeki çok bilinmeyenli denklemin çözümüyle uğraşmak zorunda kalmaktadırlar. Bir önemli konu da "ülke sorunlarına yaklaşım" bağlamında, Cumhurbaşkanı'nı da içine alan asker-sivil bürokratik yapı ile siyaset arasındaki makasın iyiden iyiye açılmış olduğudur. Siyaset ile açılan makas halk ile de açılmış demektir. Aşağıdaki olay, bu iki husus konusunda da açıklama arayanlar için ilginç malzemeler sunmaktadır. 21 Kasım günü, Çankaya Köşkü'nün konukları Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve parti yöneticileriydi. Cumhurbaşkanı Sezer, her zamanki nezaketiyle karşıladığı heyetle "diplomatik bir üslup" içinde ülke sorunlarını konuştu. Gündemdeki sorunlar hakkında görüşme süresinin elverdiği ölçüde karşılıklı olarak düşünceler paylaşıldı. Görüşme tamamlanıp heyet tam çıkmak üzereydi ki Cumhurbaşkanı beklenmedik bir cümle sarfetti: "Sayın Erdoğan, Anayasa Mahkememiz'in laiklik konusunda bir hassasiyeti var!" Bu, heyet için bir anlamda "bayram değil seyran değil" kabilinden bir sözdü. Erdoğan hemen cevapladı: "Laiklik konusunda biz de son derece hassasız Sayın Cumhurbaşkanı" Anayasa Mahkemesi'nde halen davası bulunan bir parti ve lider için bu söz elbette yabana atılamazdı. Ancak, konuşmanın devamında sarfedilen bir başka söz, sadece Erdoğan'ın ya da Ak Parti'nin değil, herkesin dikkatini çekecek ve herkesi yakından ilgilendirecek niteliktedir. Bu diyalog üzerine, Türkiye'nin hukukçu kimliği ile tanıdığı AK Parti Genel Sekreteri Ertuğrul Yalçınbayır, Sezer'e partisinin laiklik ve dini haklar konusundaki düşüncelerini özetledi ve son olarak da "Sayın Cumhurbaşkanım. Biz zaten parti olarak dine dayalı değil, dine saygılı bir devlet istiyoruz" dedi. Bunun üzerine Sezer herkesi şok eden şu sözleri söyledi: "Dine dayalı devlet ya da dine saygılı devlet. Ne farkeder!.. Arada bir fark yok ki!" Şaşkınlık kısa sürdü ve Yalçınbayır, "İkisi arasında bir fark olmaz olur mu Sayın Cumhurbaşkanım" deyip aradaki farkı ve Türkiye'nin bu konuda yaşadığı sorunları anlattı. Ve son olarak da Erdoğan, "Bu ülke artık acı çekmesin, sıkıntı yaşamasın. Bu acıyı Anglo-Sakson ülkeleri ve bazı Avrupa ülkeleri çekti, biz çekmeyelim. Bu üzücü tecrübeleri yaşamayalım. Bu ülkede insanların, birbirinin inançlarına saygılı olarak yaşamasını sağlayalım" dedi. Köşk'teki görüşme bu havada, yani biraz daha çok soru işareti biraz daha belirsizlikle sonuçlandı. Sezer'in uzun bir süredir, toplum üzerinde başlangıçtaki sempatisini yitirmeye başladığı ve "cumhurun başkanı" olmak yerine "devletin başı" kimliğini daha çok tercih ettiği gözleniyor. Cumhurbaşkanı'nın başlangıçta sergilediği ve herkesi umutlandıran "hukukçu" kimliği yerini "kanuncu" kimliğe bırakmaktadır. Çankaya'daki liderlik profili, Sezer'le birlikte "tek parti yılları"nın soğuk devletçiliğine yaklaşmaktadır. "Dine dayalı devlet ile dine saygılı devlet"i eş tutan anlayış da bu yaklaşımın dramatik bir örneğidir. Peki, bütün bunlar neyi göstermektedir? Şunu... Devleti halkla barıştırmak, 28 Şubat'ın kaçırdığı huzuru geri getirmek isteyen; özetle, Türkiye'yi her düşünceden insanın barış içinde yaşayabileceği bir ülke haline getirmeyi amaç edinen siyasetin işi dünden daha zordur.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |