|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Star gazetesinde, "Lehte bir rapor yazınca, SPK'nın o zamanki başkanı Muhsin Mengütürk'ü Hürriyet'in manşetinden 'Cesur yürek' ilân etmişti Aydın Doğan" dendiğini okuyunca ilk tepkim "Hadi canım sen de" demek oldu. Arşive girince gözlerime inanamadım. 1 Temmuz 2000 tarihli Hürriyet'in manşeti 'Cesur yürek' gerçekten ve bu sıfatla anılan kişi de Muhsin Mengütürk... Bir yıl önceki bu manşeti benim değil de Star yönetiminin hatırlaması çok doğal: Hürriyet Sermaye Piyasası Kurulu başkanını Star'ın sahibi Uzan Ailesi'nin peşine düştüğü için 'Cesur yürek' diye övmüş... Arşiv kulağıma şunu fısıldadı: "Uzanlar ile Aydın Doğan arasındaki çatışma yeni değil, alttan alta epeydir devam ediyor; şimdi su yüzüne çıkması, Türk medyasının yüzde 75'ine hükmeden Aydın Doğan'ın gücünü yitirmesinden..." İlginç. Şu sıralarda en zirve noktasına erdiği fark edilen Uzanlar-Doğan kavgasında epey kafa kol kırıldı. Önce Hürriyet bir yazarını Uzanlar üzerine saldı. Ben, saldırıyı, Galatasaray'a yönetici olma savaşının bir uzantısı olarak görmüş ve 'kişisel' sanmıştım; ancak "Telsim'in Motorola ve Nokia şirketlerine 3 milyar dolara yakın borcu var; Amerika Uzanlar'ın peşinde" yollu haberler durmadı, genişledi. Marc Grossman bile Motorola adına Türkiye'ye baskı için geldi; Brent Scowcroft da bekleniyor... Washington'da yaşayan bir tanıdığım, çok ciddi bir ifadeyle, "Motorola Bush yönetimi demek" görüşünü tekrarladı. Aydın Doğan konunun tek bir yazarın 'kişisel' garazı olmadığını gösterecek biçimde bütün gazetelerini kullanmaya başladı. Hürriyet, Ertuğrul Özkök, Radikal, Milliyet hepsi birden devreye girdiler ve Motorola'nın iddialarını okurlarına duyurdular... "Beyler, yazdıklarınız doğru bile olsa, bu bir hukuki ihtilâf; Amerikalılar neden mahkemeye değil de size başvuruyor?" diye soran ilk Allah'ın kulu ben oldum. Sebebi de buraya kaydettim: "Haydi, her şeyin kapanın elinde kaldığı, değerli işletmelerin ölü eşek fiyatına satıldığı Türkiye'ye koşun" çığlıklarının itibarlı (bkz. Financial Times) gazeteler ağzından duyurulduğu günümüz ortamında, Motorola'nın Telsim'i ucuza kapatma arzusu... Hakkını yiyemem: Aydın Doğan, Ege Cansen'in benzer bir değerlendirmesinin Hürriyet'te çıkmasına müsaade etti. Koç Holding'te çok üst düzey görevler yapmış kıdemli bir ekonomist olan Ege Bey de, "Motorola ve Nokia haklıysalar mahkemeye gitsinler" dedi sütununda... Sizler iki gazeteyi de görmediğiniz için bilmiyorsunuz: Diğer kızkardeşlerini de yanına alarak Hürriyet'in yürüttüğü 'Uzan-karşıtı' kampanya, iki tv kanalı, bir Türkçe ve bir de İngilizce gazetesi bulunan Star Grubu tarafından uzun süre görmezden gelindi. Yaklaşık bir haftadır, Uzanlar da, Hürriyet'in kendilerine en fazla saldıran yazarları (Fatih Altaylı ve Ertuğrul Özkök) ile Aydın Doğan'a karşı haber ağırlıklı bir kampanya başlattılar... Bu arada, Aydın Doğan'ın kendi bankasından (Dışbank) daha yakın durduğu İş Bankası da, yağan taşlardan nasibini aldı... "Atatürk'ün kurduğu" İş Bankası'nın yanlış ticari işlemlere âlet edildiği iddiasında Star. Banka yönetiminin bu iddialara cevabı mahkemeye başvurup yayın yasağı koydurmakla sınırlı kaldı. Bütün bankalar ticari işletmelerini elden çıkarırken, İş Bankası'nın Poaş gibi bir petrol dağıtım şebekesinde Aydın Doğan'la ortak olma ihtiyacını neden duyduğunu öğrenemedik sözgelimi... Halen yargılanan Erol Evcil'e, çulu olmayan 25 yaşında bir delikanlıyken, milyonlarca dolarlık kredi açılmasının mantığı da güme gitti. Star'ın dünkü iddiası, daha önce Nazlı Ilıcak tarafından Yeni Şafak'ta ele alındığı için, aslında sizlerin yabancınız değil: 14 Kasım 1997 tarihinde, borsada 2.461 liradan işlem gören Milliyet hisseleri, 22 Ocak 1998 tarihine gelindiğinde tavan yapıp 21.699 liraya çıkıyor. Milliyet'in büyük hissesine sahip Aydın Doğan da gazetesinin artan değerini Lüksemburg'a yerleşik Born Investment adlı bir şirketle paslaşmış... Aydın Bey'den 13.750 liraya aldığı hisseleri, Born Investment 17.500 liraya elden çıkartmış... Bildiğimiz borsa oyunları işte. Ancak, önemli bir ayrıntı, Born Investment şirketinin de aslında 'Aydın Doğan Grubu üyesi' olduğu... Böyle bir ticari ilişki ise SPK yasasına göre yasak. SPK, hisselere roket hızının sun'i olduğunu raporlaştırmış; yapan da tanıdık biri: Ali Balkaner... Bu ayrıntıları Star'da okuyunca, aklıma, Ali Balkaner'in gözetim altında verdiği ifadesinde sarf ettiği, "Biz 18 kişilik bir aileyiz, bir de babamız var" cümlesi geldi. Hazır konuyla daha yakından ilgilenmişken, Star, ailenin diğer fertleri ve Balkaner'in 'baba' diye andığı kişinin kimliğini de ortaya çıkartsa ya! Bu kavga sırasında, bir ara Aydın Doğan'dan Milliyet'i almış Korkmaz Yiğit'in, ödediği parayı geri aldığını, altına imzasını attığı bir mektuptan öğrenmiş olduk. Bir kaç sorum var: Alışveriş yarıda kalmasaydı, Korkmaz Bey, toplam kaç para ödeyecekti Milliyet için? 'Avans' olarak kaç milyon dolar ödedi? O ödenen parayı nereye ödedi? Bütün bunlar, borsada işlem gören bir şirket olduğuna göre, Milliyet'in tahtasına kaydedildi mi? Bu konularda bilgisi olanlar sorularıma cevap teşkil edecek açıklamalarını bana gönderirlerse mutlu olurum. Böyle kritik soruların cevabını Star'dan önce ben vermek isterim de.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |