|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bülent Ecevit-Mesut Yılmaz ikilisi, "muhalefetsiz siyaset"e ve göbeğinden rehine alınmış "uydu medya"ya çok fazla alıştılar.. 28 Şubat sadece Türkiye'nin demokrasisini, siyasetini, sosyo-politik uzlaşma ortamını zedelemedi.. "Siyasi ahlâk" anlayışı da, "basın" kavramı da, rayından çıkartıldı.. Şu Mesut Yılmaz'ı düşünün. Türkbank özelleştirme rezaleti ve Korkmaz Yiğit'le kural-dışı diyalogları yüzünden, TBMM tarafından başbakanlıktan düşürülmedi mi? Sonra da genel seçimlerde yenilmedi mi? Sonuç ne? Mesut Yılmaz yine hükûmette, iktidar sahibi.. Sabah'ın sahibi Dinç Bilgin neden cezaevinde? Ve onu bankacılığa sokanlar, neden hâlâ işbaşında? Şu Bülent Ecevit'e bakın.. Dünya çapındaki bir krizde, "Amerika Birleşik Devletleri"ni doğru söyleyemiyor.. Ayakta zor duruyor.. Kötü yönetimiyle, Türkiye'yi tarihimizin en büyük ekonomik krizine soktu.. Ekonomiden sorumlu bir bakan, onun döneminde intihara teşebbüs etti. Ve hâlâ, Başbakan Ecevit!.. Neden? Çünkü "muhalefetsiz siyaset"e ve göbeğinden rehine alınmış "uydu medya"ya dayalı bir demokrasimiz var.. Rekabetsiz ne ekonomi, ne siyaset sağlıklı olabilir.. Dün, "Albayraklar" konusunda özetle şöyle yazmıştı Fehmi Koru.. -Acaba, Albayraklar'a, Yeni Şafak sahiplerine işkence yapılabilmesi, bizleri bir de "Onlara reva görülen muamele acaba bizim yüzümüzden mi" ahlaki sorumluluğu ile başbaşa bırakıyor. Fikir işçilerine kızıp, patronları işkenceden geçirme, ilk bakışta tuhaf görünse bile, bugünün Türkiye'sine pekala yakışıyor.. Evet.. Hepimizdeki düşünceler aynı.. Acaba bu satırların yazarı şunları yazsa.. -Mesut Yılmaz, eşsiz, tutarlı, namuslu, ahlaklı, başarılı bir politikacıdır.. Bülent Ecevit genç, dinamik, vizyon sahibi, ilerici bir devlet adamıdır.. Allah, bu ikiliyi biz Türkler'e bir lütuf olarak gönderdi!.. Ne dersiniz? "Yeni Şafak"ın sahibi olmak, Albayraklar için farklı bir statü mü oluştururdu? İktidar baskısıyla yazarların satıldığı, susturulduğu, andıçlandığı dönemleri, dün kadar yakın bir geçmişte yaşadık.. Bu yüzden, herşeyin mümkün olabileceğini biliyoruz.. Ayrıca "Temiz Türkiye" diye tutturan Sadettin Tantan'ın, "medya yardımı ile", bir anda nasıl ışınlandığını da, daha dün yaşadık.. Neyse.. Neleri yaşadık ve sonra neleri gördük!.. Emirle yazar susturanlar, şimdi nerelerde? Ama, yazar susturmak ve medyayı esir almak için emir verenler, henüz işbaşında.. Bu düzen böyle gider mi dersiniz? ŞAKA
Kim kazanacak?
Amerikan kapitalizminin veya "Serbest Piyasa Ekonomisi"nin en büyük sınavı başladı.. "Wall Street" diye bilinen New York Borsası, eğer paniğe kapılmazsa, ekonomi savaşında terörizm yenilmiş olacaktır.. Bush ne derse desin, asıl savaş ekonomi cephesindedir. Bizde böyle bir cephe kalmadığı için, farkında olmayabiliriz olayın.. HİÇ İYİ DEĞİL
Bu da Amerika'nın öbür yüzü
Amerikan teknolojisi, kapitalizmi, eğitimi ve yaratıcı gücü, dünyanın çok ilerisinde.. Ama bireyler olarak Amerika'lılar da, diğer dünya insanları düzeyinde.. Amerika'da da, dahilerin, vizyon sahibi insanların yanında, yobazlar, geri zekalılar, dar kafalılar var.. İşte bu yaşanılan "global kriz", Amerika'nın, düzey altındaki yanlarını da ön-plana çıkartıyor.. Amerika'nın yobazları, bu olaya köklü çözüm aramak yerine, farklı kültürlere, inançlara, etnik gruplara, "Haçlı Seferi" ilan etmeyi öneriyorlar.. Çapı düşük politikacılar, gelecek kuşakları değil, bugünkü nabız oylamalarını gözetiyor.. Amerika'yı Amerika yapan, açık, hoşgörülü, uzlaşmalı model, adeta terk edilmek isteniliyor.. Dünyadan kopuk ve dünyaya kapalı bir "Amerika Kalesi" modelinin arayışları yapılıyor.. Gerçekten tehlikeli bir tablo bu.. Bu tablo Amerika'nın siyaset ve düşünce hayatında ağır basarsa, terörizm zafer kazanmış olacaktır..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |