|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Her gün yüz savaş uçağı onlarca sorti yaparak Afganistan'ı bombalarken, akıllı/lazer güdümlü füzeler yerleşim birimlerinin altını üstüne getirirken, fakir Afgan halkı enkaz altındaki çocukları tırnaklarıyla toprağı kazarak çıkarmaya çalışırken, Amerika ve İngiltere'nin İsrail'e baskı yapıp bağımsız Filistin Devleti için çağrı yapmalarını ne kadar samimi buluyorsunuz? Filistin halkına uygulanan terörün arkasındaki güçler olan, İsrail'i dünyanın beşinci büyük nükleer gücü yapan, bütün uluslararası anlaşmaların bağlayıcılığından muaf tutan, verdikleri nükleer denizaltılar ile Doğu Akdeniz'i İsrail gölüne dönüştüren bu ülkelerin, Afganistan'la başlayan yeni savaşta Müslümanların öfkesini dizginlemek için "Filistin devleti kartı"nı kullanmaları bütün İslam dünyasını aptal yerine koymalarından başka ne anlama geliyor? Filistin sokaklarında okul çocukları kurşuna dizilirken, milyonlarca insanın vatanına dönmesi engellenirken susan ABD'nin, Ortadoğu'daki ileri karakolu ırkçı İsrail yönetimini susturup bir anda Filistin sevdasına kapılmasına inanıyor musunuz? Küresel hegemonyasına itiraz eden ülkeleri ezip geçen, küresel mali sistemleri kontrol altına alarak ülkeleri batırıp halkını açlığa sürükleyen, kendine uymayan anlaşmaları fırlatıp atan, dünyanın dört köşesine işgal hareketlerine girişen, Birleşmiş Milletler'i üçüncü dünya ülkelerinin iş bulma kurumuna dönüştüren, uluslararası hukuku hiçe sayıp Afganistan'ı, Sudan'ı ve Irak'ı bombalayan, itaat etmeyen iktidarları devirip kanlı ihtilallere imza atan, Afrika'dan Ortadoğu'ya, Latin Amerika'dan Uzakdoğu'ya kadar yüz binlerce sivilin öldüğü kanlı katliamların altından hep kendi imzası çıkan Amerika'nın yeni savaşının, adalet ve barış için mi başlatıldığını sanıyorsunuz? Yeni döneme Endonezya'dan bakın Afganistan'la başlayan ancak Irak'tan Endonezya'ya kadar bütün İslam dünyasına yayılacak olan bu savaşın 11 Eylül saldırısının arkasındaki güçleri bulmak ve cezalandırmak adına mı başlatıldığını sanıyorsunuz siz? Orta Asya'daki, Güneydoğu Asya'daki, Ortadoğu'daki ve Orta Afrika'daki güç dengelerini kökünden sarsacak ve bu bölgelerin haritasını değiştirecek olan yeni sürecin, Usame Bin Ladin'i yakalamak veya Taliban'ı devirmek için başlatıldığına mı inanıyorsunuz hala? Afganistan'dan sonra Endonezya, Somali, Irak hatta Suriye'yi tehdit eden ABD'nin, "dünyayı savaştan yoracak" bu süreçte İslam dünyasının hangi bölgelerini terbiye edeceğinin çok önceden planlandığı seçilen hedeflerin özellikleri ortaya koymuyor mu? Soğuk Savaş'tan sonra gözden düşerek istikrarsızlığa sürüklenen Endonezya ABD'nin hedeflerinden biri. Neden? Çünkü parçalanma sürecine giren ülke çok zengin enerji kaynaklarına sahip ve önümüzdeki yıllarda bu ülkede İslamcı güçlerin büyük bir patlama yapmasından endişe ediliyor. Doğu Timor'in Cakarta'dan koparılmasından sonra ABD'nin bölgedeki yeni jandarması Avustralya'nın Doğu Timor'la milyarlarca dolarlık doğal gaz anlaşması yapmasını hatırlayınız. Yine Endonezya ABD'nin küresel hegemonyası için hayati önemi olan Pasifik su yollarını kontrol ediyor. Yüzlerce etnik yapıdan oluşan bu ülke muhtemelen parçalanacak ve zengin kaynakları Batılı şirketlerin eline geçecek. Sonra ünlü Malaka Boğazı ve diğer su yolları ABD denetimine geçecek. On yıldır çökertilmeye çalışılan Endonezya dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusunu barındırıyor ve bu insanlar ülkeyi ayakta tutmak için yepyeni ve heyecanlı bir birlik ruhu oluşturmaya çalışıyorlar. Sadece Endonezya'nın değil, Güney Filipinler'in, Orta Asya'nın, Irak-Suriye ve Lübnan'ın, Somali hatta Nijerya'nın dünya coğrafyasının nerelerinde yer aldığını, "küresel askeri ve sermaye hegemonyası" için neyi ifade ettiğini düşünün. Güneydoğu Asya'dan Orta Asya'ya, Ortadoğu'dan Orta ve Kuzey Afrika'ya kadar uzanan bu hat, dünyanın tamamına hakim olmaya çalışan bir güç için ne anlama geliyor? Hedeflerin seçimindeki ve stratejik pozisyonlarındaki uyum yeni küresel savaşın nerelere uzanacağını ortaya koymuyor mu? Özgürlüğün anlamını unutmak... Rusya, Çin ve Hindistan bu savaşta ABD'nin en büyük destekçileri olacak, çünkü her üçünün de Müslümanlar'la sorunları var. Parçalanma korkusuyla uluslararası sorunlara müdahale imkanı kısıtlı olan Çin, iç sorunlarını ABD'nin yeni savaşı sayesinde çözmeyi planlıyor. Sadece Doğu Türkistan değil, Çin'in bazı eyaletlerinde Müslüman nüfus çoğunluğu oluşturuyor ve Pekin, Doğu Türkistan kadar bu bölgelerden de endişeli. Amerika'nın Afganistan savaşını çıkarları için tehdit olarak görmeyen Pekin, ABD'nin Çin'i istikrarsızlığa sürüklemesinde bir çıkarı olmadığını biliyor. Pekin, ABD'ye destek vererek muhtemel bir ABD-Rusya yakınlaşmasını da önlemeyi amaçlıyor. Rusya ve Hindistan'ın da hem Müslümanlar'la sorunları var hem de buna benzer beklentileri. Hindistanlı ve Rus yetkililer daha dün Afganistan'ı görüşmek için biraraya geldi. İki ülke daha önce de Taliban'ı devirmek için Yeni Delhi'de toplantılar yapmışlardı. Süresi ve etki alanı öngörülemeyen yeni bir Soğuk Savaş dönemine giriyor dünya. Üstelik Sovyetler sonrası oluşan konjonktürden elverişsiz bir ortamda. Yeni Savaş'ta ne Avrupa, ne Rusya ne de Çin ABD'ye karşı ciddi bir itiraz kudretine sahip. Bu güçler, ABD'nin sistem dışı kitlelere/gruplara ve siyasi irade sahibi İslami hareketlere yönelik bu savaşını çıkarlarına tahvil etmenin telaşına düştüler. Bazı gözlemciler bu savaşın ve etkilerinin elli yıl süreceğini, dünyaya yepyeni bir biçim vereceğini, küresel düzeyde belirleyici olacağını ve insanların "özgürlüğün kendileri için ne anlam ifade ettiğini" sorgulamaya başlayacağını belirtiyorlar.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |