|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dünya televizyonları silah reklamlarının mecralarına dönüştü. Nasıl bir füze istiyorsunuz? Dağı, mağaraları delip patlayan cinsinden mi? Yoksa, o beton delen ve sonra patlayanlardan mı? Hani Körfez savaşında atılan var ya, onlardan… 100, 200, 500 kilometre menzilli olanlar… İsteyene daha uzun menzillileri de satmak mümkün ama bunları öyle herkes kullanamaz. Stratejik füzeler bunlar. Tanesi 500 bin dolardan başlıyor, 2 hatta 3 milyon dolara kadar yükseliyor. Peki helikopterler? Her türlüsü var. Gece harekat yapabilen… Çok çeşitli silah sistemleri ile donatılmış olanlar. Skorski, Jaguar, Apaş vesaire. Ya savaş uçakları? Körfez savaşından bu yana ne gibi yeniliklerle donatıldıklarını ve hangi yeni modellerin üretildiğini ezberlemeye başladık bile. Diğerlerinin fiyatını bilmiyorum, ama Türkiye'de üretilen F-16'ların fiyatı 350 milyon dolar civarında. Konunun uzmanları bizi bağışlasınlar. Amacımız onların alanlarına tecavüz değil elbet… Bunları ve daha nicelerini, değerli oyuncaklar ya da insan hayatını kolaylaştıran modern araç gereç gibi sunuyorlar. Hatta, meziyetlerini öve öve bitiremiyorlar. Sanırsınız ki, bütün dünyanın televizyon istasyonları -kuşkusuz bazı istisnalar dışında- silaha tapan, silahın, uygarlığımızın en önemli aracı olduğuna inanan biri tarafından yönetiliyor! Bir Amerikalı komutan açıklama yapmış. Bir füzenin yanlışlıkla sivillerin yaşadığı bir eve düştüğünü söylemiş. Özür dilemiş mi, bilmiyorum. Acaba kaç bin dolarlık bir füzeydi bu yanlışlığa sebep olan? Yine Pentagon'dan bir açıklama duydum. Hedefleri vurma oranı yüzde 80'lere varıyormuş. Varsayalım ki oran doğrudur. Atışların yüzde 20'si karavana değil elbet… Bombardıman bir haftadır devam ediyor. Daha da devam edeceği söyleniyor. Sonra da ufukta kara savaşı var. Zaten müttefikler adına Kuzey İttifakı Taliban'a karşı savaşı sürdürüyor. Silah stokları mutlaka sürekli yenileniyordur. Cephe gerisinde muazzam bir hava nakliye trafiği olması gerekir. Silahlar tüketildikçe, bombalar Afganistan'ın üzerine yağdıkça yeni cephaneye ihtiyaç olacak. Silah fabrikaları acaba şimdiden fazla mesai yapmaya başladılar mı? Öyle ya, bugünlerden başlayarak önümüzdeki günlerde, aylarda ve yıllarda dünyanın daha çok silaha ihtiyacı olacak. Dünya terörist tehdit altındaysa ve hür dünyayı terörizmin tasallutundan korumak için uyanık olmak gerekmez mi? Uyanık olmak da güvenliğe, silaha daha fazla para ayırmaktan geçmez mi? Ben şahsen her savaş çıkışta ya da savaş bulutları ufukta görülmeye başladığında işin en fazla bu tarafını düşünüyorum. ABD'ye yapılan 11 Eylül saldırısı ve Afganistan'a yönelik savaş öncesinde, Amerikan ekonomisinin zaten bir durgunluğa girdiği ve bunun arkasından gobal bir krizin yaşanacağı söyleniyordu. Acaba silaha olan bunca ihtiyaç ve silah fabrikalarının fazla mesai yapması bu global durgunluğu ortadan kaldırmaya yarayabilecek mi? İşin ekonomik yanı beni kuşkusuz ekonomistler kadar ilgilendirmiyor. Ortada görünen şu ki: Önümüzdeki dönem dünyada daha fazla silah tüketilecek, daha fazla silaha ihtiyaç hissedilecek, daha fazla silah satılacak. Silah tekellerinin bu işten kazançlı çıkacağını söylemek için ne ekonomist ne de uzman olmaya gerek var. Silaha ayrılan para refahtan, insanca yaşamaktan kısılan para anlamına geliyor. Önümüzdeki dönem dünyanın daha da adaletsiz bir dünya olacağını, bunun ise daha sorunlu bir dünya demek olduğunu söylemek gerekiyor. O nedenle, silahlanmanın da, silah reklamı yapmanın da, yoksul ve korunmasız insanların üzerinde bu silahları denemenin de insanlığa karşı bir suç oluşturduğuna inanıyorum.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |