|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
FBI ve CIA bir olup, 19 kişilik listeyi bile doğru dürüst hazırlamayı beceremediler. Doğru dürüst demeyelim de, "inandırıcı" diyelim isterseniz. Çünkü ne doğru olması mümkün böyle bir listenin, görüldüğü gibi, ne de dürüst. - Tak tak tak... - Kim o? - Ef bi ay. - Ne var? - Aç kapıyı Muhammet Atta'yı arıyoruz. - Yok. - Nerede? - Attaya gitti. * * * Çok sağlam kaynaklardan aldığımız bilgilere göre, Muhammet Atta isimli şahsın yakınlarıyla FBI elemanları arasında böyle bir görüşme geçmiş. Sonrasında ise "Ulan atta da neresi?" diye sormaya başlamışlar birbirlerine FBI yetkilileri. Birisi çözmüş meseleyi. İçlerinde en uyanık olanıymış bu. "Neresi olacak, olsa olsa gümleyen uçaklardan birisidir mutlaka!.." "İyi de..." demiş koyu siyah gözlüklü olanı, koyu kahverengi gözlüklü olan arkadaşına dönüp, "Uçakların yolcu listesinde bu herifin adı var mı?" "Düşündüğün şeye bak hemşerim! Burası Amerika!" "Eee?.." "Her şeyin çaresi bulunur, dert etme!.." * * * Bu diyaloglar, size çok uçuk kaçık mı geliyor? Gelmesin. Biliyorsunuz, Amerika'nın açıkladığı 19 kişilik listede yer alan pilotların tamamı Arap kökenli. Ancak, bu isimlerden biri olan Amir Abbas Burkari'nin bir yıl önce öldüğü ortaya çıktı... Kardeşi Adnan Burkari'nin de halen FBI bünyesinde "ajan" olarak çalıştığı anlaşıldı... Daha da önemlisi, açıklanan 19 kişilik "terörist listesi"ndeki isimler, kaçırılan uçakların yolcu listesinde yoktu!.. Yine aynı listedeki isimlerden Abdülaziz el Ömer, uçaklardan değil, Suudi Arabistan'dan ses verdi ve "Aloo, ben Riyad'dayım, yaşıyorum" dedi... FBI listesindeki Suudi Pilot Said el Gamdi de, Tunus'ta ortaya çıktı... Said el Gamdi, "8 Suud'lu pilotla birlikte 9 aydır Tunus'tayız" dedi. Ve "Burada hava latif, şehir mazbut, sizi de bekleriz" diye ekledi. * * * New York'taki ikiz kulelere uçaklar vurduğunda, elde hiçbir delil yokken, hemen Usame bin Ladin'in ismi ortaya atılmıştı. Tıpkı, Oklahoma'daki saldırıda olduğu gibi. O da Usame bin Ladin'in üzerine yıkmaya çalışılmış, daha sonra bombacının Timoty McVeigh olduğu anlaşılmıştı. Adamların niyeti üzüm yemek değil. Bağcıyı dövmek de yetmiyor görünüşe göre. Asıl maksat, bağa el koymak. Karga der ki: - Bağ güzel abi!.. Verimli sonra... Adamlar ne yapsın?! Papa'nın yediği naneye bak
Papa Efendi, Ermenistan'da soykırım anıtına çiçek bıraktı, bir de konuşma yaptı. Daha doğrusu konuşma değil de okuma idi yaptığı. Bizler, Papa oradayken saldırı olmayacaksa, biraz daha oyalansın; belki Amerika'nın ateşi düşer düşüncesini dile getirmeye çalışırken, sen git soykırım anıtına çiçek bırak. Tam "Haçlı seferi" laflarının dolaştığı günlerde. Adım atmakta zorlanan, elindeki kağıdı tutmaya mecali kalmamış halini görünce acıyordum adama. Vazgeçtim. Parasızlıktan
Ajanstan bir haber: "Karabük'te, kızını maddi imkansızlıklar yüzünden üniversiteye kayıt ettiremeyen baba, gazeteye ilan vererek çocuğundan özür diledi." İyi de... Gazeteye verecek ilan parasını nereden buldu?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |